4 entry daha
  • gerçeklerle yüzleşemeyen herkesin zaten her şeye kurgu ve spekülasyon deme kapasitesi var. kapasitesi var da hakkı yok. kurgu yapmıyorum. spekülasyon ? onun da spekülatif hegelci olanını severim, kastınız başka bir şeyse bilmiyorum. ben galiba, sizin, alışık olduğunuz insan profiline uymadığım için, ehlileştirme hırsıyla bana taktınız. işlemiyor. başka platforma gidin. çok sığ ve çiğ kusura bakmayın. insanların bahçesine saldırmak suretiyle dalacağınıza kendi bahçenizi ekin, daha verimli.

    gelelim avukat bey, avukat bey diyorum çünkü avukatsınız galiba. yüce sözlük ahalisi hakim olduğu için, belgelerle konuşma refleksiniz, geç de olsa güncellemelerle görsellik kazanıyor. şahane. mesaj yerini bulmuş. öz-ifşa yani itiraf da gelmiş. çok rahatladım. “ben küfretmedim, sen küfrettirdin” de diyebilirdiniz, bildiğim kadarıyla adamcılık ekolünün böyle pasif bir mağduriyet stratejisi var çünkü. küfrettiğinizi kıymetli işbirliğiniz ile gösterdik. şahane. ama gelin görün ki hala mantık hatası var. data eksiği olduğu için akıl yürütmeniz yürümüyor. yazdığınız kod olsa, bilgisayar run etmez. ekşi sözlük size sizi engellemiş bir yazara mesaj gönderme hakkını verse de mesajı ulaştırma sözünü vermiyor galiba. bana 19 aralık 2021 tarihinde, 17:58 saatinde sizin paylaştığınız görselde görünür olan ve ama tarafıma ulaştırılmış bir mesaj yoktur. demek ki neymiş? ekşi sözlük'ün ve kullanıcıların hesaplarının merkezinde de siz yokmuşsunuz. olay aslında tam olarak şöyle oldu:

    - 17.12.2021 22:46, entry yazdım.

    - 18.12.2021 06:43, siz küfrettiğiniz, saldırgan ilk mesajınızı attınız ve ben sizi doğal olarak engelledim.

    -18.12.2021 15:13, yazdığım ilk entry'nin altına, siz ve sizin gibi küfürbazlar için ek yazdım. hiç pişman değilim, az bile yazmışım keşke daha edepsizini yazsaymışım. küfür de bassaymışım keşke diyesim geliyor, çünkü anladığınız tek dil o. belli ki küfür duya duya büyümüşsünüz. çünkü ancak küfredilerek değersizleştirilmek suretiyle büyütülen ya da bunun birisine yapılışını, normalleştirme döngüsü içinde izleyerek büyümüş birisininin üslubu bu olabilir. şahsen üslup da muhataba verilen pozitif ya da negatif değer olduğundan, hiç tanımadığım birisine artı ya da eksi değer atfında da bulunamayacağımdan, sonuç olarak sizleşemiyorum. yani o son keşke geçersiz. neyse. yine de şu an sadece yazarken kendimi dizginlediğim yerler olduğu için pişmanım. ama o kadar haklıyım ki evren bile benden yana. o derece. isterseniz lügatı baştan yazın, bu hissi benden alamazsınız. küfürsüz yazdığım bir şeye küfretme hakkını kendine bulan herkesi sonsuzca gömme, daha beterini yazma, daha üstten yazma hakkım var. ben durduk yerde söylediğimi söyledim değil; siz durduk yerde sataşarak söylememe sebep oldunuz yani. ben haklıyım. sözlük mahkemesi, sizin mahkemeniz, başka bir mahkeme hangisi olursa olsun.

    -19.12.2021, 17:56 beni kamuya açık alanda rezil etmek istercesine, gelmişsiniz, güzel japonca kelimeden oluşan nick'imin altına hırsınızı entry olarak saçmışsınız. (böyle ortamlarda rezil olmaya da inanmıyorum. küfür mü etmişim, ne yapmışım rezil olayım? saçmalık). ağız kokusu gibi, biliyor musunuz, kokuyor. elime hortum alıp siteyi yıkayasım geliyor. öyle bir koku ki hesabımı kapatmak istiyorum. baştan aşağı çirkin. neyse. nick altı entry'nizi, yazar bir arkadaşımın uyarısıyla gördüm – adını vermem, ona da küfredersiniz, belli olmaz – sizin attığınızı iddia ettiğiniz ve ama bana asla ulaşmamış o gönderildiği söylenen mesajla falan değil yani. çevrimdışıyken siteye bakarsam yazdığınız görünüyor. yoksa, online iken, kendi başlığıma baksam yazdığınız hiçbir şeyi göremiyorum. kendimi de orada burada arayacak kadar narsist değilim, onu da belirteyim. şimdi, siz onu da yazarsınız. çünkü biliyorum, boşluklara yerleşmek avukatların işi. aman siz yazmadan belirtmiş olayım.

