tristan und isolde
-
tristan son nefesini verdikten sonra, isolde, kendinden gecmis bir halde ona dogru bakar. o anda hos bir ezgi duymaya baslar cevresinde ve sevgilisinin tekrar dirildigine inanir. bu sanrilarin dozu gittikce artar, ta ki isolde sevgilisinin yanina düserek ölünceye kadar... isolde'nin, bu sanrilar esnasinda söyledigi o etkileyici arya, "isolde's liebestod" (isolde'nin ask ölümü) veya "mild und leise" (yumusak ve sessizce) adiyla bilinir.
mild und leise
wie er lächelt,
wie das auge
hold er öffnet ---
seht ihr's, freunde?
seht ihr's nicht?
immer lichter
wie er leuchtet,
stern-umstrahlet
hoch sich hebt?
seht ihr's nicht?
wie das herz ihm
mutig schwillt,
voll und hehr
im busen ihm quillt?
wie den lippen,
wonnig mild,
süßer atem
sanft entweht ---
freunde! seht!
fühlt und seht ihr's nicht?
hör ich nur diese weise,
die so wundervoll und leise,
wonne klagend,
alles sagend,
mild versöhnend
aus ihm tönend,
in mich dringet,
auf sich schwinget,
hold erhallend
um mich klinget?
heller schallend,
mich umwallend ---
sind es wellen
sanfter lüfte?
sind es wogen
wonniger düfte?
wie sie schwellen,
mich umrauschen,
soll ich atmen,
soll ich lauschen?
soll ich schlürfen,
untertauchen?
süß in düften
mich verhauchen?
in dem wogenden schwall,
in dem tönenden schall,
in des welt-atems wehendem all ---
ertrinken,
versinken ---
unbewußt ---
höchste lust!
yumusakca ve sessizce,
gülümsüyor.
gözünü
nasil sevecence aciyor---
gorüyor musunuz, dostlar?
görmüyor musunuz?
durmadan daha aydinlik
nasil parliyor cehresi,
yildizlarla aydinlanarak.
ayaga kalktigini?
görmüyor musunuz?
kalbinin nasil
cesurca kabardigini,
doluca ve soyluca,
gögsünde doldugunu?
dudaklarindan nasil
mutlu bir yumusaklikla
tatli nefesin
yumusakca kactigini---
dostlar! bakin!
hissetmiyor ve görmüyor musunuz?
yoksa yalnizca ben mi duyuyorum böylece o ezgiyi
o öyle harika ve sessiz ki,
mutluluk nazlanan,
hafifce teselli eden,
sesi ondan(tristan) gelen,
icime giren,
yukari dogru firlayan
tatlica cinlayan,
etrafimi sararak calan?
giderek daha acikca tinleyen,
etrafimda dalgalanan---
bunlar, yumusak rüzgarlarin
dalgalari mi yoksa?
bunlar yoksa, tatli kokularin
devasa dalgalari mi?
nasil kabariyorlar,
sesleri beni nasil cevreliyor,
nefes mi almaliyim,
dinlemeli miyim yoksa?
icmeli miyim,
dalip gitmeli miyim yoksa?
tatli kokular icinde
erimeli miyim?
o devasa dalgalarin icinde
o kuvvetle tinlayan sesin icinde
dünya nefesinin acili evreninde ---
bogulmali,
batmali ---
bilincsizce ---
en yüce haz!
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap