3 entry daha
  • acının algılanması, yani nosisepsiyon, insanın hayatta kalmasında temel rol oynar. acı, dünyanın tehlikelerini öğrenmenin basit, etkili bir yoludur. tepki vermemiz gerektiği zamanlarda bize bir sinyal yollar; örneğin, kaynar sudan kaçınmamız, kırık camlara basmamamız veya burkulan ayak bileğimizin acısını hafifletmemiz gerektiği zamanlarda.

    tüm gelişmiş türler, özellikle de bize en yakın olanlar, acıyı duyumsamalarını sağlayan sinir sistemlerine sahip gibi görünmektedir. incinip incinmediklerini onlara soramayız ama kuşlarla memeliler insanlara benzerler ve bazı durumlarda kıvranır, inilder, acıyla uğuldarlar. bizler gibi onların da zararlı uyarılar karşısında kan basıncı yükselir, gözbebekleri büyür, ter bezleri çalışır ve kalpleri daha hızlı atar.

    nosisepsiyon, karmaşık organizmalar için çok önemli bir hayatta kalma aracıdır. nadir olarak görülen, acıya karşı duyarsızlık ve anhidroz (cıpa) hastalığıyla dünyaya gelen insanların çoğu 25 yaşından fazla yaşamaz. ilk doğduklarında normal görünen bu çocuklar, diş çıkarmalarıyla birlikte sorun yaşamaya başlar: hiçbir şey hissetmeksizin parmaklarını ısırıp koparabilirler. kemiklerini kırabilir, ellerini yakabilir veya dizlerini yaralayabilirler ama kan ya da çürük görene dek yaralandıklarını anlamazlar. genelde birden çok yarada oluşan ağır enfeksiyonlardan dolayı ölürler.

    kulağa bir klişe gibi gelebilir ama acı gerçekten tümüyle kafamızın içindedir. beynin farklı kısımları, bir ağ kurup birlikte çalışarak “acı matrisi” olarak adlandırılan şeyi oluşturur. matrisin bazı bölgeleri acının şiddeti hakkında bilgi verirken, diğer bölgeleri acının yeri, süresi ve çeşidi (yanması, zonklaması veya keskinliği) hakkında bizi bilgilendirir. acının duyumu, beynin “ön singulat korteks” denen bir bölümü sayesinde stres duygusunu tetikler. ilginç olan şey, bu bölümün fiziksel ve duygusal acıyı ayırt edemeyişidir. ön singulat korteks, kırık bir kola da kırık bir kalbe de aynı şekilde yanıt verir.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap