13 entry daha
  • hacı bektaş-ı veli'nin hayatını anlatan ve vilayetname olarak da bilinen 15. yüzyılda yazılmış menakıb-ı hacı bektaş veli'de hacı bektaş'ın, sürekli ardıç ağaçlarının etraflarında bir yerlerde olduğuna vurgu yapılıyor; ya dibinde oturuyor ya da onunla konuşuyor. evet evet konuşuyor:

    "hacı bektaş hırka dağı'na yöneldi; dağın tepesinde bir ardıç ağacı vardı. hünkâr 'ardıç', dedi, 'bir an için dallarınla, sürgünlerinle beni saklarsan ben de kıyamet günü seni saklarım'. ardıç dallarıyla, sürgünleriyle kıble yönünde eğilip bir çadıra dönüştü; hünkâr, içine girip ibadete koyuldu; orada çile çıkardı." (s.51)

    tabi hemen magic mushroom durumlarından şüphelenip ardıç ağacını bir yokladım. bingo: bilimsel adı juniperus olan ve terapötik etkisi nedeniyle farmakolojide kullanılan bu ağacı kızılderililer, keltler ve şaman türkleri kutsal olarak addedip bitkisel ilaç yapımında ve ayinlerde kullanmışlar. özellikle yakıldığında çıkan duman, sağlam kafa yapıyormuş.

    "ardıç dumanının uyuşturucu, ağulu (toxique) bir etkisi vardır. şaman inanışlı cemiyetlerde, ardıç'tan, iranlıların soma'ları -haşhaş ya da "kutsal mantar" (amanita musaria)- gibi gerçek dışı görüntüler elde etmede yararlanılır; ve yüksek tepelerde yakılarak kullanılır. yanarken, kalın bir duman -insanlarla doğaüstü alem arasında bir iletişim aracı olabilecek-kokusu çok güçlü bir duman yükselir; böylece, göğü yere bağlayan evrensel yapıda (cosmique) bir bağlantı direği oluşur.

    şaman toplantılardan önce ardıç sapı ya da ardıç tohumu çiğner. bu, onun duruma uymasına yardımcı olur. şaman'ın kendini-aşması (transe) çoğu kez, kokulu gazların çıkmasıyla başlar. kendini-aşma, ardıçsız olmaz. ateş, onu kendini aşması için hazırlar. sema' etkiyi uzatır. müzik uyum sağlamaya yardımcı olur. yükselen kalın duman, yeri göğe bağlar; ve kendini-aşma onlarsız olamayacağı için, doğaüstü varlıkların yeryüzüne inmesini sağlar.

    ardıç, şaman'ın etkilenme gücünü bilemeye yaramaktadır. ateş, sema' ve müziğin yarattığı esrime ile şaman, olağanüstü bir güce ulaşır, ateşe söz geçirir; bir merkezin yöresinde, edimleri bir kuşun uçuşunu andıran dönüşleri, büyü etkisiyle uçtuğu yanılsamasına yol açar.

    günümüzde de ardıç, elmalı bölgesi (antalya vilayeti) tahtacılarında kutsanmış ağaç olarak görülmektedir. kutsal ateş inanışıyla birleşen ardıç, başlı başına bir kutsama öğesidir ve dallarına adak eşya ya da kesilmiş saç telleri bağlanır.

    hacı bektaş'ın; ardıç dalları ile yapraklarından elde edilen tütsünün kendini-aşma durumuna girmede bir araç olarak kullanıldığı yüksek dağlık bir bölgeden, bu ağacın ya da ağaçsıların kutsal sayıldıkları bir yöreden gelmiş olduğunu düşündüren bütün bu öğeleri, viıayetname 'de görmekteyiz.

    vilayetname'de de, ardıç dalları ile yapraklarının, tütsü ve kendini-aşma durumuna hazırlayıcı olarak kullanıldığı kapsamlı bir biçimde anlatılmaktadır. hırkadağı toplantılarında, hacı bektaş, 'görünmez varlıklar', gayb erenleri -islam tasavvufunda ma'na dünyasını ellerinde tutan ve sayıları değişmeyen kırk'lar- ile buluşmaktadır ki, bu "görünmez varlıklar"a, orta asya 'da, şamancı görenekleri bırakmamış cemiyetlerde bugün de rastlanmaktadır.

    öte-dünyadan gelen bu görünmez varlıklarla buluşmaları sırasında hacı bektaş, zamanı durdurur. görüşmeler, mekanın ve kutsal olmayan vakt' in dışında, öncesiz ve sonrasız zaman içerisinde olur." irene melikoff, hacı bektaş: efsaneden gerçeğe, 2008, s.134-137.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap