2 entry daha
  • bir cümlenin önündeki arkadasındaki cümleye bakarak anlam kazanmasıdır. yani söylediğiniz her şey, bir bağlam içinde anlam kazanır. bağlam olmaksızın anlama varmak mümkün değildir.
    örneğin, discourse analizi açısından baktığınızda "burası soğudu mu?" diyen kişi aslında size "camı kapatır mısın?"diyordur. burada kişilerin içinde bulunduğu ortam bağlamı şekillendirir ve cümleler o setting içinde anlam kazanır.
    bazı cümlelerde birine bir şey yaptırmak (causing someone to do something) niyet edilirken, bazı cümlelerde ise tamamen edilgenlik sözlük konusudur. sözeylem açısından değerlendirme yapılmalıdır.

    ayrıca dil öğrenmede, bağlamsallık son derece önemlidir. yani beyin en küçük anlamlı birimden en fazla anlama ulaşır. bunun anlamı şudur, bir kitap okurken anlamadığınız bir kelime görürsünüz, beyin öncesi ve sonrasına bakar ve aklında tutar. aynı kelimeyi başka yerde gördüğünüzde ise beyin bu sefer "abi en son şurda gördük, şu metin içinde, orada şöyle kullanılmıştı." der ve yeni bağlama eski bağlamı birleştirerek bir anlam verir. "anlamasanız da okuyun, izleyin, duyun." denilmesinin, dil öğrenimindeki temel esası buraya dayanır.

    bağlam hermönötik ve çeviribilimi içinde son derece önemlidir. birisi size "bak ne diyor, çevirsene." derse, "bağlamı bilmiyorum." diyebilirsiniz. kelimeler bağlama göre anlam kazanır. örneğin oftalmolojide chamber kelimesini kamara olarak çeviririz, (front chamber-ön kamara); fakat chamber oda, hazne, meclis gibi anlamları olan bir sözcüktür. çevirmenin bağlama hakim olması, çeviri çıktısını doğrudan etkiler.

    pandemi döneminde, konferans çevirmenlerinin zoom gibi platformlarda yaşadığı ana zorluk, bağlamtısallaştırmanın sağlanmasıdır, diğer tüm meta-cognitive (üst bilişsel) zorluklarla birlikte. 20 dakikalık shift bitince, "bir kahve yapayım, bir sigara içeyim, su doldurayım." diye mutfağa gidersiniz, tüm bağlamı kaçırırsınız. bazen o 20 dakikada, yemeği koymak, evi süpürmek, toz almak zorunda kalabilirsiniz. ucu ucuna 20 dakika bitip kulaklığı taktığınızda, bir önceki cümleyi duymadan (maalesef) çeviriye başlamanız gerekebilir. aynı zorluk, tek röle kullanılan toplantılarda da olur. hatta tek röle ile kalmaz, tek kulaklık varsa iki tercüman için, tercüman bir önceki cümleleri duymadan çeviriyi alır. kesinlikle elverişli değildir çeviri için. teknik firmaların bu konudaki hassasiyeti toplantının başarısını belirlemede kilittir. teknik olarak, iki röle olmasının nedeni de toplantıdan kopmamak, aynı şekilde kabin partneriniz ile dayanışmayı sağlamaktır.

    anlam için contextualism her şeydir. yaşasın contextualism!

    ps. bağlamtısallık. bağlamcılık değil.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap