ardenler taarruzu
-
stratejide "hedef "ile "kaynak" arasındaki dengenin ne kadar önemli olduğunu en iyi gösteren olaylardan biri bu taarruzdur.
- daha taarruzun başlangıcındaki hedeflere ulaşmak için bile gerekli olan yakıtın 1/5 'i birliklere dağıtılmıştı. kalan açığın panikle bozguna uğrayacak müttefik kaynaklarından kapatılması öngörülmekteydi ki bu durumda bile ancak ihtiyacın yarısı kadar toparlanabilecekti
- üstelik bu kadarı da ancak ve ancak hareket çevresinden çok uzaklaşmadan sadece müttefiklere olabildiğince zaiyat verdirmeye yetecektir.
- bunun yanında alman hafa kuvvetlerinin müttefik karşı saldırılarına karşı koyacak uçağı, pilotu v.s. olmadığı halde göring efendi "merak etmeyin o iş bende" demiş ama kimseyi inandıramamıştır elbette (en son stlalingrad'a lojistik ikmali için de aynısını demişti, alman askerleri açlıktan birbirlerini yediler)
- tüm bu imkansızlıkla içinde dahi harekat hedefi sınırlı tutulsa müttefikleri ciddi anlamda yıpratabilir, almanlara belki masaya oturma şansı verebilirdi.
- ama hitler "ben paris'i tekrar alacam aga, bu sefer eyfel'de eva yengenizle poz vermemiz lazım, bir kere söz verdik" diye diretince tanklar yakıtsızlıktan terk edilmek zorunda kaldı
- zaten sonrasında müttefiklerin bastogne'da direnişi, havanın açılması, göring'in -elbette- çuvallaması ve müttefik hava kuvvetlerinin panzer ve piyadeyi keklik gibi avlaması derken alman ordusu kalan stratejik kuvvetlerini de muharebe meydanında bıraktı.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap