6 entry daha
  • ismet özel’in 1967 yılında kaleme aldığı sert ve dahi devrimci şiiridir. ismet özel’in, bazen anlamakta zorluk çektiğim “karşı-duruş” evriminin en bâriz tanımlamasıdır “evet isyan...” aynı zamanda içtenlikli bir şekilde devrimci ideoloji ve aşk’ı bir yoğuran ancak ikisinin de dozunu tam ayarlayan, benim gördüğüm en iyi şiir, galiba da göreceğim en iyi şiirdir.

    “demirden sağnaklar altında uyur sevdiğim
    göğsünde hazin ayak izleri eski şubatların”

    1917 şubat devrimi” burada bahsedilen. bilindiği gibi 1905 yılında rusya’da cereyan eden büyük hareketliliklerden sonra, 1905 devriminin tezgâhında işçilik yapan rus proletarya, artık çarlık rejimi’nin [çarlık emperyalizmi] yıkılması gerektiğini hem de yüksek sesle dile getirmeye başlamıştı. 18 şubat günü, petrograd şehrinde başlayan grev; 24 şubat gününe girildiğinde 200.000’yi içine alarak genişlemişti bile. zaten akabinde gelen üç gün sonrasında, yani 27 şubat günü ayaklanan işçi ve askerler, bakanları ve generalleri tutuklamaya başlamışlardır.

    şiirin yazılış tarihinin de 1917 devriminin 50. yılına denk gelmiştir ki bu da tesadüfle değil şahsi fikrimce hissedişle alakalıdır. demirden sağanakların da rusya içinde ve dahi bütün dünyada, devrimcilerin üzerine yağdırılan “mermi kovanları veya çekirdekleri” olduğunu söylemek mümkündür. “isa olsa neler demezdi”…

    “ay vurunca çatlatır göğsümdeki mahşeri
    çünkü kavganın göbeğidir benim yerim
    canlarım, kollarında parti pazubentleri
    dik başlar, erkek haykırışlarla
    göndere, en yukarlara çekiyorlar
    en yukarlara çatlıycak kadar aşkî yüreklerini.”

    alanlarda bulunmayanların bu şiiri anlaması bir miktar zor olabilir kanaatimce. uzun ve soylu kalabalıklar içerisinde yürürken ve haykırırken, göğsünüzün kocaman bin yayla olduğunu hissedersiniz ve kavganın göbeğidir orası, mahşer kalabalığının sevinci, biraz öfke, sonra dirlik; partizan… yürekler mi, çatlıycak kadar aşkî’dir elbette.

    ismet özel’in en çarpıcı ve arı/saf duygularının coşkusu yatar bu dizelerde devrimciliğe dair. zaten o zamanlarda [ve belki şimdi de] “yukardan bakarım efendilerin pusatlarına” diyerek karşı duruşunu temellendiren öğeleri belirtmiştir. belki de ismet özel’in “neden devrimci olduysam o yüzden islamcı oldum” sözlerinin altında da yatan budur: sonsuz başka-oluş istenci veya dürtüsü. evet ki tanrı’ya kulluk ile sonsuz karşı-duruş/başka-oluş aynı değiller ancak ismet özel’in, islamcılıktan aldığı dinamizm ve devrimcilikten aldığı güç arasında ismet özel açısından farkı yoktur. şu sıralar ne anlatıyor, ne konuşuyor ilgilenmiyorum ve pek de iyi şeyler söylemiyor biliyorum. şiirlerini okumaya devam ediyorum, asfalt yakıyor genzimi, yazıyorum hafif hırpani, evet nisyan...
34 entry daha
hesabın var mı? giriş yap