3 entry daha
  • benim için anlamı hayatım boyunca izlediğim tonla filmin neredeyse toplamı kadar olan filmin adı.
    aslında övülecek çok bir yanı yok filmin. belki benim izlemediğim seksen tane benzeri bile olabilir. evet çok süper oyunculuklar vardır arada (kaptan brookes gibi) ama genelde basit ve sıradandır aktörleri. veyahut "eheh vay be hakkaten" denilecek derinlikte değildir içerdiği metaforlar.
    ama çekilmiş en lezzetli "yol" filmidir, yolu hiç göremesek de. tamamına yakını gemide geçtiğinden kastında sadece 1 kadın oyuncu vardır; suhira (telafuzundan ben uydurdum yazılışını).
    basitçe bir backpacker'ın (pek sevdiğimiz daniel brühl*) afrika'da bir ülkede polisle başının derde girmesinin ardından kaçak olarak bindiği gemide yaşadığı olayları anlatır.
    bu kadar hastalıklı, durağan, zorlayan bir filmin, izlendiği andaki maneviyatı bir kenara bıraksak bile bende bu denli izler bırakmasını ömrüm boyu anlayamayacağım heralde. beşinci defa izlememe rağmen sıkılmasam da, biri bana en sevdiin film ne diye sorduğunda "hee oldboy işte shining falan" deyip geçiştiricem belki. lakin bundan böyle heralde film kelimesi kulaklarımdan içeri her çınladığında aklıma brookes'un kuş kafeslerini açışı gelecek. öğrenmek lazım bununla yaşamayı...

    not: okuyup da nası bi şeymiş ulan merak ettim diyenler olabilir. yüksek olasılıkla sevmeyeceksiniz cargo'yu, benden söylemesi. sonra mesaj yazıp; "ver ulan bir buçuk saatimi geri" demeyin bana. herkesin bir buçuğu kendine, evet...
94 entry daha
hesabın var mı? giriş yap