12 entry daha
  • bir insandan tavsiye alıp uygulamak ve bu uygulamadan memnun kalmak kolay bir iş değildir. genellikle bir insan bana tavsiye vermeye başlayınca aklımdan 'ulen senle hangi konuda aynı zevklerimiz var ki bana kalkmış tavsiye veriyorsun, bir de uygulamama mı bekliyorsun' derim.

    o yüzden kendi zevklerime yakın zevkleri olan insanlardan veya benden çok çok daha üst seviye zevklere sahip insanlardan tavsiyeler almak bana daha mantıklı geliyor.

    instagram'da takip ettiğim bir hesap vardı. adı daily paintings. adı üstünde her gün bir tane resim paylaşır. sanat tarihinin derinliklerinden veya yakın dönemin eserlerinden. altında da bazen açıklama yapıyor. çok az sayıda takipçisi varken takip etmeye başlamıştım. kendisi aynı zamanda bir futbol yorumcusu. en sevdiği iş müze gezmek ve resimlerle ilgili de güzel bir zevke ait.

    instagram'da soru cevap yaptığı bir gün en sevdiği kitap soruldu. cevabı 'john williams - stoner' oldu.

    nacizane kitaplara düşkün bir insanım. orta halli bir kütüphanem var. yazarlara, edebiyatlara, yayınevlerine, çevirmenlere bir hakimiyetim vardır. ama daha önce ne john williams duymuştum, ne de stoner. hemen google ile bakındım. türkiye'de zamanında yine adını hiç duymadığım koton kitap adlı bir yayınevi basmış. şu an büyük kitapçıların stoklarında yer almıyor. hemen sahafları araştırmaya başladım. sonunda bir sahafta kitabın tanıtım kopyasına ulaşabildim.

    büyük heyecanla okumaya başladım. kitapta 50 sayfada bir büyük bir olay dönüyordu. ve gereksiz ayrıntıya girmeden, sade sade, sakin sakin o kadar güzel anlatım vardı ki. stoner karakterinin lan biten karşısında umursamaz oluşu, çok kafa yormayışı, içinden gelen sesi dinlemesi. kitabın içerisindeymiş gibi dahil olarak okudum. en sevdiğim kitaplar listesinde ilk 5'e rahatlıkla girdi.

    doğru kişiden aldığım tavsiye beni yarıyolda bırakmadı.
18 entry daha
hesabın var mı? giriş yap