3 entry daha
  • daum'a benzeyen jérémie renier'in performansının göz doldurduğu, daha iyi işlenebilecekken ne yazık ki herkes anlasın diye kabataslak geçiştirilen bir konuyu ele alan filmdir. aşağı yukarı yüzelli yildir varolan bir sorunu anlatan bu film musevi göçmenlerden tutun, nansen pasaportlu beyaz ordu taraftarı ruslara, daha sonra hitler rejiminden kaçan alamanlara ve savastan fellik kaçanların sorunlarını güzel izahatını veren zincirin bir halkasıdır.

    yaşadığı ülke inatla geri kalan ve yasanacak yerler ise ne yazık ki bir yeteneğin, melaiken yhaut paran yoksa sittin sene havasını bile koklayamayacağin kaf daği ülkesi olmustur. filmde lorna hanımefendi bütün bayaği ile arz-i endam eder. sadece vatandas olmak ve bir cok kişinin dusturu olan ben parama bakarım mon cher diye diye en sonunda kendini yok etmeye ant içmiştir. hedefine varirken ezdiği ve yok ettiği cicekler ondan intikam almaya baslar.

    ulus devlet modelinin ilegaliteyi beslediğini biliyoruz. bu ilegalite karsimiza kah gemisi batan pakistanlı multeciler olrak cikiyor, kah varolan saçman sebelek bürokrasilerin zarfin arasina para koyup iş görtürten asalakların ihya olmasına sebebiyet oluyor. sonucta olan insanlığın ortak paydasina oluyor ve kişiler ya jérémie renier gibi keş oluyor yahut ben parama bakarimciliktan baska birşey kalmiyor.

    hele ki görsel sanatlar ve sanal dünya dediğimiz internet teknolojisi ile milyonlarca insan cafcafli vitrinlere agizlarinin suyu akarak bakmakta ve ne yazık ki istencler olmadiğı vakit bireyler fittirma esiğine gelmektedir.

    bu garbi diyarlarda daha az hissedilebilir, çünkü maddi olarak bireyleri bir şekilde karnin doysun yeter essolluesek denilip geçilir. olmadi afrikadaki aclari düsün gibi gayet büyük bir sahaser olan ne kadar büyük sahaserse bir o kadar da kof kellamlara azarlarlar.

    kişi delirerek yok olacak yahut delirmiyip sessiz birey olarak ben parama bakarimcilik yapacak. tam anlamiyla yapmasina da gerek yoktur. sadece gibiymiş gibi yapsa sesini kesse yeter.

    bir elmayi değil de bir elmanın dilimini kesip gösteren filmlere bayilirim. çünkü hollywood filmlerinde cogunlukla yapilan incir cekirdeğini elma gibi yutturma gibi olay yoktur. incir cekirdeğini elma diye yutturma malumunuz bol bol klişeler barindirir.

    bu filmlere izleyeceklere tavsiyem ac karninina bu film izlemeyin. tok karninina bile insanın basini bol bol agritan bu film aclikla birlesince daha da fena oluyor. tok karnina gidip izlemekte fayda var. bir de tadini tam anlamiyla cikarmak 20:00 matinesine gidin ve yaninizda 500.000 eski türk parasi değerinde bir bozukluk olsun. yer gösterici sakal istiyor bilginize.

    izlenmesi gereken bir filmdir bence...
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap