9 entry daha
  • ablası lili'yi sürekli kıskandığından ilişkilerinde hep tatminsizlik duymuş ve bunalımlarıyla sonunu hazırlamış yazar.

    ''her daim güzel ve bakımlı olmaya özen göstererek herkes tarafından beğenilmeye çalışmış ilgi göremediğinde kısa ama şiddetli bunalımlar yaşamıştır. kendisindeki sakatlığın farkındadır. sakatlık diyorum çünkü elsa tanıdığı tanımadığı bütün erkelerin ilgisini çekmek, onlara kendisini sevdirmek ve beğendirmek istiyordu hatta tek derdi buydu bile denilebilir. yaşadığı bunalımlarıyla buna bir son vermesi gerektiğini kendisine anlatıyor ama sabah yine aynı sevilme açlığını duyan, herkesin kendisine aşık olmasını isteyen genç kadın oluyordu. ne olduğunu bilmiyor ne olmak istediğine de karar veremiyordu. aşık olmayı beceremiyor fakat cinsel aşktan uzak durmuyordu. birinden vazgeçmek için onunla sevişiyordu böylece ondan tiksiniyordu. çoğu zaman kafası karışıyordu.erdemli,güzel ahlaklı, örnek bir genç kız olmak istiyor sonra içinde bulunduğu cinsel perhize daha fazla dayanamayıp edebiyat toplantılarında buluyordu kendini. birkaç yıl sonra da fransız teğmen andre triolet ile evleniyor fakat yaşadığı depresyonlar yüzünden bünyesi iyice zayıflıyordu, sağlığı pek iyi değildi.
    yıllar sonra beklediği adam büyük aşkı aragon'la tanışıp birlikte yaşamaya başlamışlardı. deli gibi aşık olsa da başka erkeklere bakmaktan kendisini alamayan elsa, flört ettiği erkeklerin de bir listesini çıkarıyordu.''

    hiç mi doğru düzgün bir eser bir şey vermemiş bu kadın yahu demiyoruz tabii. rusça ve fransızca dillerinde pek çok eser yazdı ve bunlar arasında özellikle beyaz at'la hatırlandı. 1944 yılında goncourt ödülünü aldı ki bu ödülü alan ilk kadındı. 73 yaşında öldü.

    elsa'nın aşıklarının listesini bir çekmecede bulan adamımız aragon'un halini düşünemiyorum bile. üzüntüden şunları yazmış olacak:

    (...)bırakıp gittin beni kalarak olduğun yerde hareketsiz. her yerde bırakıp gittin beni. yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin(...)
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap