11 entry daha
  • (bkz: öyle böyle değil)

    http://news.independent.co.uk/…e/article2314202.ece

    sadece teksas'taki arı nüfusunun %90'ının kaybedildiğini ve sadece amerika'da 24 eyaletin bu sorunla karşı karşıya olduğunu anlatan yazının ufak bir kısmında diyor ki, normalde arılar alıp başını gittiklerinde (bir sebepten dolayı kovandan ayrılıyor ve ölene kadar uçuyorlar) diğer arı ya da böcekler gelip boş kovandan bal ve polen çalarmış. şimdiyse bunların hiçbiri olmuyormuş. dolayısıyla kolonilerde, diğerlerini de uzak tutan bir kimyasal olduğu düşünülüyormuş.

    not: arılar yönlerini güneşle bulan, iletişimini de feromon gibi kimyasallarla sağlayan canlılardır. bunlara ek olarak bir muhteşem yetenekleri daha vardır. bir arı dışarıda yiyecek (balkonda kahvaltı ederken tabakta unuttuğunuz reçel, et, peynir) ya da işe yarar çiçek bulduklarında kovana dönüp bizim dans olarak adlandırdığımız bir dizi karmaşık hareketle bunu koloninin geri kalanına bildirir. çok titiz hareketlerle kaynağın koordinatlarını (yükseklik, açı*, mesafe) ve türünü* anlatır. yani kimyasal dillerine ek olarak bir de şifreli diyebileceğimiz vücut dilleri vardır. hatta bu dili iyi konuşamayan arı, yanlış bilgi verdiği ve koloninin gücünün boşa harcanmasına sebep olduğu için diğer arılar tarafından öldürülür.

    basın diliyle "gizemli ortadan kayboluş" olarak adlandırılan durumda aslında bir detay biliniyor. arılar pof diye yok olmuyor. bu olayın iyice göze batmaya başladığı 90'ların ortasından bu yana dünyanın her yerinde sebebi anlaşılamayan bir şekilde kovanlarını terk edip ölene kadar uçuyor. demin de saydığım gibi, bir arının davranışlarını belirleyen üç temel etken var: kimyasallar, güneş ışığı ve karmaşık bir vücut dili. bunlardan herhangi birinin ya da birden fazlasının bozulması, arıların toplu intihar hareketine sebep olabilir. belki dış etkenlerle açıklanabilecek bir durumdur. sorun ilaçlandırmada kullanılan maddelerse çözüm nispeten kolay olabilir ama küresel ısınma gibi daha geniş ölçekli sebepleri varsa iş çok daha zor.

    edit: entomolojist değilim, sadece yıllardır arı nüfusunun azalması ve dolaylı etkileri konusunda pek çok makale okumuş bir meraklıyım.
    bu aslında yeni bir konu değil; 20. yüzyılın başından beri gözlenen, son 10 senede iyice artmış ve sonunda tehlike sinyalleri vermeye başlamış bir olay. en tepede linkini verdiğim haberden alıntıladığım durum, şimdiye kadar benim de duymadığım bir tuhaflıktı. ama dediğim gibi, böcek bilimci filan değilim...
68 entry daha
hesabın var mı? giriş yap