3 entry daha
  • türkiye'de kadın hakları konusunda ''1934'te seçme ve seçilme hakkı verildi'' cümlesinden daha fazlasını öğrenmek istiyorsanız okumanız tavsiye edilir çünkü herkes bilir ki hak verilmez alınır.

    -spoiler-

    kitap nezihe muhiddin'in doğumundan başlayıp 1927 yılında kendisine açılan davalarla itibarsızlaştırılıp, unutturulmasıyla bitiyor. kendisinin kadın hakları mücadelesi osmanlı devleti zamanında, şair nigar, fatma aliye ve halide edip gibi büyük kadınlar kuşağı üyelerinin sesini devralmasıyla başlıyor. erken dönem feministleri üç amaç altında toplanıyor; kadınların kamusal ve toplumsal alana çıkarak kimliklerini geri kazanmaları, ailede ve kamusal alanda tam eşitlik; kadınların her mesleği icra edebilmesi ve bunun için de kadınların eğitiminin yaygınlaştırılması. bu erken dönem kadın hareketi için daha çok üst sınıf kadınlara hitap ettiği ve islamiyette kadın reformunu savundukları söylenebilir. bu dönem ile ilgili daha çok bilgiye ise [(bkz: osmanli kadin hareketi)osmanlı kadın hareketi] kitabından ulaşılabilir.
    nezihe muhiddin imparatorluktan cumhuriyete geçişin de güzel bir örneğidir. 1912 yıllarında konuşmaları imparatorlukçu osmanlıcı izler taşırken, 1923 yılına geldiğimize liberal cumhuriyetçi olarak konuşur. fatma aliye kuşağının islam kadını diye seslendiği kadınlara nezihe muhiddin türk kadını diye seslenmeye başlamıştır. savaş yıllarında erkeklerin askere gitmesiyle onların bazı işler kadınlara kalmış ve bazı kadınlar bunu kadınların aydınlanması için ilk adımlar olarak görürken bazı erkek yazarlar bu kadın inkılabının aile yapısının çöküşü olarak nitelendirdi. beklendiği gibi erkeklerin savaştan dönmesiyle işleri kadınların elinden geri aldılar fakat milli mücadele döneminde kadınların da erkeklerle yan yana bağımsızlık için mücadele ediyor olması, erkeklerle eşit haklara sahip olmak için 'yeterli' olduklarını kanıtlamak açısından önemli bir kanıt olarak kaldı.
    cumhuriyetin ilan edilmesiyle beraber türkiye'de birinci dalga feminizmin tezleri savunulmaya başlandı ve hatta 15 haziran 1923 yılında gerçekleştirilen kadınlar şurasından kadınlar halk fırkası'nın kuruluş kararı çıktı. kadınlara seçme hakkından önce seçilme hakkı verilirse, kadınların diğer haklarına daha kolay ulaşacağını düşünüyorlardı fakat bu girişim anayasaya aykırı olması gerekçesiyle reddedildi. bir halk fırkası yerine türk kadınlar birliği adında bir cemiyet kurulması kararlaştırıldı ve 1924 yılında kurulan bu dernek hala varlığını sürdürmektedir. türk kadınlar birliği kitabın bundan sonrası ise bu derneğin kadınları siyasal yaşama sokmak için verdiği mücadeleyi ve gazetelerin bu isteğe karşı bastığı aşırı sinir bozucu karikatürleri içeriyor. yaygın bir düşünce olan 'bize haklarımız medeni kanun ile verildi fakat biz kadınlar kullanmasını bilmiyoruz' kalıbını yerle bir ediyor. bu kalıba yol açan olaylar da aktarılıyor tabii. tkb'nin tam şahlanmaya başladığı 1927 yılında nezihe muhiddin'in yok sayılmasıyla yerine geçen latife bekir hanım'ın takındığı pasif tavır ve muhiddin'in siyasal haklar talebini hayaller peşinde koşmak olarak nitelendirmesiyle, tkb siyasal hakları için mücadele eden kadınların toplanma alanı olmaktan çıkıp bir hayır kurumuna dönüşüyor. latife bekir hanım ise bu uysal tavrı sayesinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı gelmesiyle milletvekili seçilirken, nezihe muhiddin unutturuluyor.

    -spoiler-

    bu kitaptan öğrenilecek çok şey, çıkarılacak çok fazla ders var. suffraget hareketi gibi bombalı eylemler içermese de bu topraklarda da kadın hareketinin taa 1800lere dayandığı gün gibi ortada. her ne kadar kadınlar aile içine hapsedilip tek görevleri annelik ve ev işleri olarak belirlense de siyasal haklarını ve kamusal alanda eşitlik isteyen kadınlar hep varmış. bu haklar ilk kazanıldığı zaman mecliste 18 kadın milletvekiliyle dünyada oran olarak ikinciyken şu an bu durumda olmamızın bir sebebi de bu zengin kadın hakları tarihimizden haberdar olmamamızdır bence. o zamanlar konuşulan birçok şey hala bir tartışma konusuysa, o kadınlardan öğrenilecek çok şey var demektir.

    tabii sadece bir kaynaktan okuyup atıp tutmak olmaz. okuma listeme o dönemle alakalı birkaç kitap ekledim. kanatlanmış kadınlar, fatma aliye hanım - levayih-i hayat ve bir türk kadının avrupa izlenimleri gibi.

    kitapta geçen bazı ilginç bilgiler de vereyim de benim de aklımda kalsın.
    nezihe muhiddin'in öncülük ettiği donanma cemiyeti kadınlar şubesine kadınefendiler kendi mücevherlerinden bağışlayıp, destek oluyorlar.
    prenses nimet'in girişimi ve ittihat ve terakkinin desteği ile darü'l-fünun konferans salonunda kadınlarımızın ictima'ları başlığı ile yayınlanan iki toplantı düzenleniyor.
    milli kongreye 1918 yılında çok sayıda kadın örgütü, kadın delegeleriyle ve tam temsil gücüyle katıldı.
    yetkililer kadınların şimdilik muhtar olamayacağını duyurduğunda, bergama köylerinden birinde kara fatma isminde bir kadının yıllardır muhtarlık yaptığı anlaşıldı.
4 entry daha
hesabın var mı? giriş yap