• enfiye 18. yy'da avrupa'da yüksek tabakanın statü sembollerinden biridir. tütün içmek ise ortadireğin ve düşük soyluların en sevdiği meşgaledir. toplumsal ilişkinin önemli bir töreni haline gelmiştir. kişisel imgeler böyle kurulur, insanlar kendilerini bu şekilde sergiler ve karşıdaki insanın ne tür bir kişi olduğu, enfiye kutusunu nasıl kullandığından çıkarılır. enfiye çekmenin usul ve erkânı, özellikle de enfiye kutusunu ikram etme biçimi dans ve eskrim kadar önemsenir.

    1750'lerden kalma bir kitapta enfiye kutusunun nasıl sunulacağı şöyle sıralanmış:
    1. enfiye kutusunu sol elin parmaklarıyla tutunuz.
    2. enfiye kutusunu elinizde doğru konuma getiriniz.
    3. parmağınızla kutuya vurunuz.
    4. açınız
    5. bulunduğunuz topluluğa ikram ediniz
    6. kutuyu geri alınız
    7. kutuyu hep açık tutunuz
    8. parmağınızla kutunun kenarına vurarak, tütünün bir yerde toplanmasını sağlayınız
    9. tütünü sağ elinizle dikkatle alınız
    10. tütünü burnunuza götürmeden önce bir müddet parmaklarınızın arasında tutunuz
    11. tütünü burnunuza götürünüz
    12. yüz ifadenizin çarpılmamasına dikkat ederek iki burun deliğinizle birlikte çekiniz
    13. hapşırınız, öksürünüz, tükürünüz
    14. enfiye kutusunu kapatınız
    jestler ve ritüel olarak enfiye çekmek tütün içmekten ne kadar farklı olsa da fizyolojik etkilerinin aynı olduğunu belirtmekte fayda vardır.

    enfiye'nin fizyolojik etkisi şöyle anlatılır: "burna çekilen küçük bir miktar enfiye, burun boşluğunu dolduran sümükbezini ve burun perdesini uyarır. sümüğü art arda kontraksiyonlara sokması nedeniyle, doku bezleri o kadar sıkıştırılır ki, sümüğü, tıpkı sıkılan bir sünger gibi dışarı atar.

    enfiye yüzünden koku almamak, dönemin en büyük hastalıklarından biridir. pis kokuların etrafı sarması, parfüm sanayine ilk büyük başarılarını yaşama şansını verir.
  • günlük hayatımda "enfiyesizlikten bitkin düşmek" fiiliyle sık sık andığım tozdur bu.

    pippi uzun çorap serisinin bir bölümünde, pippi langstrumpf ve komşusu iyi aile çocuğu iki kardeş bir adada mahsur kalırlar ve bir şişeye imdat notu yazıp denize bırakarak kurtulma fikrini geliştirirler. şişeye yazılacak imdat notunun içeriğiyle ilgili tartışırlarken (üşüyoruz, çocuğuz, açız ..vb) hiperaktif pippi "enfiyesizlikten bitkin düştük yazalım!" diye tutturur. kardeşler "ama biz enfiye kullanmıyoruz ki pippi" diye naifçe itiraz etse de pippi dinlemez ve şişeye not olarak "enfiyesizlikten bitkin düştük" yazıp denize atarlar.

    9-10 yaşlarında okuyup o yıllardaki mizah anlayışımla beni sırtüstü tepine tepine güldüren bu absürd ifade dimağımda delici bir etki bırakmış ve üzerinden geçen 20 yılda da etkisini yitirmemiştir. gün olur salakça bir davranışta bulunan biri için "niye, enfiyesizlikten bitkin mi düşmüş", gün olur can sıkıcı bir duruma muhatap olduğumda kendim için "buna da şükür, ya enfiyesizlikten bitkin düşseydim" benzeri cümleler sarfederek muhataplarımın niye böyle saçmaladığımı sorgulayan bakışlarına mazhar olmama sebep budur.

    enfiyeyle ilgili lüzumsuz bir bilgi olarak bunu da burada kayıtlamış olalım istedim.
  • burunla ilgili manasına gelen enfî kelimesinden hareketle uydurulmuş bir galat-ı meşhurdur aslen; doğru yazılışı olan enfiyye'deki y de, sonradan bir iddia sonucu düşmüştür*..
  • arapçası "burunoti" olan burna çekilen bitkisel toz. araplar niye türkçesini, türkler niye arapçasını kullanıyor, bilemeyiz tabii.
  • enfiye çekmenin sebeplerine dair abuk bi hikaye: 17.yüzyıl avrupası'nda hapşırmak, iyi bir aileden gelmenin ve iyi yetiştirilmiş olmanın bir işareti olarak kabul edilirdi. bu yüzden üst sınıflar enfiye çekmeye başladı... pek mantıklı..
  • sinüzit için kullandığım toz.

    gerçekten işe yarıyor. kullanılışı ise şöyle: nohuttan biraz ufak miktarı ikiye bölüp iki burun deliğine de çekiyorsunuz. bunun için bir pipet bulabilir veya kağıttan kalın pipet çapında bir boru yapabilirsiniz. 10 dk boyunca burnunuz yanacak ve defalarca hapşıracaksınız. sonra ise iltihaplar gelmeye başlayacak, o yüzden yanınıza bir tuvalet kağıdı rulosu mutlaka alın. kullanım düzenini iltihap tamamen sökülene kadar üç gün art arda, bir hafta ara ve tekrar üç gün art arda olarak sürdürün. sonra da bana teşekkür edin.

    önemli not: aktarlarda bulabilirsiniz.

    edit: sinüslerinizdeki iltihap taşlaşmışsa işe yaramaz. zaten o durumda tek çare ameliyatla çıkarma oluyor.
  • yıllar sonra yeniden arada çekmeye başladığım mükeyyefattan biri.

    80'lerin başlarında, otuzuma doğru giderken, (şimdilerde 87 olan) 50'lerine varmış ünlü şair abimizle birer enfiye-keş olmuştuk.

    (“keş” tutkun anlamında değildir, “çeken” demektir… hani “çilekeş” gibi örneğin. )

    yurt dışından getirttiğimiz farklı kokularla farklılaştırılmış enfiye kutularının küçük deliklerinden düzleştirilmiş elimizin, baş ve işaret parmakları arasındaki gergin deriye bir iki fiskeyle azıcık döker ve her iki burnumuza çekerdik.

    sonra kocaman birer hapşırma.

    ve arka ceplerimizden çıkardığımız kahverengi mendillerle burnumuzu silerdik.

    o zamanlar türk enfiye meraklıları için üretimi tekel yapardı. ama biz o abimle ona gönül indirmez, ingiltere'den gelecek dostlara “'snuff” ısmarlardık.

    .

    bir kaç ay önce bir arkadaşın ağabeyi ingiltere'den gelecekmiş. tanesi 2,5 pound'dan iki kutu rica ettim. geldi.

    bana da sol arka cebimde hep taşıdığım beyaz keten mendili (demode olduğumu söylemiştim … ama birlikte acıklı filme gittiğim kıza gözyaşlarını silsin diye herhalde selpak verecek değilim), kahverengi keten mendille değiştirmek kaldı.

    .

    bir gün osmanlı döneminde kullanılan “fakfon” enfiye kutularından da söz ederim belki. hani o kullanan paşaların, tırnaklarıyla kutuyu tıkırdattıkları zaman insanın göbek atası geldiği kutulardan.

    .

    işbu entry, iki tutam enfiye çekildikten sonra kaleme alınmıştır.

    (çünkü “enfiye zihne küşayiş” verir.)
  • halk arasında "deli tütün" adı verilen yabani tütün cinsinin burundan çekmek üzere toz haline getirilmesiyle elde edilen keyif verici madde. osmanlı döneminde çok sayıda enfiye tiryakisi vardı; bunlar çoğunluk okuryazar tabakadandı. meyhanelerde çubuk ve nargile çeken kadar enfiye çeken bulunurdu. refik ahmet sevengil, enfiyenin türkiye'ye girişinin tütün yasağı getiren ıv. murat 'ın ölümünden sonra gerçekleştiğini söyler. 1641'de bir yahudi, galata'daki kurşunlu mahzen'de bir dükkân açarak enfiye satmaya başlamış, istanbul halkı bu yeni keyif türüne bundan sonra alışmıştı. 1766'da çıkarılan bir fermanla kaçak enfiye üreten veya getirenlerin kürek ve pranga cezasına çarptırılacağının ilan edilmesi, enfiyenin toplumda geniş rağbet gördüğünü gösteriyordu. 1855-60 arasında istanbul'da 94 gedikli enfiyeci dükkânı vardı ve bunların dışında enfiye satılması yasaktı. en makbul cinsi ise fransız enfiyeleriydi.

    bir adı da "burunotu" olan enfiye, kurutulmuş tütün yaprağının dövülmesiyle elde edilir. güzel kokması için içine bir damla da hoş kokulu esans damlatılır. eskiden köylü kentli birçok erkek yanında gümüşten, üstü mineli enfiye kutusu taşır, canları isteyince kutudan bir tutam toz alıp iki parmakları arasında burunlarına çekerlerdi. kentlerde yaşayan tiryakiler enfiyeyi tütüncü dükkânlarından hazır alır, kırsal kesimde ise herkes enfiyesini kendi imal ederdi. istanbul üsküdar'da enfiyehaneler, beyazıt semtinde de ünlü tütüncü dükkânları bulunurdu. enfiyeçekenlerin burun delikleri zamanla tütün rengini alır, bıyıkları sararırdı. oğlu kâmil yazgıç, enfiye tiryakisi ahmet mithat efendi hakkında şunları söyler: "ufacık burnunun gışayı muhatisi [iç derisi] bol bol enfiye çekmekten köseleleşmiştir." osmanlı padişahları arasında ııı. selim enfiye tiryakiliği ile ünlüydü. cumhuriyet döneminin müptelalarının başında ise gazeteci-yazar refi cevad ulunay geliyordu.

    (istanbul ansiklopedisi / refik ahmet sevengil - istanbul nasıl eğleniyordu / kâmil yazgıç - ahmet mithat efendi hayatı ve hatıraları)
    ---
    (alıntı: rakı ansiklopedisi)
  • enfiye, gerçekte çeşitli baharatlar ve fermente edilerek toz haline getirilen ve özel kaplarda bir süre dinlendirilen tütünlerden elde edilmektedir.iyi bir enfiye yapabilmek için kullanılacak tütünlerin bazı özellikleri olması gerekir. tütünlerde aranan nitelikler, kalın dokulu, koyu renkli, yüksek nikotinli ve aromalı olmalarıdır. bu karaktere en uygun menşeyler hasankeyf, mardin, iskenderun, bahçe ve trabzon’ların koyu renkli ve kalın dokulu ana ellerden olusmus bg tütünleri ve tömbeki artıklarıdır.*
  • 87 yılında tekel sigara fabrikası'nda staj yaparken, tütün silolarının üzerinde birikeen tütün tozlarını alıp, eşe dosta dağıtırdım.
    işte enfiye, aşağı yukarı, dağıttığım bu çürümüş tütün tozudur.
hesabın var mı? giriş yap