7 entry daha
  • thomas mann’ın çeşitli yorumlara imkan veren bu noveli başlangıçta berkenntnisse des hochstablers felix krull’a eklenmek üzere kaleme alınmış,sonra bağımsız bir novel niteliği kazanmıştır.yazar onu goethe’nin sanatkar kişiliğini işlemek sağlam bir varlığın bir tutku tarafından istilasını,yani yaşlı goethe’nin marienbad macerasını konu almak niyetiyle işe başlamıştır.ama goethe’ye duyduğu saygı ve hayranlık onun cesaretini kırmış,bu niyeti bir sür erteleyecek bir çekingenlik yaratmıştır.novel kahramanı gustav von aschebach,brioni’de seyahatteyken öldüğünü gazetelerden öğrendiği sanatkar gustav mahler’in disipline tutuklu özellikleri’ni (die leidenschaftlich strengen züge) göstermektedir.bunun yanı sıra platon ve wagner’in hatırlatan özeliklerle birlikte otobiyografik yansımalar da söz konusudur;aschenbach’ın münih’deki evi,genç yaşta ulaştığı ün;temsil ve başarı tutkusu,sonra bir çeşit kaçış niteliğinde başlatılıp yarıda kalan bir ada seyahati ve bu seyahatin lido’da devamı ve daha önemlisi aschenbach’ın neler yazdığı gibi konular.venedik’te ölüm her şeyden önce eleştirici ve ironik mesafe içinde dile getirilmiş bir tükenişin (existenzvernictung) hikayesidir ki görünürde makamların turizmi engellememek amacıyla gizledikleri kolera salgınında hayatını kaybeden bir ünlü yazarı işler.
    novel kahramanı gutsav von aschenbach yaşlı bir yazardır.son derece disiplinli bir çaışma hayatı vardır: çocukluğundan beri zayıf bünyelidir,onun için hayatı ve başarıları hep bir mücadelenin sonucudur.bu özelliğiyle aschenbach,thomas mann’ın kahraman imajını gerçekleştirmektedir.yine yorgunluğunu gidermek üzere yaptığı gezilerden birinde aschebach esrarengiz giyinimli bir yabancıya rastlar ve içinde uzaklara,tropik ülkelere açılmak arzusu uyanır.birkaç gün sonra,münih’deki evinde ayrılarak akdeniz’deki kıyı şehirlerinden birine doğru yola çıkar.ilk vardığı yer ve deniz yolculuğundan hoşlanmayınca venedig’e geçer.otelde çeşitli milletlerden müşteriler vardır.rahibeler gibi giydirilmiş iki kızla onlardan çok farklı muamele gören bir erkek çocuk ve onların öğretmeniyle,herkes tarafından özel bir saygı gören anneden oluşan polonyalı bir aile yazarın dikkatini çeker.ama asıl ilgisi,on dört yaşlarındaki cazibe ve tabii zerafet timsali oğlana yönelmiştir.aschenbach,bu çocuğu seyrettiği sürece bu ilahi mükemmelliğin karşısında kendinden geçer.biraz gayret edince adını öğrenir: tadzio! onu görebilmek için her türlü çareye başvurur.ama hava şartları sağlığına elverişli olmadığı için oradan ayrılmaya karar verirse de tadzio’nun uğruna bundan pişmanlık duyar.bagajının yanlışlıkla başka yere gönderildiğini öğrenmek,bu yolculuktan vazgeçmek için bahane olur.artık bütün işi,çocuğun güzelliğini doyasıya seyretmektir.ansızın onunla gözgöze gelmesi ve çocuğun onu selamlaması,aschenbach’da ilginin tek yanlı olmadığı düşüncesini uyandırır.yaşlı şair,seven insan olarak,güzelliğin hayranı olarak tadzio’nun peşindedir: pazarları markus kilisesindeki ayinde,şehrin sokaklarında yorulmak bilmeden hep onu takip eder.venedik’de salgın bir hastalık olduğu ve turizm endişesiyle bunun makamlarca gizli tutulduğunu öğrenir.ama hakikat birçoklarınca anlaşılıp turistler kafileler halinde şehri terk edince bile aschenbach oradan ayrılamaz.tutkusu gün geçtikçe artar,hatta sevdiğine güzel görünmek için güzelleşmek,gençleşmek için kozmetikçilere gider,saçlarını boyatır,cildini gerdirir.yine birgn tadzio’yu takip ederken onu gözden kaybeder,yorgun düşmüştür ve satın aldığı fazla olgun meyvelerle serinlemek ister.otele döndüğünde polonyalı ailenin yola çıkmak üzere olduğunu öğrenir.bu haberle sarsılmıştır,o gün öğleye kadar kıyıda şezlonguna uzanarak tadzio’yu seyreder;deniz kıyısında yalnız başına dolaşmaktadır.şairi esrarengiz bir yere çağırıyor gibidir,o da bu çağrıya uyar.
    aynı gün dünya,büyük şair gustav von aschenbach’ın ölümünü haber alır.
    gustav von aschenbach,thomas mann’ın sanatkar figürleri arasında özel bir yer alır: sanatkarlıkla burjuva özelliklerini hayatında birleştirmiştir: başarıya ve işe önem veren ahlakçıların şairidir ve başlangıçta bu iradesiyle,azmiyle büyük şair etksini uyandırabilmiştir.ama sonra,güzel’e kapılıp gidince o zamana kadarki dengeli ruhu altüst olur:son derece biçimci bir hayattan koptuğu anda varlığının çöküşü başlamıştır.venedik’te ölüm (der tod im venedig), thomas mann’ın biçim bakımından klasik ölçülerde disiplinli bir novelidir ve yazarın kendi özellikleri olarak belirttiği kronist,dekadans yorumcusu,patolojik olanın ve ölümün hayranı,uçurunlara eğilimli estet karakterini (chronist und erleauterer der dekandence,liebhaber des pathologischen und des todes, asthet mit der tandenz zum abgrund) çok yoğun biçimde yansıtır.
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap