31 entry daha
  • hayatımda bir defa tecrübe ettim ve doğrusu bu hadisenin haddi aşmak olduğuna hükmettim, pek lüzumsuz buldum. allah aşkına yumruğumun orada ne işi var?

    daha on yedi yaşında levendane bir it iken yine ücrete mukabil muamele gördüğüm kadın ile tattım bu macerayı...

    her şey gayet olağan seyrediyordu ancak fisting konusunda mutabakat sağlanmamıştı. yani fisting irticalen vuku bulmuştu.

    parasını takdim ettim, odaya geçtim ve oynaşmağa başladık. bir müddet yatarak birbirimize sarılıp döne döne öpüştükten sonra ben aşağılara indim ve oracığını yalamağa başladım. şimdi aramızda kalsın, ben kadının orasını yalarken bir taraftan da parmak atmayı çok severim. dilimle kızdırıp deliğin ıslandığını parmak uçlarımda duyumsamağa bayılırım! işte yine bu heves ile yalayıp pandiklerken sanki o fitneci şeytan kulağıma fısıldadı. parmaklarımın teki içerideyken bu sayı iki oldu, delik rahatladı derken üç oldu, o bollaştıkça ben iyiden iyiye daldırmağa başladım, dörtte kaldık. baş parmak friendzone'da, dilimle birlikte bızırı uyandırmakla meşgul.

    kadın ıkınıp sıkılmakta fakat beni ittirmiyor da. tövbe edip elimi bu obur ağızdan kurtarsam mı yoksa bu günahı tamamına mı erdirsem? zevk de alıyor değilim ki, aptal aptal hareketler.

    organın yeterince gevşediğini hissettiğim anda dışarıda kalan parmağımı da avcuma yapıştırıp sağ elimi büsbütün içeriye kaydırdım. kendimi şer'i kanunlara göre çaldığı eli kesilmiş bir hırsız gibi hissediyordum, bileğimden öncesi kaybolup gitmişti. rahmin nokta kadar daracık ağzına parmaklarımın ucuyle dokunabiliyor, orayı kurcalayabiliyordum. işi iyice şımarıklığa döküp çepeçevre sarılmış yumruğumu sağa sola çevirmeğe başladım. bir an geliyor, rahmi sanki tükürmek istercesine kasılıp elimi itekliyordu; bir an geliyor tüm kolumu yutmağa çalışır gibi giderek derinleşiyordu... kendimi bir yılanın boğazında zannediyordum. kadın ise içindeki bu saygısız kalabalıktan memnun mu yoksa şikayetçi mi bilinmez, hem zevk ile titriyor hem de sıkılıp bunalarak küfürler sayıklıyordu.

    yumruğum sıcacık rahmin şefkatiyle kucaklanırken şehvetimin üzerine belirsiz bir endişe düştü: henüz birlikte olmamıştık! bu kadar genişlemiş bir dişilik organı, az evvel elime sarılırken duyduğu hasreti penisime de duyacak mıydı? vajina elbette süperdi, kahramandı ancak o kadar da değil. toparlanması gerekiyordu fakat vakit dardı. yeni yetmeliğin verdiği zıpırlık sivilceli suratımdan bir anda uçuverdi... çünkü kendimi su bardağındaki çay kaşığı gibi hissetmiştim.

    aradan bunca zaman geçti bu saçma fanteziye zerre özlem hissetmedim. lan oğlum elin kolun orada ne işi var?
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap