mecruh
-
cerh olunmuş, yaralanmış, incinmiş, kırılmış.
"- haydi kalk, gidiyoruz! diye tekrar ediyordu. âh! demek ki bu sözler, korkunç rüyamın bir parçası değil fakat hakikatmiş; mecrûh kalbim daha derin bir yara açan bu ‘gidiyoruz’ kelimesini anlamak istemiyormuş gibi ‘nereye?’ diye sordum."
soruyu soran, henüz yedi yaşında küçük bir kız çocuğu olan ve 3 mart 1924 gecesi dolmabahçe sarayı’nda yaşadıklarını, 24 yıl sonra yayınladığı doğan adlı anılarında anlatan dürri şehvar sultan. sorusunun cevabı da şöyle: önce bulgar sınırına, oradan isviçre'ye, daha sonra fransa'ya, ardından hindistan'a, derken londra'ya ve son olarak da brookwood mezarlığı'na.
hammamizâde ismail dede efendi'nin şu ferahnâk ağır semaisi, bütün kalbi yaralılara gelsin: dil-i biçareyi mecruh eden.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap