• hakkında bilgi edinilebilecek, farklı türlerde, birçok doküman bulunan bir zamanların hızlı ve vizyoner şirketi. şirketin yapısı, işleyişi ve nasıl en zirvedeyken en dibe düştüğü ile ilgili kısa yoldan bilgi edinmek isteyenler için bir kaynak sunmak iyi olabilir. diğer taraftan şirketle ilgili tam ve detaylı bilgi almak isteyenler için bethany mclean ve peter elkınd'in yazdığı gümüş kurşun: enron'un inanılmaz yükselişi ve önlenemeyen çöküşü adlı kitap şiddetle tavsiye edilir.

    enron bir zamanların en göz önünde, en ileri görüşlü ve en başarılı şirketlerinden biriydi ve döneminde inanılmaz bir etki yarattı. ancak enron'un yarattığı tüm etkiyi anlayabilmek için enron'un ilk başta neleri başardığına bakmak gerekir çünkü tüm o skandalları yaratırlarken insanlar onlara ortada hiçbir sebep yokken güvenmedi. ama enron'un bu başarıları nasıl yakaladığına bakmak belki de daha önemli olur ve elbette kimlerle yakaladıklarına. özellikle şirketin tüm yapısı ve kurum kültürü şirketin kurucularının ve üst düzey yöneticilerinin kişiliklerinin çevresinde oluşuyor dolayısıyla bu kişilerin kim oldukları enron'un yarattığı tüm sonuçları anlayabilmek için kilit bir faktör.

    enron ilk başta doğal gaz sektöründe faaliyet gösteren bir şirket; daha doğrusu bu doğal gazı nakliye edecek boru hattı alanında. ancak enron bu alanda faaliyetlerine başlamadan önce bu alan tamamen devlet kontrolünde . enron'un kurucusu ken layin beklentisi ise hükumet regülasyonlarının bu alandan kalkacağı yönünde çünkü piyasada, deregülasyonlardan kaynaklı, güçlü bir serbestleşme-özelleşme dalgası var ve onun düşüncesi de fiyat üzerindeki kontroller kalkacak, fiyatlar piyasada dalgalanmaya başlayacak ve biz dalgalanan fiyatlardan ve serbest piyasanın doğasından yararlanarak doğal gaz alanındaki en büyük şirketi kuracağız şeklinde.

    ken lay'in kişiliğine eğilmek gerekirse; kendisi sıkı bir piyasa taraftarı ve serbest piyasanın erdemlerine hükumet kontrolündeki bir piyasadan her zaman ve her koşulda daha iyi çalıştığı yönünde bir inanca sahip* buna paralel olarak da fiyatlar piyasaya bırakıldığında devletin hayal bile edemeyeceği fırsatlar belirecek ve biz de bunlardan yararlanabileceğiz diye düşünüyor. ancak herşey bir yana ken lay iyi bir yönetici sayılmaz zira zor kararlar almaktan çekinen ve restleşmeyi sevmeyen biri o daha çok uzlaşmazlıkları çözmekle ünlü. bu özelliklerinden dolayı zamanla şirketteki üst düzey yöneticiler onu kolay yönlendirebiliyorlar çünkü manipüle edilmeye açık biri. zaten zaman geçtikçe ken lay'in şirket içindeki rolü, şirketin sahibi olmasına rağmen, washington'da lobi faaliyetleri yapmaktan ve önemli insanların katıldığı yemeklerde ve organizasyonlarda boy göstermekten öteye gitmiyor. ancak kendisi bu durumdan rahatsız değil çünkü bu konularda da doğal bir yeteneği var ve diğer taraftan zenginliğin tadını çıkarırken stres yaratacak kararlar vermekten geri durabiliyor. hatta lobi faaliyetlerinde o kadar iyi ki dönemin a.b.d başkanı george bushla kendisine 'kennyboy' diyecek kadar yakınlar. (bkz: gümüş kurşun)

    enron'un başlangıçta iş yapma metodu 'al ya da öde' adı verilen anlaşmalara dayanıyor. buna göre şirket bir doğal gaz üreticisi ile*gazı alacağına dair bir anlaşma yapıyor. daha sonra da gazı satacağı kişiye gidiyor. ancak bu anlaşmalar gelirleri üzerinde sürekli bir belirsizlik yani risk yaratıyor. enron gazın piyasada yükseldiği zamanlarda aşırı karlar kazanabilirken gazın fiyatının düştüğü zamanlarda aşırı zararlara maruz kalıyordu. hatta şirket 87 yılında bu anlaşmalar nedeniyle neredeyse batıyordu. ancak diğer taraftan lay'in planı da tutmaya başlamıştı; deregülasyon süreci hızlandıkça enron daha fazla büyüyordu ama iş modeli al ya da öde anlaşmaları yüzünden hala sorunluydu. bu sorunları çözmesi için aradıkları adamı da bir süre sonra buldular. (bkz: jeff skilling)

    jeff skilling ilginç bir adam. onu tanıyan herkes, onun hakkında, 'olağanüstü zeki bir adam' gibi nitelendirmeler yapıyorlar. skilling'in en önemli özelliği herhangi karmaşık bir problemi basite indirgeyerek kolaylıkla çözebilmesi. ancak bazı durumlarda basite indirgememesi gereken sorunları da basitleştirebiliyor ki bu onun zayıf yanlarında biri ancak sorun şu ki bu 'basitleştirilmemesi gereken sorunlar' enron iflas edene kadar su yüzüne çıkmıyor ve geçen sürede skilling'in bütün çözümleri işe yarıyor bu nedenle herkes ona hata yapmaz gözüyle bakıyor. dolayısıyla kurum içinde artan sorunların hiçbiri iflas edene kadar görünür değil.

    jeff skilling teorilere çok fazla ilgi duyan biri ama o teorilerin gerçekleştirilmesi aşamasında ise çok az ilgili. hatta şirket çalışanlarından biri onu şöyle tanımlıyor 'o hendek tasarımcısıydı hendek kazıcısı değil'.

    skilling'de aynı lay gibi piyasanın doğasına ve onun nimetlerine tamamen inanan biri ona göre piyasa doğrunun ve yanlışın nihai karar vericisi. yine gümüş kurşun adlı kitaptaki bir hikayeye göre jeff skilling'e harvard yıllarında sorulan bir soru da kendisine tüketiciye zarar vermesi muhtemel* bir ürün ile ilgili üretmeye devam edip etmeyeceği soruluyor. kendisinin cevabı açık bir şekilde 'eğer ürün kar getiriyorsa ben üretmeye devam ederim çünkü bir şirket yöneticisi olarak benim görevim ortakların ve şirketin değerini maksimize etmek, üretimi durdurmak benim değil hükumetin işi' şeklinde.

    skilling her zaman zekaya, yaratıcılığa ve entelektüel birikime inanan biri; daha doğrusu piyasada bu tür bir insan gücüne sahip olmayan bir firmanın rekabet edemeyeceğini düşünüyor, dolayısıyla bu tip çalışanlar dışında başka çalışanların alınmasını son derece mantıksız buluyor. skilling'in yarattığı iş ortamı, düşünce sistematiğine uygun olarak, ekip çalışmasının değil; bireysel başarının ödüllendirildiği bir sistem. çünkü eğer herkes kendi için en iyisini yaparsa şirket için en iyisi yapılmış olur.

    enron'un en büyük sorunu al ya da öde anlaşmalarının çözülebilmesi için de çok basit ve etkili bir çözüm üretti ve bu çözüme de 'gaz bankası' adını verdi. buna göre üreticiler ve satıcılar arasında uzun vadeli sözleşmeler yapılacak ve enron'da, boruları aracılığıyla, sadece bir komisyon ücreti alacak ve böylece fiyat belirsizliğinden kaynaklı riskten korunmuş olacaktı. bu çözümün uygulanması aşamasında en büyük zorluk tarafların ikna edilmesi oldu zira devlet kontrollü piyasada da işler aşağı yukarı böyle yürüyordu tek fark bu sefer fiyatların devlet memurları tarafından değil piyasada belirlenecek olmasındaydı. enron tarafların hepsinin bu durumdan karlı çıkacağı konusunda tarafları ikna edebildi.

    bu sırada skilling 'enron finance' adlı bir şirketin başına geçti. bu şirketin yaptığı şey, temel olarak, söz konusu uzun vadeli anlaşmaları borsada alım-satım yapmaktı bu skilling'in bir diğer dahiyane uygulamasıydı. böylece doğal gaz bir emtia gibi borsada alınır-satılır hale geldi. bu trading işlemleri sayesinde enron yaptığı anlaşmaları daha karlı bir hale getirebildi.

    anlaşıldığı üzere enron enerji sektörüne yeni bir vizyon getirmişti ve baştan aşağı tekrar yaratmıştı. ancak, tüm bunlar bir yana, enron bugün daha çok finansal piyasalarda manipülasyon yapan, siyasilerle kirli ilişkileri olan şeytanın adeta vücut bulmuş hali olarak tanınıyor. tüm bunların nedeni de aslında yine skilling'in getirdiği muhasebe sisteminde yatıyor diyebiliriz. bu muhasebe sisteminin adı 'piyasa fiyatlarına göre güncelleme yöntemi'. bu yöntem sayesinde; şirket 10 yıllık bir sözleşme yaptıysa bu 10 yılın gelirlerinin hepsini anlaşma yapıldığı anda şirketin bilançosunda gelir olarak gösterebiliyordu. ve 10 yılın gelirlerindeki sapmalar her yıl + veya - halinde bilançoda düzenleniyordu yani güncelleniyordu. bu yöntem sayesinde şirket çok hızlı bir şekilde büyüyebildi çünkü anlaşama yapıldığı anda bilançolarında çok büyük gelirler gözüküyordu ki bu anlaşmanın uygulanması aşamasında tek bir borunun bile döşenmesi gerekmiyordu. bu durum aslında skilling'in uygulamaya değil, fikre önem vermesinin bir yansıması gibi. şirket çok kısa bir süre içinde amerika'nın en büyük şirketlerinden biri haline geldi çünkü insanlar bu kadar yaratıcı ve başarılı bir şirkete yatırım yapmak ve borç vermek için birbirleriyle yarışıyorlardı. belirtmek gerekirse enron bu sistemi yasal bir şekilde kullandı zira bu yöntemi kullanabilmek için gerekli mercilerden izin almışlardı.

    bu süre zarfında enron uluslararası piyasalarda nerede deregülasyon ihtimali beliriyorsa oraya yatırım yaparak büyümeye devam etti; margaret thatcher'ın ingilteresi, özal'ın türkiyesi, hindistan gibi. enron özelleştirmenin olduğu her yerden muazzam paralar kazandı.

    kullanılan muhasebe tekniğinden ötürü, bir süre sonra, enron'da önemli olan tek şey anlaşmanın yapılması haline geldi, anlaşmanın nasıl yürütüldüğü değil. ancak bu durumun çıkardığı sorunlar uzun süre belirmedi zira enron uzun süre faaliyetlerini büyük başarılarla yürüttü ve 90'lar boyunca sırtını borsa ekranları kadar boru hatlarına da dayadı ve hisse senetlerinin değerleri artmaya devam etti. bu dönemde enron'un gelirleri , faaliyet gelirleri haricinde, iki şeye dayanıyordu: skilling'in traderları ve uluslararası anlaşmalar. aynı zamanda, serbestleşme dalgası ile beraber, doğal gazın yaygınlaşması * ve enerji piyasasına yeni bir soluk gelmesi ile tüketiciler de yılda milyarlarca dolar tasarruf edebildiler.

    skilling bir süre sonra bütün enron'un kontrolünü aldı ve enron finance'da uyguladığı herşeyi tüm enron'a yaydı. böylece enron daha kaotik bir ortam oldu zira çalışanların hiçbiri sadakatli değildi ve çok düşük bir ahlaki disiplinleri vardı çalışanlar sadece onlara koyulan hedefleri gerçekleştirmek ve yüksek primler almak istiyorlardı ama enron'u başarılı yapan şey de buydu zaten, herkesin kendi için en iyi olanı yapması ve rekabet edemeyenin şirketten gönderilmesi. bu anlamda enron çok darvinist bir şirketti.

    diğer taraftan skilling reel faaliyete daha az ağırlık vermek istiyordu ki bu yüzden onu suçlayamayız çünkü bu yöntem sayesinde enron finance'da zaferler kazanmıştı.

    skilling reel faaliyetin geliri doğurduğunu elbette biliyordu; ama bir büyük fikri daha vardı: bir piyasaya girecek, orayı yeniden düzenleyecek, o alanı karlı hale getirecek ve herkes o alana girdiğinde herşeyi satıp piyasada sadece alım-satım yapacaklardı. skilling bu fikrine 'büyük enerji bankası' adını verdi. dolayısıyla, skilling sadece doğalgaz alanında değil, bütün enerji piyasasında olmak istiyordu. mesela elektrik... bu kapsamda, enron elektrik piyasasına girecek orayı yeniden düzenleyecek ve elektrik enerjisini de borsada alıp satacaklardı. bunun için tek yapılması gereken elektrik endüstrisinde de bir dizi deregülasyonun gerçekleşmesiydi ancak bu endüstride kimse deregülasyona sıcak bakmıyordu. bu tür teorinin pratiğe geçirilemez nedenleri enron'u sona görüren faktörler oldular.

    enron'un yıkımı bir anda gerçekleşen birşey değil. kuruluşundan itibaren -özellikle güncellemeli muhasebe sistemini kullanmaya başladıklarından itibaren- sürekli zararlarını ertelediler ve gelecek karlarından çaldılar, kurum kültürü yozlaştı ve en sonunda küçük sorunlar birleşerek artık sürdürülemez bir hal aldı ve büyük bir felakete neden oldular. skilling ve üst düzey yöneticiler bunu görmüşlerdi elbette ama bunların hepsi geçiciydi ve büyük enerji bankası kurulana kadar gerekliydi. yaptıkları finansal hileler o kadar karmaşıktır ki bugün bile onları tamamen anlamak zor. bu faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde finanstan sorumlu genel müdür yardımcısı andrew fastow kilit rol oynamıştır. fastow şirketi sürekli karlı gösterebilmesi itibariyle enron için tamamen vazgeçilmezdi. bu sayede enron hep değerli ve hisse fiyatları en tepede olacak şekilde kaldı ve yatırımları için gerekli finansmana hiç zorlanmadan sahip olabildi.

    ancak bu finansal hileler, temel olarak, hep gelecekten çalma biçiminde oluyordu ve bir süre sonra gelecekte çalacak birşey kalmadı.

    enron'un muhasebe defterleri ve finansal tabloları her zaman denetçilere açıktı. dolayısıyla kimsenin bilmediği birşey yoktu. finansal işlemler karmaşık olsa bile profesyoneller bu işlemlerin neye hizmet ettiğini kolaylıkla anlayabilirdi. ama enron o kadar büyük bir piyasa yaratıyordu ki buradan kazanç sağlamak için bunlara göz yummak ve iyimser tablolara inanmak ekonominin bütün paydaşları için çok daha kolay oldu. herkes daha sonradan aldatıldığını söylese de, en iyi ihtimalle, aldatılmaya çok istekli olduklarını belirtmek gerekir. ortam enron'un büyümesine çok müsaitti ve enron'un da bu fırsatı iyi kullandığını söyleyebiliriz. tek önemli olan hisse başına gelir beklentisini ve çeyrek dönemdeki büyüme tahminlerini karşılayabilmekti bunları yaptığınız sürece şirkete ne kadar nakit gireceği ise hiç önemli değildi ve bu enron'un ustalaştığı bir oyundu. aykırı ses çıkaran analistleri de enron, gücü sayesinde kolayca sindirebiliyordu.

    borsada, genel bir kural olarak, satım çılgınlığı alım çılgınlığından daha şiddetli olur. enron hisseleri çok hızlı bir şekilde değer kaybetti. analistlerin muhasebe usulsüzlükleri ile ilgili daha fazla soru sormaları, kredi değerlendirme kuruluşlarının enron'un notunu düşürmeleri, yeni projelerden istenilen getirilerini sağlanamaması ve bankaların artık enron'a finansman sağlamamaları gibi olgular birleşerek iflasa giden süreci başlattılar ve herşey çok ani olarak gerçekleşti. ama herşeyin ani olarak gerçekleşmesine bakarak bütün sorunların aniden ortaya çıktığını söylemek doğru bir sonuca varmak olmaz; bütün sorunların yıllar boyunca birikerek büyüdüğünü, en azından enron örneğinde, gözden kaçırmamak gerekir.

    derecelendirme kuruluşlarının krizdeki rolünü de ayrıca belirtmek gerekir. bu kurumların asıl amacı yatırımcıları riskli şirketlerden korumak iken verdikleri yüksek notlar sayesinde yatırımcıların enron'a daha fazla güvenmelerini ve yatırım yapmalarını sağlamışlardır. bu sayede enron hisse senetleri tırmanışını sürdürdü bu tırmanışı gören çok fazla kişi emeklilik ikramiyelerini enron hisse senetlerine yatırdılar ve hisseler aniden düşünce neredeyse bütün birikimlerini kaybettiler. tabi bu insanların da hisseler yükselirken enron'un en büyük destekçileri olduklarını söylemek gerekir.

    sonuç olarak;*enron enerji piyasasını baştan yaratan, büyük fikirleri ve alışılagelmemiş bir organizasyon yapısı ve çok büyük başarıları olan fantastik bir şirketti. piyasanın geri kalanından çok daha yaratıcı ve cesur hamleler yaptığını söylemek gerek. buna rağmen enron bugün arkasında çok fazla seveni olan bir şirket değil ve bunun içinde birçok 'haklı' neden var. ancak şunu söylemek gerek; enron'u bugün iyi anmayanlar enron'u ahlaksız oldukları veya etik değerlere sahip olmadıkları için değil; başarısız oldukları için iyi anmıyorlar. zira enron zirvedeyken ve bir şekilde onunla iş yapan herkes milyonlar kazanırken ve dahi herkes olayın iç yüzünü aşağı yukarı bilirken bile enron yeryüzünün en fazla saygı duyulan ve imrenilen şirketlerinin başında geliyordu.

    enron'un üst düzey yöneticilerinin hepsi çok büyük cezalar aldılar. ancak pişmanlık meselesine gelirsek; özellikle bu yöneticilerin kişiliklerinden ilham alarak bir çıkarımda bulunabiliriz. yazının bir tarafında bu kişilerin piyasanın doğrunun ve yanlışın nihai kara vericisi olduğuna dair bir inançlarından bahsetmiştik. dolayısıyla başlarına gelenleri içlerinde bir yerlerde alçakgönüllülükle kabul ettiklerine inanıyorum. içlerinde bir yerde diyorum çünkü, kamuoyu önünde, yapılan bütün suçlamaları reddettiler ve genel olarak bir satış çılgınlığına kurban gittiklerini -gerçekten de dotcom şirketlerinin yarattığı balonun patlamasından çok etkilendiler- ve her zaman şirketin işleyişinin mükemmel olduğunu iddia ettiler.

    dediğim gibi` içlerinde pişmanlık hissettiklerini inanmıyorum. onları uzun bir süre ödüllendiren serbest piyasa bu sefer de onları cezalandırıyordu. yalnızca bütün süreçten sonra*başarısız oldukları için bir hayal kırıklığına uğramış olabilirler.

    edit: imla
  • bu firmanin nasil kar ettigini sole anlatayim , adamlar new mexico eyaletinde unit basina 10$ aliyorlardi yaptiklari uretim sonucu , hemen komsu eyalet arizona icin sadece ustune 60 cent tasima ucreti ekleyip 10.6'ya satiyorlardi , buraya kadar hersey normal ,ama arizona'nini komsu eyaleti olan yasadigim california icin ise unit basina 60$ istiyorlardi , iki sinir eyalet birinde 10.6 digerinde 60$ , gecen sene california'da enerji acigi var diye eyalette elektrik kesintileri falan yapilmisti buradanda sirket baya bir kar etmis , ve en onemlisi sadecen bush ile degil demokratlarada para vermisler .
    sirket batmadan bir gun once ust yonetimdekiler ellerindeki butun hisseleri ellerinden cikardilar ama olan calisanlaraina oldu , sirket bir gunde borsada %86 deger kaybetti , calisanlarin eline patladi hersey .
  • faithless ın mass destruction şarkısında şu sözlerle bahsedilen batık şirket .
    " whether halliburton or enron or anyone
    greed is a weapon of mass destruction "
  • olayların görüldüğü gibi olmadığı skandal.

    andersen in firmanın iflas sürecine giden yolda bilerek veya bilmeyerek yaptığı yanlışlar ortadadır. fakat sonucunda audit firmasının lisansını gerektirecek kadar bütün suçu andersen a yuklemek tam anlamıyla olan biten birçok şeyi hasır altı etmektir.

    oncelikle enron nun sorunlu yapısı ana firmadan ziyade andersen in denetlemediği ama kpmg ve pwc tarafından denetlenen iştirakleridir.( ljm1,ljm2, chewco,jedi,radr,southampton...vs)

    dava açıldığı sırada, süresince ve sonunda temiz görüş veren adı geçen firmaların adı hiç geçmemiştir ki bu iştirakler (special purpose entities-spes) usulsuz kullanılan kredilerin kaynağıdır. andersen bu firmaları konsolide ederken kesinlikle bu firmaların kayıtlarına ulaşamıyordu zira sonucta bu iştirakler bağımsız denetimden geçiyordu.

    neal batson, enron bankruptcy reporter, 3. ara raporunda usulsuz kredi kullandıran bankaların ; ( citibank, jp morgan chase, barclays bank, merrill lynch, bank of america...vs)

    enron nun

    -yasal prosedürler dışı kredi kullandırdıklarını (sözlü garantilerle)
    -andersen tarafından bilinseydi geçersiz muhasebe kayıtları attıklarını,
    -andersen tarafından bilinseydi spes lere ait usulsuz muhasebe kayıtlarının olduğunu,
    -kendi bağımsız görüşlerine gore usulsüz muhasebe kayıtlarının olduğu,
    -3 kişilere yönelik spes lerle ilişkin dipnotlarının gaap uygun olmadığını bildiklerini belirtmişleridir .(yeminli ifadeler),

    ayrıca banka temsilcileri, yine yeminli ifadelerinde enron a kredi kullandırırken sözlü teminatlar alındığını ve standart prosedürlerin işletilmediğini zira bankanın bu kullandırımlardan piyasa üzerinde kazanc sağlamakta olduklarını belirtmişlerdir.

    andersen bu sırada spes lerdeki olağandışı muhasebe işlemleri konusunda uyarılarında bulunmuş ve shirley hudler (enron north america) micheal kopper a spes(chewco) ile ilgili olarak su maili atmıştır;

    " i dont know how we are going to "manage" the arthur andersen questions re chewco's ability to repay-will work with client warden (accounting support) to craft a story"

    sonucta, neal batson adı geçen (daha sonraki raporlarında sayısı artan-toronto dominion bank, royal bank of scotland…vs) bankaların enron yöneticilerine usulsüzlüklerde bilerek yardım ettiklerini belirtmiştir.

    işin ilginç yanı batson unu raporu dışında başka hiçbir raporda diğer bağımsız denetim firmalarının adı telaffuz edilmemiştir.

    rivayet edilirki; (jackie skinner-washington post-şubat 2002)

    kongre üyesi billy tauzin a (enerji ve ticaret komitesi başkanı) ile diğer 4 denetim firmasının üst düzey yöneticileri bir öğle yemeğinde andersen in “kötü çalışanları olan ve yetersiz denetim hizmeti veren” bir firma olarak tanımlayıp, sonunun gelmesinin gerektiğini belirtmişlerdir. (ki bu tür faaliyetlerde bulunmak, aicpa code of conduct tarafından yasaklanmıştır)

    bunlara ek olarak enron devletle ozellikle bush ve clinton ile seçim kampanyalarına bağışlar yoluyla sıkı fıkı olan ( sadece 2001 yılında bush a 500,000$ bağış ki 1999-2001 arasın andersen 146,000 $ bağış yapmıştır.) bir firmadır. (bush un en büyük finansörü)

    ayrıca bir enron yoneticisinin mayıs 2001 de intihar etmesi (clifford baxter) ile olay tum basına yayılmıştır.

    sonuç olarak hükümet; bankaların,diğer denetim firmalarının ve kendisinin de boğazına kadar battığı bu bataklıkta bir kurban aramış. auditorleri gozuken ama nisbeten daha ucuz sıyırması ( denetimle sorumlu partnerin, david duncan, kişisel cezalandırılması gibi ) gereken andersenin kurban seçmiştir.

