8 entry daha
  • gerard johnson'ın bu filmi yönetmenin izlediğim ilk filmi. johnson, the the'nın solisti ve aslında kendisi olan matt johson'ın da kardeşi. film müziği de 20 senedir film müzikleri dışında albüm çalışması yapmayan the the'ya ait.

    muscle, yani kas, siyah beyaz bir film. siyah beyaz olmasının getirdiği bazı avantajlara da sahip: estetik anlamda beğenmesi ve tadını çıkarması daha kolay mizansenler, fotoğraf tadı veren karelerle dolu film. ayrıca konusuna uygun düşen beyazlar, siyahlar ve gri tonlarla. ancak hepsi bu. filmin senaryosunu da yazan gerard johnson bir karakter oluşturma, onu büyük bir çatışmanın içine koyma ve filmin sonunda bu çatışmayı çözerek filmi noktalama anlamında doğru şeyleri ve yanlış şeyleri bir arada yaparak filmin bir türlü gerekli kıvama, derinliğe ulaşamamasına sebep oluyor. siyah beyaz kullanımının sadece şık olsun diye seçilmiş olduğunu anladığımız gibi ezik, başarısız karakteriyle simon'ın öyküsünün de erkeklikle hesaplaşma ya da başka bir yerden bakarak erkeklik öyküsü anlatma girişimi için yetersiz kaldığını görüyoruz. aslında filmin son çeyreğine dek iki erkek oyuncu arasında eşcinsel bir amaç taşımayan ama kaçınılmaz bir şekilde oraya doğru ilerleyen bütün gerilimler vücut geliştirme ve bu anlamda da karakterini geliştirme hedefi güden veya bunu başaran/başarmış olduğunu düşünen karakterler arasında ilginç gerilimler oluşturuyor. ancak filmin son kısmı, yani son yirmi dakikalık bölümü mesela, öyküyü başka bir yere taşıyor. gerard johnson böyle yaparak öykünün tam anlamıyla hız alamayan, oturmayan, bir şekilde bir şeylerin cilalı ve abartı olduğunu hissetmeden edemeğimiz yapısını iyice bozmuş oluyor. johnson, dramatik etkiyi kuramıyor, daha doğrusu kurmaya çalıştığı yapıyı, son kertede tamamen bozmuş oluyor. bu yüzden de filmin sonundaki ayna sahnesi bile gerçek bir his yaratamıyor.

    filmin müziği siyah beyaz görüntülerin ambiyansını kesinlikle artırıyor, aslında bu müzik kullanımı hikâyeden kesinlikle daha derinlikli ve daha iyi. gerard johnson'ın ara ara çok iyi fotoğraflar yakalayıp, mizansenler kurduğu bu filmin ister istemez harcanmış bir çalışma olduğunu düşünmeden edemiyorum.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap