8 entry daha
  • her ne kadar çıkış noktasını haklı bulsam da kimi temsilcilerinin karşı çıktıkları tuzağa düştüklerini gözlemlediğim akım.

    temel problem, ataerkil düzene karşı çıkarken, "doğal" olduğu iddia edilene (mesela heteroseksüel, monogam, sadakat içeren, erkek egemen ilişki) karşı çıkarken "kadın doğası" gibi bir kavramdan bilinçli veya bilinçdışı bir şekilde yararlananların bolluğudur. bunun aklıma gelen en babafingo (oh, the irony) örneği adrienne rich'in lesbian continuum kavramıdır (ki kendisi aslında günümüz standartlarında o kadar "radikal" bir feminist olmadığı gibi (hmm) bu makalesi dağlar bayırlar aşırtmıştır feminizme). bir yandan özcü yaklaşıma, "kadının özü şudur, erkeğin özü şudur"a toplumsal olanı ortaya koyarak karşı çık, bir yandan da tarih boyunca kadınların paylaştığı bir özden dem vur; olmuyor tabi.

    bir yandan toplumlar içerisinde birer birer bu katmanların oluştuğuna katılırken, bir yandan da bunu evrenselleştirip lesbian continuum (ki lesbian olması bir fark yaratmaz; vegetarian continuum da olabilirdi) yaratmak gerçekten de sorunla mücadele etmektir belki. ama bence çok yanlış bir şekilde mücadele etmektir. o zaman "kadının böyle bir özü varsa, tarih boyunca (bizim medeniyetin yegane muhteviyatı sandığımız belli başlı ataerkil toplumların son bin - bin beşyüz yılında) durum da buysa, o zaman kadının özü tarihsel pozisyonudur" demek hiç de zor değildir. yanlışlanması da ancak "lesbian continuum"un aksini ispatlamak kadar mümkündür. yani değildir. zira bu saçma bir genellemedir.

    daha da uç noktalara gidip lesbian continuum'un dışlayıcı bir kimlik politikası yaratabileceği de savunulabilir; "o zaman lgbtt'nin son iki t'si ne olacak" denebilir. biyolojik veya toplumsal anlamda "tamamen" kadın olmayanların toplumsal kadın rollerine kısmen veya tamamen bürünmek istemesi bu durumda bir freak show olarak adlandırılabilir pekala.

    radikal feministler candır ciğerdir zira marksist (ve zannımca fazlaca dar) bakış açısından kurtulup, sınıf siyasetine kimlik siyaseti katıp (ya da kimliğe sınıf gibi davranıp) yepyeni ufuklar açmışlardır women's studies alanına. öte yandan "very radical feminist" diye bir şey olmadığı için hep kulağımda böyle ekşi ekşi tınlamaya devam eder radikal feminist titri.
42 entry daha
hesabın var mı? giriş yap