    zira devin (enron) yıkılışı çok gürültülü olmuştu.
  • amerikanin en buyuk 7. sirketi idi, kimse 1997 den beri inanilmaz bir hizla buyuyen bu sirketin iflas edecegini beklemiyordu tabii. olaylardan once 80 dolar olan hisseleri en son bir dolarin altindaydi . arthur andersen'in da audit sirasinda bazi dokumanlari yok ettigi icin basi oldukca dertte gorunuyor. sirketin ceo'su ile bush un yakin arkadas olmalari ve enron un sirket olarak secim kampanyalarina yaptigi bagislar olayi iyice ilginc bi hale getiriyor elbette.
  • arnold schwarzenegger'in california valiliğine seçilmesinin arkasındaki en büyük etken olmuş bir zamanların dev şirketidir. yaşattığı yapay elektrik krizleriyle bir yandan elektrik fiyatlarını manipule etmiş, bir yandan da o dönemdeki california valisi gray davis'in seçimleri kaybetmesini sağlayarak arnold'un california valisi olmasını sağlamıştır. şirket patronunun başkan bush ile olan ilişkileri de düşünüldüğünde herşeyin ne kadar planlı bir şekilde yapıldığı daha net görülmektedir. tüm bu yaşananların anlatıldığı bir haberde ise şunlara yer verilmiştir;

    kâr için yapay enerji krizi çıkarmışlar

    iflas eden abd’li enerji tekeli enron ile ilgili yeni belgeler, enerji alanında özelleştirme politikalarının nasıl bir soyguna yol açtığını gösteriyor.
    ortaya çıkarılan ses kayıtları, enron’un, 2001 yılında california eyaletinde bir enerji santralını sahte gerekçelerle kapattığını kanıtladı. böylece eyaleti sarsan enerji krizi büyüdü ve elektrik fiyatlarının artması için gerekçe elde edilmiş oldu. enron’un, california enerji piyasasını altüst etme planlarını daha 1998 yılında yaptığı da anlaşıldı.
    kayıtlara göre enron, kanada’daki enerji piyasalarını da benzer bir biçimde manipule etti.

    resmen soygun

    yargıya ulaşan son bilgilere göre, enron, california’da yapay bir enerji krizi yarattı ve 2000-2001 yıllarında amerikalılara milyarlarca dolara mal olan elektrik kesintilerini tetikledi. bu kriz nedeniyle, özelleştirme yanlısı olan california valisi gray davis seçimi kaybetmiş ve yerine, cumhuriyetçi arnold schwarzenegger geçmişti.
    enron’un bu kriz nedeniyle kasasına 1.6 milyar dolar haksız kazanç girdiği dile getirildi.

    bill ve rich!

    söz konusu ses kayıtları, washington’da bir yerel yetkilinin mahkemeye başvurması ve enron’a ait bir depodaki şirket içi yazışmaları almak için izin elde etmesiyle ortaya çıktı.
    kayıtlarda, ‘bill’ adlı enron yetkilisi, las vegas’taki bir elektrik santralında çalışan ‘rich’ adlı kişiye, “bir bahaneyle santralı kapatmasını” emrediyor.
    konuşma, 17 ocak 2001 tarihinde, yani california çapındaki elektrik kesintilerinin en karanlık günlerinde yapılıyor.
    “bill”, kasette şöyle diyor: “sizden istediğimiz biraz yaratıcı olmanız ve kapanmak için bir sebep bulmanız. oralarda yapabileceğiniz bir şey var mı? temizlik, bakım falan?”
    buna karşılık rich, “mesela bakım nedeniyle santral kapatılmış olabilir” diyor ve bill, “bu iyi bir plan. sana güvenebileceğimi biliyordum” şeklinde yanıt veriyor.
    california elektrik gözetim kurulu başkanı eric saltmarsh, şirketin “serbest piyasa” sisteminden haksız çıkar sağladığını açıkça dile getirdi. saltmarsh, the guardian gazetesine yaptığı açıklamada, “enerjide kuralsızlaşmanın nasıl işleyeceğini ve kendilerinin bize nasıl yardım edeceklerini anlatmak için birçok danışman ve sunumla gelmişlerdi. daha sonra, bunun planın bir parçası olduğu anlaşıldı. kuralsızlaştırmanın ilk günlerinden beri enron, kendi çıkarına olacak bir piyasa yapılanması için uğraşıyordu” diye konuştu.
    bush’un yakın dostu
    abd federal enerji düzenleme komisyonu, enron’un, 1997’den iflasına dek yaptığı usulsüzlüklerden ötürü, devlete 1.7 milyar dolar ödeme yapmasını tavsiye etmişti.
    merkezi teksas’ta bulunan enron’un yönetim kurulu eski başkanı kenneth lay, abd başkanı bush’un “yakın dostu” olmasıyla tanınıyordu. lay, daha önce cumhuriyetçi parti ve bush’a milyonlarca dolar “bağış” yapmıştı.
    enron patronu, halen yargılanmayı bekliyor. ancak yargılama konusu özelleştirme vurgunu değil, şirketin değerinin yüksek görünmesine yol açan usulsüzlükler. patronların california krizi nedeniyle yargılanması beklenmiyor.
  • ucundan bir yerinden bizim uzanlara benziyor. adamlar manipülasyonun kralını yapıyor. şirket zarar ederken bilançoları kar ediyor diye gösterip yıllarca hisseleri balon gibi şişirdiler. bu hisse kötü satmak lazım diyenlerin şirketlerine para yedirip kovdurdular. avukatlardan muhasebecilere kadar çevrelerindeki herkese tonla para yedirdiler. yediremediklerini bertaraf ettiler. tarihin en büyük dolandırıcılıklarından biri kesinlikle. şirketin foyasının ortaya çıktığı gün 1 ton kağıt imha etmişler.

    ''titanic ve enron arasındaki en büyük fark titanic batarken en azından ışıkları yanıyordu.''
  • accounting kitaplarinin yeniden yazilmasina on ayak olmus sirket.
    (bkz: sarbanes oxley)
  • son dönemlerdeki batış hikayelerini okuduğumda borsaya açık bu şirketlerin, yeni şirketler kurup zararda olduğu işlemlerinin bir kısmını o şirketler üzerinden yürütüp ana şirketi karda göstererek aslında muhasebesel açıdan da etik olmayan davranışlar içine girdiklerini gördüm. bunun üzerine bir de muhasebesel hileler eklenince sorun kat be kat artış göstermektedir. bu nedenle denetim şirketlerinin hem eliminasyon işlemlerine hassasiyet göstermesi hem de subsequent test ile alternative testlere eğilmeleri gerekmektedir.

    enron, parmalat, worldcom gibi şirketlerin hep bu yolla içine girdikleri krizi erteledikleri anlaşılıyor. kısaca şu şekilde özetleyebiliriz aslında hadiseyi:

    --- spoiler ---
    http://www.ekodialog.com/…i_sermaye_piyasalari.html
    özellikle enron'un batışına giden yoldaki en önemli kilometre taşları, yasal ve/veya yasadışı olarak uygulanan bazı muhase be kuralları ve enron dışında kurulmuş birçok başka şirket kanalıyla risklerin ve zararların bilanço dışına çıkarılarak gizlenmesi olmuştu. bu işlemlerle ve diğer bazı ilişkiler sayesinde karlı ve parlak bir görüntü yaratılarak şirketin hisse senedi fiyatları yükseltilmişti.
    ...
    enron 'un kirli çamaşırları ortaya çıkınca arthur andersen firmasında enron denetiminden sorumlu olan denetçinin ilgili dokümanların önemli bir kısmmı kağıt kıyma makinasından geçirdiğinin ortaya çıkışı ise kamuoyunda bardağı taşıran son damla oldu.
    ...
    gelinen noktada görüntü şu: şirket yöneticileri, büyük ölçüde, maaş, prim veya hisse senedi opsiyonları yoluyla, kendi servetlerini artırmak için yasa dışı ve/veya ahlak dışı davranışlara girmişler; bu şirketleri yatırımcılar adına denetlemekle veya izlemekle yükümlü olan bağımsız denetim şirketleri, derecelendirme şirketleri ve hisse senedi analistleri görevlerini yapmamışlar; bütün bu sistemi dü zenleyen ve gözeten kamu kurumlar ise çaresiz kalmışlardı.
    --- spoiler ---
  • andrew fastow adinda bir cfo'lari vardi bu skandal yasanirken. genc, yakisikli, karizmatik daha onemlisi zengin bay fastow, "parayla kopek etmek" deyimini kanitlamak istercesine, yaninda uc (3 hatta iii) tane avukatla gezerdi. evet, evet, adamin saginda, solunda ve arkasinda birer adet avukat olurdu, koruma gorevlisi gibi. bayagi bildigin, abd hukuk barolarina kayitli avukatlardan.

    korumalariyla aman yani avukatlariyla beraber cekilmis bir resmi hala masamda durur bu amcanin, ne zaman "hukuk mu okusaydim acaba?" diye tereddut etsem, bu resme bakar egomu tatmin ederim.

    http://images.google.com/…m=1&hl=tr&q=andrew fastow
hesabın var mı? giriş yap