6 entry daha
  • öküz dergisi yazarları ece ayhan'ın ziyarete giderler, çanakkale'ye, ağustos 97. konu konuyu açıyor, ece bey'in sohbetinden kalanları not alıp öküz'lemeler olarak kitap haline getiriyor dergi ekibindekiler.

    kitaptan bi bölüm:

    ----

    ressamlar, müzisyenler başka ülkeye gidebilirler. ama şairler dil içinde yüzdüğü için olmaz. nazım hikmet 1951 senesinde buradan gitmek zorunda kaldı. nitekim hapishanede yazdığı şiirler çok güzeldi. fakat gittikten sonra kartpostal şiirleri yazmaya başladı. yine kimileri küplere binecek ama türkiye'deyken benzersiz şair olan nazım hikmet'in, 1951'de koparıldıktan sonra yazdığı hemen hemen bütün şiirleri kartpostal şiirleridir. kimse bunun aksini iddia edemez. doğruyu söylemek nazım'ın yararına mıdır, zararına mı?

    ----

    can yücel'in söylediğinin ne kadar sloganist ve çocukça olduğunu düşünüyor muyuz bilemiyorum. ama şunu da düşünmekte fayda var, dil yaşıyor, dönüşüyor, evriliyor. bugün konuştuğumuz türkçe 10-12 sene sonra farklı bi şekilde ifade edilecek.

    dil madem dönüşüyor, değişiyorsa, ondan uzak kalmak, şiiri de etkilemez mi?

    uzun süreler yurtdışında yaşayan ve internetin de olmadığı bi dönemde bir arkadaşımızla türkçe anlaşmaya çalıştığımızı düşündüğümüzde bile benzer bi his yaşamamız oldukça doğal.

    nazım için kartpostal şairi demek haddime değil tabi ama yurtdışında geçirdiği dönem yazdıklarını bu bakışla düşünmek de onun yararına bana kalırsa.
hesabın var mı? giriş yap