3 entry daha
  • popüler olarak ornette coleman ve cecil taylor'ın 1959 sonbaharında bir kafede tanışmalarıyla başlar. [halbuki kırklarda tristano neler neler yapmıştır!] ikisi de birbirini tanır, daha doğrusu birbirlerinin uç noktalarda gezinmeyi sevdiklerini ve kalıplara bağlı kalamayacaklarını bilir; ancak yine de ortak 'quartet' oluşturamazlar. çünkü ornette coleman için free cazda piyano gereksizdir; -bir süre sonra ornette on piano isimli albümündeki piyano çalışıyla kendi farkını kanıtlamak ister.- üstelik yanında don cherry gibi fantastik bir pocket trumpeter da vardır. bunun üzerine ornette coleman, charlie haden ve don cherry ile birlikte free jazz'in en iyi quartetını oluşturur. cecil taylor ise albert ayler'ı yanına alarak avant-garde yoluna çentik koyup kuralsızlığın en sonunu hedefler. ancak ikisi de birbirinden haberdar olup, konser öncesi söyleşilerde birbirini desteklemektedir. coleman 2003'teki röportajında 'cecil ve ben o kadar aykırıydık ki, birlikte çalmamız için birimizin cazı bırakması gerekiyordu.' diyerek özgür ruh dozlarının yüksekliğini kanıtlamaktadır.

    free jazz; gerektiğinde saksofonun deveboynunu çıkarıp elle kapatarak müziğe yön vermek, yeri geldiğinde dili bek ve kamış arasına sıkıştırıp coltrane'in live at the village vanguard again'indeki 25 dakikalık my favorite things'ini anmak, dinleyicinin takip edemeyeceği ritmleri gizli bir düzen içinde çalmak; trompette bas-tiz uyumunu hafiften yakalayarak ilerlemek; yeri geldiğinde kontrbassa sırtını dayamaktır. kalıp dışına çıkmak gibi bir kavram free jazz'in doğasına aykırıdır. çünkü amacınız cazı sonsuz -ve sınırsız- özgürlüğe kavuşturmaksa, kalıp kavramını başından kafanızdan silmelisiniz.

    free jazz'in ortaya çıkış teorilerinden -hatta teori demektense bilgi demek gerekiyor.- biri de o döneme kadarki cazın (bop, swing ve cool) bazı kesimlerce 'siyah adamın beyazı eğlendirmesi' olarak görülmesi ve 1957'de bu konuda new orleans jazzhouse'ta çıkan iki makaledir. makaleler, benzer ritmler ve kalıplarla siyah adamın beyaz adama müzikal keyif verdiğini ve bunun büyük bir zevk olduğunu belirtir. coleman, taylor, cherry, ayler, haden, higgins vs. buna karşı çıkmak ister; ve başarırlar da. eğer sevebiliyorsanız, vageçilmezdir free jazz. dewey redman'ın tenorda, ornette coleman'ın ise kemanda olduğu rock the clock ile selam eder, entryi bitiririm.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap