4 entry daha
  • bir ersin ergün keleş şiiri. dostların anısına (1987) kitabından.

    1.

    titrek bir mum alevinin
    havaya bıraktığı bulanık bir is
    ve yollara dökülen göz gözü görmez bir sis
    değildik biz.

    bir genç kızın çeyizlik elişiydi
    ve gerdek gecesindeki bir gelin gibi dişiydi
    yalın yürek üzerinde koştuğumuz deniz.

    beni yaşamımla sorgula
    iki gözüm
    beni yüreğimle
    beni özümle.
    bilimle anla beni tarihle yargıla.

    2. (bir gece şafak sökmeden asılacağım)

    bal değildir
    ölüm bana
    idam gül değildir bana
    geceler çok karanlık
    gel düşümdeki sevgili
    ayışığı yedir bana.

    duygu bana
    öykü bana
    yaşadığım her saniye
    roman gibi her an bana

    hücremde yalnızım gel
    gel düşümdeki sevgilim
    soyunup hazırlan bana.

    dostum bana
    sevdam bana
    soluğunu geçir bana
    uyku tutmuyor gözüm
    anılar sıraya girdi
    gel anne süt içir bana

    mektup bana
    kitap bana
    sohbetiniz gibi sıcak
    yumuşak döşek serin bana
    yatınca üşümeyim
    sohbetimi kuran dostlar
    güneşi de verin bana

    kağıt bana
    kalem bana
    bilim verir dilim bana
    yaralarımı tarih
    ve umut iyileştirir
    su verir yüreğim bana.

    (ah... aşk ve dostluk aynı yerden doğar
    sadece bir öpüşlük fark var aralarında.)

    ahh... ben hasrete tutsağım
    hasretler tutsak bana
    bıyığımdan gülüş sarkmaz
    bıyık bırakmak yasak bana
    mahpus bana
    sus bana
    yağlı ilmek boynuma
    sevgili yerine koynuma
    idamlar alır
    idamlar alır
    yatarım.

    ölümün kıyısında yaşamak bana
    tabut bana
    mezar bana
    toprak bana
    hoca ve dua istemez biraz şafak getirin bana

    ve sonra sabırla beklerim:
    bulutları çekersiniz üstümden
    suçsuzluğumun yargılayıcılarını yargılarsınız
    ve o güzel geleceği getirirsiniz bana
    ölüm tanımaz işte o zaman sevgim
    tırnaklarımı geçirip toprağın sırtına
    doğrulurum.
    gözlerimde güneş koşar
    ve çiçekler ekersiniz toprağıma.

    3. (biraz sonra asmaya götürecekler beni,
    biraz sonra dalımdan koparıp öldürecekler beni)

    hoşçakalın sevdiklerim
    dört mevsim yedi katı mavi gök bütün doğa
    hoşçakalın

    hoşçakalın sevdalılar
    çocuklar üniversiteliler genç kızlar
    sonsuz uzay gezegenler ve yıldızlar
    hoşçakalın

    hoşçakalın senfoniler
    oyun havaları sevda türküleri ve şiirler
    bildirilerimizin ve seslerimizin yankılandığı şehirler
    dağlarında yürüdüğümüz toprak
    yalınayak eylem adımlarıyla geçtiğimiz nehirler
    hoşçakalın

    hoşçakalın ağız tadları
    sıcak çorbam çayım sigaram
    havalandırma sıram banyo sıram kelepçe sıram
    parkamı kazağımı eldivenlerimi ayakkabılarımı
    ve kalemimi ve saatimi
    ve kavgamı bıraktığım sevgili dostlar
    hoşçakalın

    hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar
    mutluluğu için dövüştüğüm insanlar
    yedi bölge dört deniz yedi iklim altmışyedi şehir
    okullar mahalleler köprüler tren yolları
    deniz kıyıları balıkçı motorları takalar
    asfalt yolu boyu dizilmiş fabrikalar
    ve işçiler
    ve köylüler
    ve iki halk
    hoşçakal ülkem.

    hoşçakal anne, baba, kardeşim,
    hoşçakal sevgilim
    hoşçakal dünya
    hoşçakalın dünyanın bütün halkları.

    sınırlı olmayan mekâna
    sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben
    en sevda halimle
    en yaşayan halimle
    gidiyorum dostlarım
    hoşçakalın
    hoşçakalın

    4.

    beni yaşamımla sorgula
    iki gözüm
    beni yüreğimle
    beni özümle.

    bilimle anla beni
    felsefeyle anla beni
    tarihle anla beni
    ve öyle yargıla.
60 entry daha
hesabın var mı? giriş yap