2 entry daha
  • türkçeye alper oysal tarafında çevrilen rollo may kitabı.

    kitap uzun bir önsözle başlıyor. önsözü yazarın yazdığını düşünen olabilir. ancak kitabın dörtte bir kadar önsöz yazan kişi, çevirmenin kendisi. üstelik önsözde yazdıkları ile kitabın hiç alakası yok.

    arkadaşım sen çevirmensin. tamam güzel bir kitabı dilimize kazandırdın eyvallah ama yaklaşık kırk sayfa önsöz yazmak nedir? kitabın tamamı yüz elli sekiz sayfa. düşün ki bu adam kırk sayfa önsöz yazmış.

    yazarın kendisi bile bir sayfa önsöz yazmış iken sen neden kırk sayfa yazarsın ki?

    yazmışsın tamam. okuyalım önsözünü. ancak kitap hakkında, şurayı şöyle anlayın, yazar şu kısmında şunu anlatıyor vb. görüşlerini neden okuyucuya vermeye çalışıyorsun?
    herkes kitaptan senin anladığını anlamak zorunda mı?

    ya da siz şimdi tam anlamazsınız. çünkü siz malsınız en iyisi ben kırk sayfa önsöz yazayım da bari onu anlayın şeklinde yazmak nedir?

    uzun gereksiz açıklamalar, gereksiz dipnotlar ile kitabın içine etmeye çalışma çabaları nedir?

    anlamadığım bir çevirmen neden bu kadar uzun önsöz yazmaya çalışır?

    resmen kendi kitap yazacakmış da kimse okumaz diye korkmuş. en iyisi ben bu kitaba kendi yazdıklarımı da ekleyeyim bari diyerek, güzelim kitabı heba etmiş.
    daha rezil durum ise (bkz: metis yayınları) bu adamın bu kadar uzun önsöz yazmasına nasıl izin vermiş.
    adamın önsöz kısmını kitaptan çıkarsalar, kitap dörtte bir oranında daha az sayfa demek.
    kendi adıma bir daha metis yayınlarından çıkan kitapları tercih etmeme sebebim olacak.
    kitaba gelirsek, her kişinin seveceği tarzda bir kitap değil. okumak için kişinin alana yönelik ilgisi ve bilgisi olması gerekiyor. yoksa kitap sizin için çok sıkıcı olabilir.
    ancak felsefeye ilginiz ve birazda felsefi bilginiz var ise mutlaka okumanız gereken kitaplar arasında.
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap