470 entry daha
  • geçenlerde fransız dergisi le monde'un nolan'ın eşi emma thomas'la yaptığı röportajından özet:

    "aklındaki bir fikri ancak bir yöntem (çatı) bulduğunda ifade eder.

    inception ve interstellar için de böyleydi. tenet için ise bu daha acılıydı; belki on senelik bir takıntıydı. fakat senaryoyu yazdığında aklındaki filme, kare kare ulaşmıştı.

    edit sürecinde daha etkileyicidir. her sahnenin her ayrı çekimini aklında tutar, çekimler arasındaki farkı sorduğunuzda hepsinden rahatlıkla bahsedebilirdi.

    nolan hafızasını bir rutine oturtarak yönetir. tüm anahtarlarını aynı cebine koyar. notlarını not defterine alır, bütün sene giymiş olmasından ötürü eskimiş, üç parça takım elbisesini giyer (beyaz veya soluk mavi gömlek, kravatsız).

    nolan her zaman fiziğe tutkulu olmuş ve bazı fizikçilerin anlatım tarzına hayranlık duymuştur. özellikle albert einstein'ın konuyu hep bir hikayeyle anlatmasına. mesela bir fizikçi ikizleri düşünüyordur. biri trene biniyor diğeri ise kendini terk edilmiş bir tren istasyonunda buluyor. fakat birkaç sene sonra buluşuyorlar. "aynı şekilde mi yaşlanmışlardır?" diye merak eder.

    bu sorunun cevabında kuantum fizik kanunlarını örneklendiren bir melankoli vardır. işte sinema bu melankoliyi bulmasına yardımcı oldu; bilimin bariz mekanik dünyasına hüzünü de eklemesine..."
1799 entry daha
hesabın var mı? giriş yap