6 entry daha
  • reha erdem'den ruhumuzun derinliklerine inen, şiirsel bir film 5 vakit.. filmin içinde o kadar screensaver'lık sahne var ki seçmekle bitmez.. ilk bakışta çocuklarla bir film çevirmek bir yönetmen için çok zor gibi gözüküyor olsa da, bu çocukların daha önce hiç bir sinema ve görsel sanat deneyimi olmadığından, daha sonraları eğip, bükmesi çok zor olacak alışkanlıkları, kibirleri, takıntıları vs. de yok tabi.. o yüzden bir bakıma istediğin şekle sokmak da oldukça kolay oluyor, hele bir de çocuklarda biraz da yetenek ve bu işe ilgi olunca "yime de yanında yat" .. bugüne kadar bir çok belgesel ve gezi-röportaj programları yapıldı anadolu'yu büyük şehirlerde son derece modern bir hayat süren insanlara sevdirmek için, fakat hemen hepsinin birer tarafı eksik kaldı.. neydi o taraf? o kasabaları, köyleri hep sütten çıkmış birer ak kaşık, ordaki insanları dertsiz tasasız, doğayla hidayete ermiş gibi gösterip güya şehirlileri bir nevi hadi köyümüze geri dönelim albenisine sürüklemeye çalıştılar.. fakat işin hiç de öyle olmadığı aklıselim insanlarca gayet iyi biliniyordu.. işte reha erdem de tam bu noktada devreye giriyor 5 vakit'i ile.. köydeki insanların (hem çocukların, hem ebeveynlerin) günlük sorunlarını, yaşayışlarını, mutluluklarını, kısacası her şeyini o kadar güzel ve etkileyici sunuyor ki, çoğu izleyiciye daral getiren o uzun yürüyüş sekansları dahi, seçilen o görkemli müzikler eşliğinde son derece etkileyici bir şekilde gözümüzün önünden akıp gidiyor.. kah kahkaha atıyoruz, kah içimiz cız ediyor dur yapma diyoruz, kah elimizi ağzımıza götürüp "aman allahım olmaz" şokları içine giriyoruz.. minik kız yeliz rolündeki elit işcan'ın elinden tutulursa önü çok açık gibime geliyor.. bu sene festivallerde izleyemeyenler için sezonun sinemada izlenesi en iyi 3 türk filminden biri bence.. diğerleri iklimler ve kader..
110 entry daha
hesabın var mı? giriş yap