19 entry daha
  • (bkz: gölcük donanma komutanlığı)

    bir çok 80 doğumlu neslin 10 numara çocukluk anılarına sahip olmasına vesile olmuş yer.

    batı lojmanlarında subaylar, doğu lojmanlarında astsubaylar ve aileleri yaşardı. amirallerin denize nazır müstakil lojmanları vardı şükrü okan parkı denilen yere yakın yerde. yanılmıyorsam hastane ile donanma komutanlığı yakınında da donanma komutanının etrafı 2 sıra tel örgü ile çevrili malikane-vari lojmanı vardı. batı ile doğu lojmanları arasında en azından bir çocuk için oldukça mesafe vardı ve bu orta kesimin denize yakın kısmında denizaltı üssü, su üstü üssü ve tersane vardı. daha kara kısmında ise donanma komutanlığı, su altı eğitim merkezi, donanma komutanlığı, itfaiaye, ve hastane vardı. tabii bunlar dışında onlarca başka bina da vardı (meteoroloji merkezi dahil).

    tesiste yok yoktu. ben daha ziyade batı lojmanlarını bilirdim tabii. burada en önemli yapılar sahildeki çay bahçesi ve buna eklemli restoran, onun az arkasında ve daha üst kotta subay orduevi karşısında restoran (sanırım barbaros restoran idi), subay orduevi (ki maalesef büyük dram yaşandı 99 depreminde orada devir teslim dönemi). gene sahilde açık spor sahalarının olduğu şükrü okan parkı vardı. oralarda bir yerde mangal alanı vardı (kendin pişir kendin ye). donanma komuntanlığının filan arkasında sanırsam adı yıldız olan kapalı bir spor salonu vardı. şahin tepesine çıkmadan olan yerde kantin vardı ama sonra o biraz daha yukarı nizamiyeye yakın bir yere taşınmıştı ben 96'da gölcükten taşınmadan. o bahsettiğim nizamiyeye de sonrada ordu pazarı yapmışlar, hatta o da migros olmuş galiba. askeri hastane arkası ve şahin tepesi aşağısı alan bildiğin ormandı. o arka yol ayrıca doğu ile batıyı bağlardı ama çok kullanılmazdı (sonraları daha çok kullanılan bir rota olmuş) bisikletle hız denemeleri yapardık. yüzbaşılar denen yerde tellerde boşluklar olurdu, bakkaldan siparişle abur cubur alırdık. doğu tarafına ise genel olarak sinema ve megasa bir kapalı havuz için giderdik. onun dışında birşey hatırlamıyorum. ha tabii bu askeri tesis içi, yoksa çoğu iş ve hatta dersane için doğudaki gölcüğe, yeme içme veya akşam yürüyüşleri için de değirmendere'ye giderdik. ayrıca gene ordu pazarı o zamanlar doğudaydı ve sivil taraftaydı. ben ve çoğu çocuk batıda yüzbaşılara yakın, etrafında fındık bahçelerinin zamanla yerini apartmanlara bıraktığı donanma ilkokuluna giderdik. siyah önlük giyerdik. bazıları da doğuda pirireis okuluna giderdi, önlükleri mavi ya da bordo mu neydi. tabii donanma içi uzun mesafeleri ya bisiklet ya da açık gri renkli otobüs servislerle giderdik. ya da anne babalardan arabaları olanlar bazen atardı. okula da abd'deki sarı okul otobüsünün gri renkli boyanmışı götürürdü. gariban askerler kullanırdı ve onlarca çocuk kelimenin tam anlamıyla delirtirdik adamları. yazları çoğu zaman yalova kampına gidilirdi. bir de batı lojmanlarında şimdileri açık havuz olan tesise nispeten yakın bir ana okulu vardı (neptün apartmanının yanında, apartman adını hatırlıyorum çünkü bizim daire ordaydı).

    benim zamanımda yoktu ama sonraları yüzbaşılar yakınına bowling salonu, kapalı spor salonu yakınına açık havuz tesisi ve ıssız dediğim şahin tepesi ötesine de halı saha yapmışlar. muhakkak başka şeyler de yapılmıştır tabii...

    biraz daha büyüdükçe anadolu lisesini kazandıktan sonra tabii çevremiz genişlemeye başladı. izmit'e filan da gitmeye başlamıştık. anadolu lisesi de önce değirmenderedeydi sonra ihsaniye'deki yeni binaya taşımıştı. bazılarımız da koleje gidiyordu. o zamanlar anadolu lisesi tercihi 1 tane idi ve sinavdan once yapiliyordu. ben girdigim sene kocaeli birincisi ve turkiye 300. su idim. nereye gittim peki, golcuk analdolu lisesine, puahahaha, vizyon iste :d

    paragraflarca yazı yazılır, ama şuna eminim ki çoğumuzun kendi çocuğunun bu bolluk ve teknoloji çağında yaşayamayacağı kadar güzel bir çocukluk yaşadık orada. benim gibi bazılarımız ise 99 depreminde orda olma bahtsızlığını yaşamadığından muhtemelen daha da iyi anıyor o günleri. garip, çocukluğumdaki çoğu (yüzünü hatırladığım ama adını hatırlayamadığım) arkadaşım bugün hayatta mi onu bile bilmiyorum. hayatimin 25 senesinde filan kendime o kadar odaklanmissim ne dense bu sorulari kendime 40'ima merdiven dayadagim anlarda sormaya basladim. nostalji bana gec ugradi, ama en nihayetinde ugradi iste....
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap