6 entry daha
  • pasolini'nin kendi gibi başka bir eşcinsel şair arthur rimbaud'a, incil'e, döneminin resim anlayışına ve en güzeli tolstoy'un ivan ilyiçin ölümü öyküsüne göndermelerde bulunduğu film. bir sahnede baba, eve gelen yabancıya romandan bir pasaj okur, bir süre sonra yabancı odaya tekrar geldiğinde, babanın ayaklarını omuzlarına alır, bir süre öyle otururlar. tolstoy'un öyküsünde de ivan ilyic'in hastalığı baş gösterdiğinde yardımcısı da onun ayaklarını omzuna alır, ilyic'i rahatladırdı. kitabı okumayanlar için filmde o sahne pek anlam ifade etmese de, yönetmen açısından sevdiği bir hikayeyi filmine böyle yedirmek nasıl bir duygudur acaba...
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap