4 entry daha
  • 'devlet'i aşan ve toplumsal düzlemdeki bütün ilişkileri kapsayan 'devlet aklı'dır. bu ilişkiler nelerdir? en temel anlamda nufusun sağlığı, zenginliği ve üretkenliğidir. devlet vatandaş için neyin iyi, neyin kötü oldugunu belirler ve bu şekilde sağlık, zenginlik vs. sağlar. bu belirleme işinde ekonomi, istatistik vb. bilimler ve nufusun bilgisi rol oynar. siyaset ilimi literaturunde genelde varsayıldıgı gibi (hegel'den gramsci'ye bir çok düşünürde de var olan) sivil toplum- devlet karşıtlığı yoktur. tam tersine, devlet sivil toplumu yönetmeden yönetir hale gelmiştir artık. yapılması gereken sadece devlet aklına uygun öznellikler yaratmak ve bu öznellikleri 'özgür' bırakmaktır. bu şekilde bir baba ailesini nasıl yöneteceğini, bir işveren işçilerini nasıl yöneteceğini, ve en temelinde bir vatandaş da kendini nasıl yöneteceğini bilir. neo-liberalizmin devlet aklı da günümüzde bu şekilde işler. topluma 'şunu yap, bunu yap' diyen bir devlet değildir bu. tam tersine kişilere kendi seçimlerinde özgür ve otonom bireyler oldugunu söyleyen bir devlettir. ihtiyaç duyulan 'otonom' bireyler üzerinden devlet aklı içselleştirilir ve tüm topluma yayılır. bu tarz bir 'sorumluluk' yüklenemeyenler ise anti-sosyal, deli vs. diyerek dışlanılır ve onlar üzerinde 'sorumluluk yükleme' pratikleri uygulanır. oysa kişiler aslında hiç bir zaman otonom ve kendi kendilerini yöneten, kendileriyle özdeş, rasyonel ve rekabetçi olmamışlardır. insan bir çok güç ve arzu istenci arasında gidip gelen irrasyonel bir varlıktır. tam da bu noktada yapılması gereken ise, insanı 'otonom'laştırmaya çalışan iktidara karşı savaş vermektir. bu yüzden yıkılması gereken 'devlet' değil 'devlet aklı'dır
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap