6 entry daha
  • şanlıurfa örencik köyü yakınlarında yer alan, mısır piramidinden 7500 ve (bkz: stonehenge)'den 7000 bin yıl eski, 12 bin yaşında olduğu düşünülen yapı kümeleridir.
    1963 yılında istanbul üniversitesi ve chicago üniversitesi'nce yürütülen bir proje kapsamında bölgede doğal görünmeyen bir tepede yapılan yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiş ve fakat önemi 1994 yılında klaus schmidt’in bölgede yaptığı araştırma sonucunda ortaya çıkmış ve peşi sıra 1995 yılında kazı çalışmalarına başlanmıştır.
    henüz tekerleğin icat edilmediği çanak/çömlek yapımına ilişkin bilginin ve bildiğimiz anlamda tarım faaliyetinin sürdürülmediği bir dönemde neden ve nasıl inşa edildiği konusu tartışmalı olmakla birlikte; -yapının bir tapınak olmadığına ilişkin görüşlerin yadsınamayacağı ön kabulüyle- dünya'da yaşayan her iki kişiden birinin dini inancının köklerinin dayandığı bir coğrafyada bulunması nedeniyle "inanç sistemine dayalı olarak ortaya çıkmış bir tapınak mı ?" sorusunu akıllara getirmekte.
    bulunduğu alanda üzerine figürlerin işlendiği daha sonra tek parça halinde bulunduğu yerden çıkarılarak yapının bulunduğu alana taşındığı düşünülen -ki çevrede bu gibi bir işlem yaparken çatlamış olma ihtimali yüksek bütün halinde kireç taşlarına rastlanılmış olması bu yorumu destekler niteliktedir.- sütunlar yaklaşık 24 ton olup, tek parça halindeki cismi hareket ettirmek için kabaca 240 bin newton güç üretilmesi gerektiği bu iş için bir insanın 600 newton ürettiği esas alınarak en az 400 kişi ile bu parçanın hareket ettirilebileceği düşünülmektedir. arazinin engebesi ve t şeklinde sütunun işlendiği alan ile yapı arasındaki mesafe göz önüne alındığında iyi organize olmuş, kalabalık iş gücü ürünü olduğu düşünülmektedir. fakat dr. lee clare göre; nihai sonuç yanıltıcı olabilir. zira yapının inşası uzun yıllar sürmüştür. bu nedenle 40 kişilik küçük grupların uzun yıllar süren çabasının ürünü olma ihtimali de gözardı edilmemelidir.
    neolitik döneme ait mimari yapılarda kapının bulunmadığı odacıklara giriş çıkışların çatıdan yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda göbekli tepe'de giriş alanlarının olduğu fakat yalnızca yapının ortasında yer alan alanın kapısının bulunmaması ilgi çekici olmakla birlikte yapının dini amaçla inşa edildiğini ileri sürenlerce bu durum erişilemez olana yapılan bir atıf olarak değerlendirilmektedir.
    yapı merkezinde 4 büyük oda bulunmakta olup, c yapısına sahip her odanın merkezinde t şeklinde sütunlar yer almaktadır. bu sütunlar 6 metre uzunluk ve 24 ton ağırlığına ulaşabilmektedir. t sütun üzerinde kabartma hayvan figürleri ve birbirine kavuşturulmuş insan elinin işlendiği ve fakat insan yüzünün yer almadığı görülür. 1995 yılında yol yapım çalışması sırasında bulunan ve neolitik çağa ait urfa heykeli ise obsidyen kullanılarak yapılmış gözleri, belirgin burnu ile bu dönemde yüzü taşa işleyebilme becerisinin edinildiğini göstermekte. buradan t şeklindeki sütunlarda insan yüzüne yer verilmemiş olmasının kasıtlı bir nedeni olabileceği anlamı çıkarılabilir mi?
    sütunlar üzerinde yer alan yaban domuzu, turna, tilki, akrep ve yılan figürleri saldırıya hazır ve erekte halde tasvir edilmiştir. söz konusu hayvan figürlerinden birinin aynı madde üzerine yalnızca taşlar ve obsidyen kullanılarak yaklaşık 6 saatte işlendiği kabul edildiğinde bir odanın 60 kişilik bir ekip ile yaklaşık 6-12 ay arasında yapılabileceği düşünülmektedir. hayvan figürlerinin bölgeye özgü ve koruyucu ruhları temsil ettiği ya da yapıyı koruma - (bkz: notre dame kathedrali)'nde yer alan gargoyle gibi- işlevi gördüğü fikirleri öne sürülmüştür.
    terrazzo zemini nedeniyle alanın sunak alanı olarak kullandığı düşünülmüşse de suyu zeminden uzak tutma amacıyla kullanılmış olması da muhtemeldir. alanın çevresinde kafatası bulunmayan mezarlar başlangıçta insanların adak olarak sunulduğunu düşündürmekle birlikte kafatasının bilgi ve ruh merkezi kabul edilmesi görüşünden hareketle atalarının hatırası olarak geride kalanlarca belli bir süre sonra mezardan çıkarılarak işlenmiş olabilir.
    insan yaratıcı arayışı içerisinde önce doğayı sonra gökyüzünü yakın gözleme almıştır. yapının pek çok dini amaçla inşa edilen yapılar gibi -göbekli tepe'nin dini amaçlar gözetilerek yapılıp yapılmadığının kesin olmadığı kabulü ve fakat ihtimalinden hareketle- (bkz: sirius yıldızı) konumu esas alınarak yapıldığı düşünülmüş ve fakat söz konusu tez çürütülmüştür. zira bu dönemde sirius yıldızının gökyüzünde görünmediği yapılan sanal simülasyon çalışması ile anlaşılmıştır.
    göbekli tepe'de yapılan kazılarda konut olabilecek herhangi bir mimari kalıntıya ulaşılamamıştır. alanda vahşi hayvanlara ait kemikler bulunmakta olup otçul hayvanlara ilişkin kemiklere rastlanılmamıştır. söz konusu durum o dönem yapı inşasında bu hayvanların tüketildiği ya da bu alanda hayvanların adak olarak kullanılmış olabileceğini akla getirmekte. yukarıda anılı sebeplere binaen göbekli tepe bizi avcı toplayıcı topluluklar üzerine yeniden düşünmeye davet etmektedir.
    bu konuda (bkz: yuval noah harari) (bkz: hayvanlardan tanrılara sapiens) kitabında göbekli tepeye ilişkin ;
    "amaçları her neyse avı toplayıcılar bunun harcadıkları zamana ve enerjiye değeceğini düşünmüş olmalılar. göbekli tepe sütunlarını yapmanın tek yolu, farklı gruplara ve kabilelere mensup binlerce avcı toplayıcının uzunca bir süre işbirliği yapmasıdır. sadece gelişmiş bir dini veya ideolojik sistem bu tür bir çabayı sürdürmeyi sağlayabilir.
    yapıları inşa eden ve kullanan insanları doyurmak için çok büyük miktarlarda gıdaya ihtiyaç vardı. inşaatı desteklemek ve tapınağı yönetebilmek için avcı toplayıcılar yabani buğday toplamaktan yoğun buğday tarımına geçmiş bile olabilirler. normalde öncüler bir köy inşa eder ve köy büyüyünce ortasına bir tapınak kurarlar. fakat göbekli tepe bulguları, ilk önce tapınağın yapıldığını ve köyün daha sonra tapınak çevresinde geliştiğini işaret ediyor." demektedir

