5 entry daha
  • fiyatı sanırım bir üst modelin gelişiyle 5500-6000 seviyesinden bir anda 3.900'a düşen, pazarlıkla 3.400'e sehpa - montaj - duvar askı aparatı dahil satın alınabilen 106 ekran* plazma.

    yorumlar:

    - üstün doygunlukta siyahları ve çok canlı renkleri var. bu renk kalitesi ancak bravia ve pioneer'ların pahalı olanlarında bulunuyor.

    - diğer bütün plazma ve lcd televizyonlardan açık ara üstün olduğu nokta, panasonic'in quintrix'lerden beri kullandığı standart pnr'nin (resim düzeltme) daha da gelişmiş bir türevini barındırması. büyük ekrana yayıldığında gayet sinir bozucu olabilen çok düşük kaliteli yayınlarda bile (mesela retromax kanalı gibi) şaşırtıcı bir düzeltme gerçekleştiriyor. çok daha pahalı alternatiflerde bile bu kadar iyi bir görüntü düzeltme teknolojisi yok, bu konuda en yakın rakip pioneer ama o da fiyattan kaybetmekte. henüz hd yayın başlamadığı ve başlasa bile uzun bir süre daha 480 satıra mahkum olacağımız için bu model, bu özelliğiyle çok şey kazanıyor.

    - ekran, kontrastı yeterince açtığınızda o kadar parlak olabiliyor ki aydınlık bir ortamda bile kontrastı yarıya çekerek izlemek durumunda kalabilirsiniz. (10.000:1)

    - digiturk'te yayınlanan geniş ekran film ve dizilerde (852 x 480) o kadar muhteşem bir görüntü veriyor ki yayının hd olduğu yanılgısına kapılmak mümkün. 1024x768'e upsampling (düşük çözünürlüklü görüntüyü yüksek çözünürlüğe uyarlama) konusunda çok başarılı, bu özelliği bir de panasonic'in rakipsiz pnr'ıyla birleşince oluşan görüntü çok çarpıcı.

    - bunlarla birlikte 6-7 sene önceki tüplü panasonic'lerde de bulunan ekrandaki görüntüyü dondurmak hoşluğu dışında enteresan bir fonksiyonu (mesela pip) olmaması da şaşırtıcı.

    - menüleri gayet sade ve anlaşılır, diğer plazmalardakinin üçte biri kadar bile ayar seçeneği olmaması şaşırtsa da görüntü o kadar güzel ki gerek olmadığını da anlıyorsunuz.

    - ısınmıyor. 5 saat seyrettikten sonra elinizi havalandırma ızgaralarının üzerine koyduğunuzda en ufak bir ılıklık dahi hissetmiyorsunuz. bazı rakip plazmalar yeterince çalıştıktan sonra yumurta kırsanız pişirecek ısıyı verdiğinden takdir edilesi bir özellik.

    - kasasının içinde iki fan çalışıyor ancak en ufak bir ses duyulmuyor. ileride tozlanırsa belki ses yapar, orasını bilemiyorum. bir philips plazmada ses kısık bir şekilde film izlerken fan uğultusunu rahatlıkla duyuyordum.

    - 29 milyar rengin ne demek olduğunu anlamak için o bit derinliğine sahip bir yayını beklemenize gerek yok; bir monsters inc dvd'si koyun ve seyrine dalın. televizyon gerekli işlemleri yapıp sizi renge boğuyor.

    - dört görüntü modu var: sinema, normal, dinamik ve otomatik.
    dinamik, o kadar aşırı parlak ve renkli bir mod ki rahatsızlık verecek kadar kuvvetli. belki çok karanlık görüntüleri kurtarmak için baş vurulabilir.
    normal, adı üzerinde, yayını sadece sizin renk, parlaklık ve kontrast ayar seçiminize bırakan, orijinal sinyale fazla bulaşmayan bir mod.
    sinema - ki tercihim de bu mod, ekranda görülmedik detay bırakmayan, düşük kontrastlı, loş ışıkta vs. izlemek için de ideal bir mod.
    otomatik de neye göre kime göre olduğunu anlamadığım bir şekilde kendi görüntü ayarlarını yapıyor, genellikle de tatmin edici sonuçlar veriyor.
    şahsen sinema dışındakileri kullanmaya gerek duymuyorum, en karanlık sahnelerdeki renk ve ton zenginliğini bile kayıpsız veriyor, bunu yaparken de ortalığı soluk griye boğmuyor.

    - olumsuz sayılabilecek bir özelliği, uzaktan kumandasında tuş seti ışıklandırmasının bulunmaması. benim için değil ama karanlıkta film izlemeyi sevenler için bir eksiklik sayılabilir. ayrıca birçok iyi - kötü rakip marka artık bu özellikle geliyor.

    - diğer dillerdeki kullanma kılavuzlarında bu konuda herhangi bir bilgi verilmemişken türkçe kılavuzda cihazın ömrünün on yıl olduğu ibaresi bulunmakta. bunun gerçekçi bir rakam olmadığını ve muhtemelen bir zorunluluktan dolayı konulduğunu düşünüyorum. otomobilimin de orijinal kılavuzunda bulunmayan "ekonomik ömrü on yıldır" cümlesi, türkçe kılavuzun sonunda kocaman duruyor. yeni nesil plazma ve lcd'lerin panel ömrü 60.000 saatin üzerine çıkabiliyor.

    - 3d comb filter denen bir görüntü iyileştirme sistemi daha var, uzun hikaye, ama özetle şunu yapıyor: her kareyi önceden, tek tek işlemden geçirerek en iyi görüntüyü veriyor. düşük satırlı yayının yüksek satıra bulanmadan - bozulmadan - titremeden vs. dönüştürülmesinde de büyük fayda sağlıyor. comb filter'ların analog, dijital, 3 satır ve 4 satır şeklinde farklı türleri de var. 3d comb, bütün alternatifler arasında en pahalı olanı ve en iyi sayılanı.

    - pc bağlantısı ve koaksiyel giriş dışında 2 hdmi, 3 scart, bir component, bir audio in ve bir audio out'tan oluşan portları var. gayet yeterli, hatta tek hdmi'li pahalı tv'lerle karşılaştırınca mükemmel.

    sonuç: bu televizyonu almadan önce geniş ekran hd'ler konusunda büyük çekincelerim vardı. alışveriş merkezlerinde ve elektronikçilerdeki hd demolar haliyle her hd'de mükemmeldi ancak önemli olan hd olmayan yayınlarla nasıl başa çıkacağıydı. bu konuda gördüğüm bir carrefour dolusu örnek de beni büyük hayal kırıklığına uğratmıştı. digiturk ve kablo tv yayınları bu televizyonlarda acı verici hale dönüşebiliyordu (çünkü zaten kötü olan düdük kadar boyutlu yayını bir de kocaman ekrana yayma durumları vardı) hele çok pahalı lcd'lerde dahi durum içler acısıydı. her geniş ekran böyleymiş demek diye düşünürken 42pv60e çölde vaha etkisi yarattı.
    çok kaliteli bir televizyon almak istiyorsanız ancak orta kaliteye yeten bir bütçeniz varsa şiddetle tavsiye ederim.

    edit: panasonic, tüplü televizyonlarda çok başarılıydı. plazmadaysa en başarılı 3 markadan biri (plazmada diğer ikisi nedir derseniz, bence sharp ve pioneer; bu model bazlı bir değerlendirmedir, ileride elbette başka markalardan bahsedebilirim). tanıttığım model, amerika'da yılın en çok satılan modeli; panasonic de amerika'da en çok plazma satan marka. bu boydaki plazmaların amerika'da 900-1500 dolar aralığında satıldığı da kayıtlara acı bir gerçek olarak geçsin.

    edit 2: panel ömrü denen şeyi açmam gerekiyor. bu, panelin işlemez hale gelmesini değil, yarı parlaklığına inmesini ifade eden süre. günde 6 saatten 27 sene, o da hep en yüksek parlaklıkta seyrederseniz.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap