21 entry daha
  • dünya tarihinin en müstesna topluluklarından biri kesinlikle vikingler.
    esasen kendilerini viking diye adlandırmazlardı; düşmanları da onları böyle çağırmazdı. şimdi viking çağı dediğimiz (8.-11. yy arası) dönemin başlarında kendilerini krallarının veya komutanlarının isimleriyle özdeşleştirirlerdi. bu açıdan hayli bireyci bir toplum oldukları söylenebilir. ama daha sonra iskandinavya'da büyük krallıkların ortaya çıkışıyla günümüzdekine paralel kimlikleri sahiplenmişlerdi. mesela norveçli veya dan gibi. ama düşmanları için onlar sadece korkunç norslar veya normanlardı, yani kuzeyliler.

    vikinglerin (kötü) ününü sağlayan esas etmen kesinlikle ve kesinlikle denizcilik teknolojisidir. esasen vikingler kara savaşlarında ciddi bir tehdit teşkil edemeyecek kadar az nüfuslu ve cephane fakiriydiler. saçtıkları dehşeti bir anda avrupa'nın istedikleri kıyısına çıkartma yapabilmelerine ve korsanlıklarının ganimetlerini topladıktan sonra savunmacılara takviye gelmeden çabucak kaçabilmelerine borçludurlar. kıta avrupası'nın siyasal bölünmüşlüğü ve iç çatışmalarla meşgul olması da kuşkusuz işlerini çok kolaylaştırıyordu.

    bu üstünlükleri konsunda onca kelam ettikten sonra konuyu biraz daha detaylandırmak lazım. vikingler'in gizli silahı efsanevi uzun gemi idi. bu araç yaklaşık bin yıldır iskandinavya'da gelişen gemi tipinin vardığı son noktaydı. antikçağ dünyasında denizciliğin kalbinin attığı akdeniz'de gemiler çam veya karaağaç gibi yumuşak ağaçlardan inşa edilir; birbirine ahşap zıvanalarla tutturulan "derileri" veya kaplamalarından esas gücü alırlardı. öyle ki iskeletleri dış kabuğun inşasından sonra kurulurdu. yaz mevsiminin sakin sularına uygun akdeniz bölgesi gemileri için bu yeterliydi ama sürekli sert dalgalarla çalkalanan kuzey denizlerinde bu teknoloji yeterince dayanıklı değildi. iskandinav toplumları bunun yerine sağlam meşe kerestelerinden iskeleti önce kurarlar, ardından yine aynı malzemeden kaplamayı demir çivilerle çakarlardı. üstelik kaplama tarzı da hayli değişikti: akdeniz gemilerinde keresteler üst üste bitiştirilir arada kalan boşluk üstüpü ve ziftle tıkanırdı. iskandinav gemilerinde ise keresteler tıpkı bir balığın pulları gibi üst üste bindirilirlerdi. bu yapım gövdeye hem olağanüstü bir dayanıklılık hem de dalgaların üstünde elastikiyet kazandırıyordu. nitekim danimarka'nın skuldelev kasabasında bulunan değişik tipteki viking gemisi enkazlarından model alınan replikalar modern fiberglas yatlara denk bir denizcilik performansıyla şaşkınlık yaratmıştır.

    vikinglerin "iskelet-ilk" ve "bindirme kaplama" teknolojisine getirdikleri yenilik gemilerin küpeştesini yükseltmek, boy-en oranını iyileştirmek ve çok verimli yelken kullanımı sağlayan yeni bir direk sistemi geliştirmek oldu. ortaya çıkan uzun gemiler uygun rüzgar olduğu zaman kıyıdan çıplak gözle görülmelerinden sadece yarım saat sonra kumsala varıyorlardı, böylece kıyı yerleşimleri takviye isteyecek veya milislere alarm verecek zamanı bulamadan tam bir baskına uğruyorlardı. vikinglerle denizde başa çıkabilen tek kişi uzun gemileri örnek alıp bir düzenli donanma kuran ingiltere kralı büyük alfred oldu.

    vikingler önceleri yağma seferlerini kuzey denizi kıyılarıyla sınırlı tutarken karşılık görmeyince bir anda akdeniz'e ve rus nehirlerini izleyerek karadeniz'e indiler. bizans imparatorunu bu hamleleriyle gafil avladılar ve istanbul'dan ancak yüklü bir rüşvet karşılığı uzaklaştırılabildiler. imparatorla görüşmeye gelen viking prenslerinin ayasofya mermerlerine kazıdıkları rünik imzaları bugün hala görülebilir. ayrıca herhangi bir siyasi kuruluşu olmayan slav topraklarında novgorod ve kiev şehirlerini kurarak rus tarihini de başlatmışlardır. 900 yılında hanedan kavgalarıyla bölünen fransa krallığı başkenti paris'i 2 yıl boyunca kuşattılar. kuşatma, karolenj hanedanı'nın devrilerek kentin komutanı hugh capet'in fransa kralı ilan edilmesi ve vikinglere kuzey fransa'da bugün normandiya olan toprakların yerleşim bölgesi olarak terkedilmesiyle sonuçlandı. ve belki de en ünlü viking maceraları önce izlanda, ardından grönland ve en sonunda korsan kızıl erik ile oğlu leif eriksson'un keşfettiği kuzey amerika kıyılarında koloniler kurulmasıyla gerçekleşti. kanada'nın yerlileri ve iklimine karşı koyamayan kolonistler buraları terk etseler de izlanda ve grönland toplulukları ayakta kaldı.

    viking çağı'nın gelmiş geçmiş en büyük kuzeyli savaşçı, norveç kralı harald hardrada'nın 1066 yılında ingiltere tahtı için savaşırken öldüğü stamford köprüsü savaşıyla ve iskandinavya'nın hristiyanlaşmasının tamamlanışıyla 11. yüzyılda son bulduğu kabul edilir. ancak fransaya yerleşen vikingler dinlerini değiştirmekle beraber savaşçı ve maceracı ruhlarını korumuşlar; batı dünyasının dört yanına yaptıkları paralı askerlik ve fetih seferleriyle viking mirasını daha uzun yıllar devam ettirmişlerdir denebilir.
49 entry daha
hesabın var mı? giriş yap