1 entry daha
  • ataturk'un latife hanim ile evliliginin nedenleri ilgi cekici olmali. bahsedilen kitap da merak uyandirici ancak o kitabi okumadigimi ve tezimi, simdi nereden duydugumu ya da nerede okudugumu hatirlayamadigim bir anektodta temellendirecegimi acikca itiraf edeyim.
    ataturk'un latife hanim'la evliligi devrimlerinin bir uzantisi olarak gorulebilir. analitik dusunce yapisi ataturk'e bu evliligi hakli cikartmis olabilir. yani, mantik degil de bir matematik evliligi, bir formul olarak mustafa kemal'in kafasinda sekillenmis olabilir bu evlilik.
    aydin, turkce'yi iyi bilen, bati medeniyetlerini etud etmis, frenkce'yi mukemmel konusan, kulturlu bir kadinle evliligin kendisinin o soguk celik gibi yalnizligina son verecek, kimi hos rousseau sohbetlerine eslik edecek bir hayat arkadasi ozleminden kaynaklanmasi ne kadar anlasilirsa da ataturk bu evliligiyle turk toplumunda kadinin yerini ve gelecekteki konumunu gostermek hedefini de secmis olabilir.
    ve fakat iki amacina da maalesef ulasamamistir ataturk. ve ataturk guclu bir erkegin arkasinda her zaman guclu bir kadin vardir deyisine aslinda daha bastan alaka gostermediginden bu yonde bir teoriyi cok onceden eleyebiliriz. hatta bu tip guce dayali iliskilerde guclu erkegin arkasindaki guclu kadinin nasil yipratici ve zayiflatici etkileri oldugunu hem tarihte (kanuni), hem gunumuzde (ozallar), hem de romanlarda (ecinniler'de lembke'nin karisi) gormusuzdur.
    iste, aslinda ataturk'un belki de ilk defa analitik dusuncesinin eksik kaldigi bu sayfasinda hayatinin, yine kadinlarin anlasilmaz yapisi, ve ah gercekten ne anlasilmaz bir subje!, ataturk'un hayatina kisa bir sure de olsa derin acilar birakmistir. mide rahatsizligi ceken bir insanin karsilasacagi en buyuk ikinci dert dirdirci bir kadinla evlenmis olmaktir.
    simdi daha once bahsettigim anekdota gelmek istiyorum.
    kosk'teki gece muhabbetlerinin turkiye cumhuriyeti'nin olusumundaki teorik yerine dahi tahammul gosteremeyen latife hanim her aksam oldugu gibi ikinci kattaki odasinda kizginlik ve ofkesini yenmek ve sofranin dagilmasini beklerken zaman gecirmek icin stendhal ciltlerini okudugu bir aksam dayanamyip yataktan firlamis ve sofranin oldugu salonun ust katinda yere vurmaya baslamis ayaklarini. yukaridan gelen bu dan dun sesiyle irkilen sofrada bir anda buz gibi olan hava karsisinda ataturk hic istifini bozmadan, agzinin kenarini pecetesiyle silip masadan kalkmis, sakince merdivenleri cikip yukari katta latife hanim'a
    "bos ol" demistir.
    ataturk'un muazzam ongorusu, savas meydanlarinda dusmanin hangi koldan kac askerle gelecegini kesin tahmin eden zekasi "okumus", "aydin", "kulturlu" denilen bir kadin karsisinda yenik dusmustur. yine "ecinniler"e donecek olursak. "ah, ne zordur okumus kadinlarin dirdirina katlanmak."
83 entry daha
hesabın var mı? giriş yap