    (- 19.12.2021, 17:58: bana bir daha mesaj attığınızı iddia ediyorsunuz. bende öyle bir mesaj yok. attığınızı iddia ettiğiniz mesaj dijital boşlukta sonsuza kadar kayboldu gibi gözüküyor. ayrıca şimdi ben de kalkıp "kendi kendine mesaj kurgusu yapmış yazar, ekran görüntüsü üretmiş, photoshop yapmış” desem çok mu hoş olur yani? komik. hatta ne yaptım biliyor musunuz, engeli kaldırırsam mesaj düşer mi acaba dedim. tüm iyi niyetimle engeli kaldırdım. gönderildiği iddia edilen mesaj düşmedi. heyecana gerek yok, tekrar hak edilen listeye hesap sahibi yeleştirildi. olması gerektiği gibi.

    ayrıca, söylemeden geçemeyeceğim, paylaştığınız görsele baktım da, ben bir şey öğretirken nedense ukala oluyorum ama siz attığınızı iddia ettiğiniz mesajın otantik olduğu iddia edilen görüntüsüne göre bana “biraz” bir şey öğretirken ve bilgi kırıntısını da önüme fırlatırken ulvi bir şeye hizmet etmiş oluyorsunuz. ben adap bildirirken kibirli oluyorum; siz türkçe öğrettiğinizi düşünüp kibirli tavır takınırken iyilikte mi bulunmuş oluyorsunuz? öğretmek sizin mi tekelinizde? bu da kibir. kibir ve hiç adil değil. denk değil. eşit değil. başkasını suçladığınız şeyin batağına düşmeyin. bahçeme de kendini bilen girsin, matematiği geometriyi geçtim, platon. öğretmenin kibirsizine sayfam ve aklım hep açık. ama siz zaten öğretmek gayesinde değilsiniz. olsaydınız, bloklandığınızı bilmeden attığınızı iddia ettiğiniz o mesajın öncesinde ya da sonrasında yazardınız açıklamanızı. yazmamışsınız. gelip benim nick sayfama yazdınız. sizin amacınız birisine bir şey öğretmek değil – ki öğrettiğinizi iddia ettiğiniz şey de sözlükte yok – “en çok ben biliyorum” demeksizin, en çok ve en iyi bildiğinizin herkes tarafından düşünülmesi ve alkışlanmak. sizin amacınız öğretmek değil, sizin amacınız toksik bir didaktik tavır sergilemek. sizin amacınız öğretmek değil, öğretir seviyede olduğunuzun bilinmesi ve bir yazara haddini bildirdiğiniz için takdir toplamak.)

    -20 aralık 2021 tarihinde 02:09'da, sonsuzca saklı olan karşılık verme hakkımı kullanmak üzere entry'mi girdim ki saat farkı sebebiyle 04:09 gözüküyor şimdi sitede. ben uygulamadan 02:09 görüyorum ama site 04:09 gösteriyor. sonra yine bunu da kurgulamış gibi olmayayım.

    bence yine de, bir kurgu varsa bile, o sizin ikinci mesajı attım demenizde. kendi mesaj sayfam bana bir şey göstermiyorken, sizin paylaştığınız ekran görüntüsüne neden inanayım? belki ekşi sözlük “bu kişiye mesaj gönderemezsiniz” vs yazıyordur, böylece de engellenmiş olunduğu anlaşılıyordur? mesaj atabiliyor olsanız neden doğrudan bana yazmayasınız? bu da sorulabilir. yani gayet de, engellendiğinizi anladığınız için gelip hırsınızdan buraya yazmış olabilirsiniz. bu ihtimal hala canlı. kendini düşündürtüyor. neden düşünmeyeyim? olasılıklar sonsuz. çünkü bana gelen bir mesaj kesinlikle yok. mesajı yazmış, gönder tuşuna basmış olsanız da belki “ulaştırılmadı” ibaresi çıktı. belki çıkmadı. belki mesaj attınız, mesajın gitmediğini gördünüz, belki mesajı attınız ama bir ibare görmediniz. belki hiç mesaj atmadınız. ben bunu bilemem, ilgilenmiyorum da bu konunun hakikatiyle. çünkü hizmet ettiği bir şey yok. sizin inatla “sen” demenizin ve küfür ettiğiniz gerçeklerinin üzerini bunlar örtemez. gönderdiğiniz görsel, mesaj bunların açıklaması olamaz. sebebi olamayacağı gibi sonucu da olamaz. sadece şu: "engellendiğiniz için gelip buraya yazdınız" savı ispat edilemiyorsa, sizin söylediğiniz de aynen vice versa. kendimi bir şey kaybedeceğim pozisyona sokmam. satranç işte hayatta bazen böyle işe yarıyor.

    yapmaya çalıştığınız linguistik analize de oyunun adil olması için şöyle bir baktım. o kadar yazmışsınız, hak yemek olmaz. ama temel argüman yanlış. "oturum yerleşmek demek" dediğiniz yerden sonrasını okumadım. okumam da. ne yapıyoruz, kanıtlarla konuşuyoruz. ne tür kanıt? kişisel değil, keyfi değil. bilimsel kanıt. en basitinden tdk'yı açıyoruz: https://sozluk.gov.tr/

    oturum:

    1. isim bir meclis veya kurulun çözümlenmesi gereken sorunları görüşüp tartışmak için yaptığı birleşimlerden her biri, celse:
    "onun adaylığı konuşulurken kıdemli doçent olarak ben de oturuma katılmıştım." - haldun taner

    2. isim bilimsel toplantıların aynı anda veya art arda gerçekleştirilen bölümlerinden her biri, seksiyon.

    3. isim seans.

    oturum yerleşmek demek olmadığı için kendi kendinize yükselmişsiniz. bir sözlük yazarının kurgu ve spekülasyon yaparak kendi kendine kavgaya tutuşması kendince çok eğlenceli olsa gerek. bence siz, satranca yeni başlayanların en sık yaptığı aynalama hatasını yapmışsınız: “opposites are not equal”. eminim bir yere kadar tatmin etmiştir ama işte the cake is a lie. acayip kolay bir satranç oyunu oldu bu. bu noktadan sonra yazdıklarınız anlama çabası kendime eziyet etmek olur. kusura bakmayın ama o yapmaya çalıştığınız akıl yürütmenin zayıflığını gördükten sonra sizden değil tez, herhangi bir konuda tavsiye alamayacağım çok açık. size havanın nasıl olduğunu bile sormam. bence üstelemeyin. zaten kendisine “sen” denmesinden ve küfürlü mesajlardan rahatsız olduğunu açıkça ifade eden bir insana aynı üsteleyici ve sınır tanımaz tutumu devam ettirmek yeteri kadar açık bir taciz. kendinize saygınız varsa, kendinizi bu konumda tutmayın. avukat olduğunuzu düşünerek ekliyorum: bir kavram olarak adaletin temsilcisi olmak zorundasınız. gerçi bunu meslekten bağımsız herkes olmak zorunda. neyse. aldığınız diplomanın insanı olun. inatla “sen” demenizden rahatsız oluyorum. kendinizi "birisini rahatsız eden insan olmak" konumundan kurtarın bence.

    bir daha online değilken girip ne yazdığınıza bakmayacağım çünkü yapmak ve üretmek istediğim başka şeyler var. online değilken girip bu başlığa bakmayacağım için ne yazdığınızı görmeyeceğim. online iken baksam, zaten ne yazdığınızı göremem. yani mutlaka yazacağınızı düşündüğüm cevap niteliğindeki yeni metninizi okumayacağım. yani yeni metniniz benden, hegelci anlamda, tanınma alamayacak. yani yazdığınız şeyin amacı bana laf yetiştirmekse, metin amacına hizmet etmeyecek. tanınma yok. yani, eğer gerçek muhatabınız bensem, bana yazmanızın bir anlamı yok. ama sizin amacınız asla bana yazmak olmadığı için – direkt bana yazmak yerine anonim birisini anonim bir topluluğa şikayet etmek istercesine gelip buraya yazarak niyetinizi gösterdiniz – yine yazacaksınız biliyorum. sizin gibiler çünkü hep yazar. lakin bu, benimle ya da benim ne yazdığımla ilgili değil. olay bu noktadan sonra tamamen sizinle ve sizin kendinizi konumlandırış motifinizle ilgili. yani amacınız “ooo gördünüz mü, nasıl koydum son lafı öhehöhöh” deme hanzoluk ekolüne giriş yapmaksa, ve amacınız popülizm kasmaksa, kısa süreli geri bildirim döngülerinde dopamin arayışına çıkıp yazın tabii. yaşam ve zaman israfı benim lügatımın dışında.

    kavga etmeyi değil, müzakere etmeyi seviyorum. kavga küfürbazların işi. ben müzakereden daha temiz bir savaşma yönetemi henüz görmedim. en azından küfür gibi kokmuyor.
hesabın var mı? giriş yap