8 entry daha
  • melek cebrail'in “meryem adında bir bakireye” göründüğü küçük mezranın, köyün ya da kimbilir belki kasabanın adı olan (ama kesinlikle bir “şehrin” değil) nasıra, yunanca nasara, antik filistin hakkındaki en zengin bilgi kaynaklarından olan, ı. yüzyılın romalı yazarı flavius josephus'un bilmediği ve eski ahit’te var olmayan bir yerdir. matta incili’nde, taberiye gölü olarak da bilinen genesaret gölü'ne yakın olduğundan, aşağı celile’de bulunduğunu yazar; isa’nın çocukluk ve ergenlik çağları işte burada geçmiştir. öte yandan, isa orada değil beytüllahim’de doğmuştur çünkü, meryem hamileyken yusuf ona, augustus fermanına göre sayım yaptırmak için oraya gitmesi gerektiğini söylemiştir. nitekim, yusuf beytüllahimlidir. matta’ya göre, mısır’a kaçıştan sonra, yusuf nasıra’ya döner, "bu, peygamberlerin aracılığıyla bildirilen ona nasıralı denecektir" sözü yerine gelsin diye oldu. (mt, ıı, 23) sorun şu ki, hiçbir peygamber nasıralı’dan bahsetmemiştir, nasıra isminden de.

    sözcüğün kendisi yeni bir soru sordurmaktadır: matta, nazoraios yazdığı halde, markos, luka ve yuhanna, ardından da resullerin işleri, isa’yı anlatmak için nazarenos sözcüğünü kullanırlar, bu da daha dar anlamlı olup “nasıra’da yaşayan” demektir. bu söz sonraları havariler için de kullanıldı. acaba bu, ibranice netser, “evlat''tan türemiş bir sözcük müydü? hayır, çünkü tsadik harfinin “z” sesini içermiyord. o halde nazir, yani “çileciden mi geldi? hayır, çünkü, isa bir çileci değildi. incil'i yazanları bile ikiye bölen tuhaf bu yeni sözcük, belki de yalnızca “nasıra’da yaşayan” anlamına geliyordu.
    peki bu yer nerededir?

    burası ancak celile’nin tepelerinden birinin yamacında, jezreel ovasının girişinde bulunan, bugün olduğu gibi tarif edilen ve adı el nasira olan yer olabilir: burası kuş uçuşuyla genesaret gölünden yirmi kilometre uzaktadır, hâlbuki markos ve luka burayı gölün doğu kıyısına yerleştiriyordu. burası luka'nın bahsettiği nasıra olamazdı, çünkü, orası bir dağın üstünde bulunuyordu. aslında, isa bu yerin sinagogunda vaaz verdiğinde ve cemaate imansız oluşları nedeniyle mucize yapamayacağını ilan ettiğinde, öfkelenen cemaat onu dağın tepesine götürdü; onu oradan aşağı atmayı planlıyorlardı. öte yandan, günümüzde ve şüphesiz orta çağ’dan beri bu eziyetin meydana geldiği yer olarak gösterilen dik bayır şimdiki nasıra’nın iki kilometre ötesinde bulunuyordu.

    civarda bol bol bulunan ve çiftçilerin hasatlarını koydukları mağaralar nedeniyle nasıra isminin “gizlemek” anlamına gelen nesr kökeninden geldiği iddia edildi; ama insanların yaşadığı bu isimde bir yer bulunduğuna dair kanıt yoktur. arkeoloji, sitenin ne prehistoryada ne de sonradan bizim çağımızda var olduğunu doğruluyor. orada gerçekten bulunan yıkıntı ve yapılar ı. yüzyıldan sonraki döneme aittirler.

    en akla yakın varsayıma göre, nasıra'nın varlığı yeni ahit’te çok sık kullanılan nazoraios ve (nazoraios sözcüğü nasıra’da yaşayan birini ifade edemediğinden dolayı) farklı bir anlam taşıyan nazarenos arasında fonetik bir çatışmadan geliyor. yunanca sözcük nazoraios’un, aram dilinde nasorayya sözcüğünden gelmesi daha büyük bir ihtimal, bu sözcük ilk kilise’de bir gnostik hıristiyan tarikatını tasvir ediyordu.

    sonradan, hıristiyanlar markos, luka ve yuhanna incillerini doğrulayacak bir site kurmuş olmalılar.

    zaten, her koşulda isa, bu varlığı şüpheli kasabaya bağlı görünmüyor çünkü, yahya’nın kendisini vaftiz etmesinden sonra gidip kefar nahum’a yerleşmiştir.
    ama bir efsaneyi yadsımak tehlikelidir, ne de olsa halen daha “nasıralı isa’dan” söz edilmeye devam ediliyor.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap