2 entry daha
  • evcek oturup izlediğimiz maçlardandı. validenin yoğun hayranlığı dolayısıyla biz de steffi destekçisiydik. iyi ki de öyle olmuşuz. zira videolara baktım da, şimdiki çaçaronlarla karşılaştırınca sahadaki duruşu bile bambaşkaymış. hingis'e de steffi bıraksın sonra destekleriz diye göz kırpıyorduk. ama ne olursa olsun, steffi karşısında şans tanımıyorduk ona. zira steffi'nin son dönemiydi, ayakta ve zirvede bırakmak istiyordu. martina maça fırtına gibi başladığında bile steffi'ye olan güvenimiz sarsılmadı. canla başla destekledi. hatta annem baş parmağının tırnaklarını birbirine sürerek hingis'e bağlama büyüsü bile yapmıştı. büyüler tuttu ki martina yaşına uygun tavırlar içerisine girdi, çamura yatmaya başladı. açığı görüp sonuna kadar aralamanın üstadı steffi affetmedi.

    martina tuvalet molasına annesiyle gitmedi. sanırım o aralar antrenörlüğünü annesi yapıyordu ve tenis maçlarında oyuncunun antrenöründen taktik alması yasaktı. martina'yla annesinin beraberliği maç sonrasına denk gelir. maç bitiminde martina seremoniye katılmayı redderek ağlaya ağlaya, salya sümük soyunma odasına gidince annesi de peşinden gidip kızı korta geri getirdi. hatta steffi sarılıp, pışpışlayıp gönlünü almıştı. ha bi' de hingis seyircilere "umarım seneye beni de desteklersiniz" diye yalaklanmıştı. sonra ne oldu bilmiyorum. başarılı da olsa böyle basit olaylardan morali bozulan tenisçileri seyretmek haz vermiyor bana. pete sampras gibi oyunun her anında soğuk kanlılığını korumakta fayda var.
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap