3 entry daha
  • "cambridge'de biyokimyacı frederick sanger, yarı toprağa gömülü kulübe gibi bir laboratuvarda 1960'lardan beri gen dizileme meselesiyle boğuşuyordu. sanger 1971'de dna polimerazının kopyalama tepkimesini kullanarak bir gen dizileme tekniği geliştirdi. bu yöntem verimsizdi. 1975'te dahice bir değişiklik yaptı: kopyalama tepkimelerini kimyasal açıdan değiştirilmiş bazlarla farklı noktalarda kesintiye uğrattı. sanger 1977'te bu teknikle bir virüsün bütün dizilimini nature dergisinde yayımladı." s. 224-226 > kaynak: siddhartha mukherjee "gen: hayli kişisel bir hikâye"

    1958'te proteinlerin kimyasal yapıları üzerine harika keşiflerinden dolayı nobel ödülü alıyorsun. nobel ödülü... akabinde ülke ülke, üniversite üniversite dolaşıp seminer ayağına gününü gün etmek yerine yıllarca laboratuvarlarda -aslında oldukça sinir bozucu, binlercesi boşa çıkan denemeler ve deneyler içeren- çalışmalara devam ediyor, gen dizilimlerinin belirlenmesi üzerine çalışmalarından dolayı 1980'de bir nobel daha kazanıyorsun.
    "şövalye" unvanını, isminin önünde "sir" tabiri beni değiştirir, gerek yok, diye almıyorsun. sorduklarında, "akademik olarak çok da parlak zekalı sayılmam" diyorsun.

    bize de teşekkür etmek ve şapka çıkarmak düşer.
hesabın var mı? giriş yap