• ulu enlil yüce hava tanrısıdır. tanrıların babasıdır. alemin kralıdır. sümer mitolojisine göre "bir olan gök ile yer'i ayıran" ilahtır. nihayetinde evrenin düzenini sağlayan, bitki, hayvan ve insanın yaratılışı ile uygarlığın kuruluşunu başlatan enlil'dir. sayesinde gök yerden uzaklaşmış, bir bütün olan gök ve yer birbirlerinden ayrılmış ve canlı varlıkların yaşayacağı dünya oluşmuş, yaratılış buyrulmuştur.

    sümerler zamanında insanlar yeri ve göğü birbirinden ayırdığı ve kendilerine yaşam olanağı sunduğu için işte bu enlil adlı tanrıya şükrediyorlardı. sümerlerden sonra babil uygarlığında da "yapışık olan yer ile göğü ayıran" elbet birileri vardı. malumunuz üzere bu defa bu iyiliği yapan yüce tanrı, sümer tanrısı enlil'in yerine babil tanrısı marduk olmaktaydı.

    sonra epey bir vakit geçince akhenaton çıkageldi. mitosların uygarlaşma ve insanlaşma süreci kapsamında "bu kadar tanrı mı olur len" dedi ve çoktanrıcılıktan tektanrıcılığa geçiş sürecini başlattı: her dönem bazıları diğerlerine nazaran biraz daha öne çıkan maat, set, amon, ra, isis, osiris, horus, bast, hathor gibi tanrıları reddetti. ra, horus ve amon adlı tanrıları harmanlayıp herşeyin yaratıcısı olduğunu iddia ederek ortaya sürdüğü yeni bir tanrıya: güneş tanrı aton'a tek tanrı olarak tapılmasını buyurdu, hali hazırdaki diğer tanrılara tapınmayı yasakladı, tapınaklardaki tüm putların kırılmasını emretti, bir de tanrı ile insan arasındaki rahipler sınıfını ortadan kaldırdı.

    allahü ekber ve la ilahe illallah'ı ilk defa dile getiren şiirler de yazdı. ki kendisinin yazdığı bir şiir aşağıya alıntılanmıştır. umarım bir ışık parlar, yararlı bir ipucu olur, belki şehre bir film gelir, bir güzel orman olur yazılarda, iklim değişir akdeniz olur:

    "tanrı uludur, birdir, tektir.
    ondan başkası yoktur.
    bir tanedir,
    o'dur her varlığı yaratan
    bir ruhtur tanrı, görünmeyen bir ruh...
    ta başlangıçta vardı tanrı,
    tek varlıktı o.
    hiç birşey yokken o vardı.
    herşeyi o yarattı (...)
    ezelden beri süregelen varlığı,
    ebediyete kadar sürecek,
    gizlidir tanrı, kimse görmemiştir onu.
    insanlara ve yarattıklarına sır kalır her zaman."

    lakin yer ve gökte yaşayan insan hayvan karışımı eski tanrılarından vazgeçmeyen dindar halk ve bu tanrılardan ekmek yiyen din adamları baktılar ki pabuç pahalı, dinsel rant zemin değiştiriyor, bir fetokulli ile "senin içine cin kaçmış" diyerek akhenaton'u ameliyata aldılar, beynini çıkardılar ve alelacele ortadan kaldırdılar.

    sonrasında tarihteki ilk tek tanrılı din ve kurucu firavunu ortadan kaldırıldı, tapınakları yıkıldı, unutturulmak için ritüelleri örtbas edildi. velhasıl unutuldu gitti.

    unutmayanlar ve tek tanrı fikrinde ikbal görenler de vardı elbet. yaklaşık 50 yıl sonra mısırlı bir rahip prens olan hz. musa çıktı sahneye.

    28 şubat sürecinden ders almış bir dinci gibi akıllı bir siyaset izledi. muhafazakar kesim tarafından beyin ameliyatına alınmamak için hicret etmeye, bir çıkış yapmaya karar verdi. iyi de etti.

    felsefesiyle ikinci dereceden önemi olan tanrıları, çok tanrılı dinden tek tanrılı dine geçişte melek statüsüne soktu. tanrıyı bire indirdi. (muhafazakar hristiyanlar elbet buna kızacak ve allah'ın hakkı üçtür deyip baba oğul kutsal ruh 'a dönüş yapacaktı).

    hz. musa da bu "yer ile göğün birbirinden ayrılması"nı mevzu bahis etmeliydi ki etti de zaten:

    . "...tanrı, "suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın" diye buyurdu / ve öyle oldu. tanrı gök kubbeyi yarattı. kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı / kubbeye "gök" adını verdi..." (tevrat/#13714362 , yaratılış, dünyanın yaratılışı, bölüm 1., 6-7-8)

    hz. musa iki çift laf eder de, son dinin lideri adı güzel kendi güzel hz. muhammed durur mu?

    velhasıl o da değinmiştir bu "yer ile göğün birbirinden ayrılması" konusuna:

    . "inkar edenler, göklerle yer bitişik bir halde iken bizim, onları birbirinden kopardığımızı ve her canlı şeyi sudan yarattığımızı görüp düşünmediler mi?..." (enbiya/30)

    burada her ne kadar yer ile göğün birbirinden ayrıldığı anlatılmışsa da kuran-ı kerim 'de bu konu yine çelişkilidir. çünkü bakara/29'da allah'ın önce yeri yarattığı, sonra göğe yönelip onu 7 kat olarak tasarladığı ifade edilmektedir. diğer yandan naziat/27-33'e bakarsanız bu defa önce göğün yaratıldığını, sonra ise yerkürenin döşendiği anlatılmaktadır. apaçık indirildiği bildirilen kutsal kitabın bu mevzuda pek açık olmadığı, tutarsızca davrandığı pek açıktır.

    nihayetinde kutsal kitaplardaki bu yeri göğü birbirinden ayırma ritüeli enlil efsanesinin tekrarıdır. böylece sümer mitolojilerinden araklayıp din yapmak ile kur'an incil ve tevrat'ın sümer'deki kökeni de anlam kazanır.

    tarihin her devrinde olduğu gibi, günümüzde de dindarlar tarafından "yerleri ve gökleri yaratan yüce tanrımız" diye dua edilen ulu yaratıcı, aziz allah, bilge tanrı, işte bu enlil 'dir. günümüzün tanrıları gibi değildir, orjinaldir.

    cümleten dualarımızı kabul et yüce enlil!
    amin.**
  • mezopotamya tanrıları hakkındaki en popüler kaynaklarda bu tanrının adının sümerce olduğu ileri sürülüyor, en unvanı ile “rüzgar, hayalet” anlamına gelen lil'in birleştirildiği belirtilip “havanın efendisi” olarak tercüme ediliyor. onun atmosfer tanrıları an (gök, yukarı) ve enki (yer, aşağı) arasında üçüncü bir öğeyi temsil ettiğine, yer ile gök arasında bir yerde bulunduğuna inanılıyor.

    son yıllarda enlil'in etimolojisi yeniden incelendikçe şimdi bu ismin sami kökeninden gelen “tanrı” sözcüğünün sümer dilindeki karşılığı olduğu düşünülüyor; il, samilerin tanrıyı tanımlamak için kullandıkları el ve allah sözcüğünün köküdür.

    yalnızca sümer dilinde bir isme sahip değil, aynı zamanda hem fiziksel açıdan “dağ”, hem de kültürel anlamda “yabancı” anlamına gelen kur sözcüğü ile bağlantısı var. dahası enlil, bir hava tanrısının tüm özelliklerine sahip; hava tanrılarının nasıl davranacağı önceden kestirilemez ve genellikle çabuk öfkelenirler, onların en sevdikleri mesken dağlardır. enlil'in lakabı kur.gal, büyük dağ ve lugal.a.ma.ru, fırtına kralıdır. tapınağına da é.kur, dağ evi deniyordu.

    mitolojide de insanlıkla ilişkisi her zaman sorunlu: çok kolay öfkeleniyor ve hemen yıkıma başlıyor.

    kaynak: kentin mucidi mezopotamya
  • babil degil sumerdir efenim
    dunyanin bilinen yazili kaynaklarda ki en ya$li tanrilarindandir kendisi.
  • (bkz: baal)
    (bkz: beelzebub)
    sümer'de anu'dan sonraki en büyük tanrı. havanın lordu göklerin efendisiyken hristiyanlıkla beraber bu ünvan sineklerin lordu şeklinde değiştirilmiştir. (bkz: şerefsizler)
  • sümer mitlerinde hava tanrısı olarak gecer. yer ile göğü ayrıran tanrıdır. babası an göğü alırken, annesi ki'de yeri aldı. ayrıca inanışa göre insanlığın basına belaların en uğursuzunu sardı o günden bu güne insanlığın içinden çıkamadığı bir iletişim kopukluğu "diller karmasası" nı yaydı.yani insanların dillerini birbirinden ayırdı.
  • nibirunun dünyada altın çıkarmakla görevli nefilim takımının lideri. binlerce yıl maden kazmaktan sıkılan nefilimlerin isyanından sonra, altın çıkarmakla yükümlü bir ırk yaratmak için dünyanın primatlarından bir türünü alıp dönüştürür ve olaylar gelişir.
  • insan ırkının sayılarının fazlaca artması ve yarattıkları kakafonik gürültünün gökler meclisini rahatsız edecek boyuta ulaşması neticesinde insanlığı yok edecek bir tufan yaratmayı uygun görmüştür. bu fikrini tanrıça iştar da desteklemiş, diğer tanrılara da boyun eğmek düşmüştür. bu büyük tufandan, utanapiştim önderliğinde bir grup insan kurtulmuştur.
  • sumer mitolojisinde firtinanin kaynagidir, ki adi "ruzgarin efendisi" anlamina gelir. genellikle
    insanlara kar$i yararli tutumlar sergilemi$*, zaman zaman onlari yonetmi$tir.
  • aydededir, ay babadır. mahsülü pay edendir hakça, hakça tanrılaşandır.
    "enlil baba gözlerini fırat'a çevirince,
    şahlanan boğa gibi gururla kalktı,
    erkeklik organı..."
    (bkz: sumer şiirleri)
  • tecavüzcü tanrı olur mu? aha işte var. kendisi enlil. daha ''genç'' bir tanrı iken ninlil'e tecavüz etmiş ve tanrılar heyeti tarafından yaşadığı şehir nippur'dan şutlanmıştır. sümerlerde tecavüz büyük bir suçtur ve bekaret kutsaldır. hatta meşhur tarihsel uzaylı araştırmacısı erich von daniken tanrıların arabalarında kendisinin tenasül organının büyüklüğüyle ilgili şahane yorumlar da yapmıştır. ninlil'in ''la olmaz biz yapamayız senle bu işi'' mealindeki açıklamaları da sümer magazin dünyasına o dönem bomba gibi düşmüştü;

    'benim döl yolum çok ufak birleşmeyi bilemez,
    dudaklarım çok küçük öpmeyi bilemez"

    ama enlil durur mu? asla. sümerlerin nuri alçosu gereğini yapmıştır. ancak daha sonra ninlil enlil'e ben seni en çok salonda sevdim diyerek aşkını itiraf etmiştir. kendisinin karısı olmuştur. 4 tane nurtopu gibi bebe vermiştir kendisine.

    ayrıca nuh tufanının yapılması için karar aldıran da enlil'dir. gerekçe ise ''gürültü''... insanların sayısı o kadar arttı ki insanların yaptıkları gürültünün sesi gökteki büyük krallığa kadar ulaştı, buna bişey yapmak lazım diyen enlil'in alt komşusu değilim iyi ki. kendisine destek çıkan da rakibi inanna olmuştur. hep birlikte güzel bir tufan tertiplemişlerdir. heavy metal'in icadından sonra enlil olayın önünü alamayacağını anlamış ve dünyayı terketmiştir. tufan mufan kar etmiyor bu insanlığa ne meret yaratıklarmış diyerek gemisine binip memleketi nibiruya geri dönmüştür.
hesabın var mı? giriş yap