• paul newman'ın başrolde oynadığı, sidney lumet'in yönetmenliğini yaptığı 1982 tarihli mahkeme filmi. mahkeme filmleri genellikle boktan bir janr, yüzeysel. nedir işte bi avukat oluyor, bu avukat hayata ve adalete inanmak istiyor. gel gör ki dünya çok alaycı bir yer, herkes rüşvet yiyor ve adaletin gözü paradan başka birşey görmüyor. sonra birşeyler oluyor, avukat idealizmi için ödüllendiriliyor. meğerse eğer ki içimize bakar, vicdanımızın sesini dinlersek, evet, adalet varmış diyebilecek noktaya geliyoruz.

    adalet kavramı üzerinden tartışmalar da işte bu izlek üzerinden. işte hukuk sistemimiz iyi midir, yanılma payı nedir, büyük şirketler parayı götürür kendilerine süper avukat tutarken fakir ve savunmasız olanı savunan acemi avukat idealist oluyor, idealizmi savunmak için ek bir fırsat çıkıyor bazen. böyle tartışmalar işte daha iyi yönetmen ve yazarların elinde "adalet nedir? hiçbir insanı yargılamaya hakkımız var mı?" gibi sorulara doğru yelken açıyor. vakti olmayan insanlar için aslında sinema gayet süper bir olanak. ver parayı, gir cuma akşamı salona, tüm bunları düşün, pazartesi gene işbaşı. bu iyi birşey.

    sidney lumet'de tabii bu adalet üzerine düşüncelerin ötesinde çok ince işlenmiş karakterler var. karakterler adalet üzerine yapılan bir tartışmanın piyonları olmaktan çıkıyor, bu piyonların tartışmanın kendisinden nasıl etkilendiğini görmek için iyi bir fırsat oluyor. sıradan izleyicinin özdeşleşebileceği bir takım sıradan vicdan muhasebelerinin ötesinde, bir meydan okumayla, bir zorlamayla, stres faktörüyle yüzyüze gelen belli insanların bununla başa çıkmalarını izliyoruz. o açıdan filmlerinde iki katman var diyebiliriz: birincisi adalet üzerine tartışmalar ve bu tartışmalar sonucu sistemin sorgulanması; ikincisi tüm bu tartışmaları kendi hayatında yaşamak zorunda kalan, bunların etkileri ve sonucuyla birebir yüzleşmek zorunda kalan bireylerin hikayesi. bu noktada lumet'in başarısı, ikinci katmanı birincisine feda etmemek oluyor.
25 entry daha
hesabın var mı? giriş yap