• 79 doğumlu, 80s çocuk kuşaklarından olması hasabiyle bu 80s düşkünü zat-ı gözümüzde ulaşılamayacak bir yere yükselmiştir..dergide ilk merak ettiğimiz kült filmlerin serisinin sayıdaki son halkasıdır..cem altın sarayla son sayfalardaki filmleri kısaca tanıtmaları en beğendiğimiz bölümlere dönüşmüş, yazdıkları 3-4 ez cümle yorumla damarımıza basıp susuzluğumuzu azdırmışlardır..enter the dragon filminde bloodsport un fenomene dönüştüğüne değinmesi, her 80s fanı gibi hassas bir noktasından yakalamış olup kendisine tam iman etmemizi sağlamıştır.
  • çok sevmeme rağmen ottan boktan sahnelerde türlü türlü –izmlere göndermeler keşfeden; filmi, bir korku filminden bi anda uğur dündarla arenaya döndüren ve böylece uyuz eden insan.
    tamam akademik olarak süper olabilir ve göndermeleri her sinemasever sever ama bu biraz fazla değil mi ?

    yakın zamanda bir yönetmenle şöyle bir diyaloğunun geçmesini de temenni ediyorum.

    ee- o filmdeki yaratığın bacaklarının kısalığı zortingene bir göndermeydi dimi?
    y - yok be gülüm ekipman yoktu teknik imkanlarla o kadar oldu
    ee- ama o kan-man-cinayet hört pört sahnesi ataerkil topluma bir göndermeydi dimi dimi dimi?
    y - yok anam o da millet altına sıçsın die yapıldı be cancağazım (böyle yönetmen mi olur lan yalama gibi)

    gerçi ben yakın zamanda david lynch da çıkıp “ulan en saçma kabuslarımı aldım film yaptım. siz milyonlarca fikir çıkardınız rüya yorumları yaptınız. ben de yarıla yarıla okudum” demesini de bekliyorum. (iyi diilim farkındayım)
  • imdb'ye bir şey olursa kendisinin database'ini kullanabileceğiniz sinema eleştirmenidir.
  • 2009 yılında, parkta içki içtiği için 7 polis tarafından darp edilen, ayağı kırılan ve beyninde ödem oluşan güney tuna'ya darp izi yoktur raporu veren, işkencecilerin ortağı, hipokrat yeminini unutmuş doktordur. 2 ay 15 gün hapis cezası almıştır.
  • altyazı dergisinin kieslowski dosyası içeren, yanılmıyorsam temmuz-ağustos sayısında üç renk üçlemesi'ni ziyan eden bir yazı yazmıştır. ben hayatımda bu kadar filmlerin dertleriyle alakasız bir sinema yazısı okuduğumu hatırlamıyorum. üç renk mavi'yi "avrupa çöktü" gibi filme oturmayan bir argüman üzerinden heba ederken üç renk kırmızı'yı "gözetleme" nosyonundan dem vurarak yüzeyselce geçiştirmiştir. "illa bugünle bağlantı kurayım" altmetinli gereksiz bir endişeden çıkamayıp filmlerin temel noktalarını kaçıran yazısı yüzünden bir süre bırak altyazı'yı hiçbir şey okuyamadım. sonra açıp bir fırat yücel yazısı okudum da anca öyle kendime geldim.
  • bana sinemayı sevdiren insanlardan biridir. lisedeyken para biriktirip sinema dergisi alırdım. bir sayısında kült filmler 2 diye bir kitap vermişti bedava.

    kült filmler 2

    içeriği

    çocuk yaşta beni böyle muhteşem filmlerle tanıştırmıştı bu kitap. geçen hafta kitaplığımda görünce kült filmler 1 kitabını da online sipariş ettim. bugün elime ulaştı:

    kült filmler 1

    içeriği

    çocukluğuma döndüm sanki, çok mutluyum :)
  • dun aksam ntv'deki oscar'a dogru programinda yine akli basinda yorumlarda bulunmustur, konusan 6 kisi arasinda tek kisi olarak filmlerin sirketlerini odul dagiliminda onemli bir faktor olarak tartismaya katmistir. sinema yazarlari arasinda artik sanirim emin olarak soyleyebilirim ki, zevkimin uyustuguna inandigim tek kisidir.
  • adam hakkaten bilgili bir adam. sinema konusunda genel ve yogun bilgisinin disinda abimin ozellikle kult tanimina giren filmler acisindan da ozel ve yogun bir ilgisi var ki bu hakkinda bilgi sahibi olnuabilecek en kastirici sinema basliklarindan birisi.
  • sinema dergisinin agustos sayisinda ne yapip edip benim gormedigim ama gormek icin yanip tutustugum, sinirden hickiriklara bogulup isteriklestigim 30 filmi listelemesi ile bile kalpleri kazanmis. yetmezmis gibi what ever happened to baby janei uzun uzun kult kosesinde anlatmis yürü be kocum kim tutar seni diyilesi cinsden remayozcu
hesabın var mı? giriş yap