    edit: @gliondel sanal müze linkini göndererek entrye görsel katkı sağladı. kendisine teşekkür ederim. sanal müze linki

    edit 2: entrynin yanlış başlığa yazıldığı göbekli tepe değil göbeklitepe yazımının doğru olduğu üzerine mesajlar aldım. kısaca neden göbekli tepe yazımını tercih ettiğimi açıklamak istiyorum. söz konusu alandan ilk kez 1980 tarihli peter benedict’in "survey work in southeastern anatolia" adlı makalesinde söz edilmiştir. söz konusu makaleye ulaşamadığım için burada alana hangi ismin verildiği ve eğer göbekli tepe terimi kullanıldı ise bitişik mi ayrı mı yazıldığına ilişkin yorum yapamamaktayım. makaleye ulaşan bir yazar tarafıma ulaştırır ise entrye ekleme yapmaktan mutluluk duyarım.
    yukarıda yer verdiğim 1963 yılında istanbul üniversitesi ve chicago üniversitesi'nce yürütülen bir projeye ilişkin raporu entrye ekliyorum. güneydoğu anadolu tarihöncesi araştırmaları projesi içerisinde 4 kez göbekli tepe terimi zikredilmiş ve her seferinde ayrı yazım tercih edilmiştir.
    alanın bulunması ve uluslararası tanınırlığında önemli katkıları bulunan k. schmidt'in işbu çalışmasında da göbekli tepe terimi toplamda 6 kez ve ayrı yazılmış şekilde yer almaktadır.
    ulusal tez merkezi üzerinde konu ile ilgili arama yapmak istediğinizde göbeklitepe yazımını benimsemiş 2, göbekli tepe yazımını benimsemiş 5 adet çalışma bulunmaktadır.
    the guardian ve university of oxford üzerinden yapılan aramaların hiçbirinde terim bitişik yazılmamıştır. görüldüğü gibi uluslararası alanda terim her zaman ayrı yazılarak kullanılmıştır. yurt içi literatürde de ağırlıklı olarak göbekli tepe yazımı benimsenmiştir.
    konuyla ilgili gazete haberleri aşağıdaki gibidir.
    1. 03.08.2014 tarihli "göbekliteğe değil, doğrusu göbekli tepe" isimli nilgün atar'a ait köşe yazısı
    2.sualtı gazetesi'nde yer alan 08.08.2014 tarihli "ayakizi turizm'den 12 bin yıllık göbekli tepe hassasiyeti" isimli nilgün atar'a ait köşe yazısı
    3.turizm haberleri'nde yer alan 11.08.2014 tarihli "göbekli tepe nasıl yazılmalı tartışması sürüyor" isimli nilgün atar'a ait köşe yazısı
    4.gazete ipekyol'da yer alan "göbekli tepe mi göbeklitep mi?" isimli yazı
    5.gazete ipekyol'da yer alan 19.09.2019 tarihli "göbeklitepe karmaşasına cimer'den yanıt" isimli yazı

    *yukarıda yer verilen bilgiler ışığında entryde göbekli tepe teriminin yazımının ayrı olarak kullanılması literatürde yeknesaklığın korunması maksadıyla tercih edilmiştir.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap