empire of the clouds

• bozdursanız en az 5 şarkı çıkar içinden. tapılası iron maiden şaheseri.
• grubun diskografisindeki en iyi şarkılardan biri olduğu konusunda sanırım maidenheadlerin hepsi mutabıktır. benim en sevdiğim parça olduğu kesin. hiçbir parçalarının hakkını yemek istemem, zaten benim sevmediğim hemen hiç maiden şarkısı yok gibi bi şey ancak empire of the clouds en tepeye yerleşti.
  
  müzikal açıdan çok fazla bir şey demeyeceğim de, sözleri o kadar güzel, o kadar şairane ki, çevirmeye kalkışsam bok etmekten korktuğum için yapmıyorum.
  
  ama mesela, tarihin çöplüğüne gitmiş bir hava taşıtından bahsederken döneminde yarattığı etkiyi öyle bir vermiş ki brus abimiz, kalkışı resmen gözümün önüne geliyor, fırtınaya yakalanışı, düşüşü resmen gözümde canlanıyor. sözlerdeki şiirsellik, örneğin
  
  ..mist is in the trees
  stone sweats with the dew
  the morning sunrise, red before the blue..
  
  dizelerinde, güneşin doğuşunu, sabah çiğinin ve göklerin görünüşünü anlatırken "red before the blue" betimlemesiyle hem "üzerinde güneşin batmadığı imparatorluğa" atıf yapıyor, hem union jack tasvirini çakıyor, hem güneşin doğuşu sırasında pastoral bir tablo çiziyor, hem de ingilizce'yle bir oyun oynayıp diğer anlamı "hüzün" olan mavi (blues'daki blue buradan gelir. ya da tam tersi) rengi tabloya boca ediyor. neredeyse o anı görüyorum ve düşeceğini bildiğim "gri hanımefendiye, göklerin devine" ağlamamak için zor duruyorum.
  
  http://genius.com/…den-empire-of-the-clouds-lyrics/ şuradan ingilizce olarak daha detaylı bilgi alabilirsiniz dizeler ile ilgili.
  
  şimdi önce kötü haber: dickinson, şarkının souls turnesinde çalınmayacağını bir kaç kez söyledi. hem orkestrasyon sorunu, hem de şarkının ihtişamı yüzünden bir konserde ortalığı domine edeceğini düşündüklerinden çalmayacaklar. dickinson da mcbrain de bir heavy metal konserinin şarkı için pek uygun olmadığını vurgulamışlar.
  
  ve ardından tesellisi: adam şarkıyı kostümlü mostümlü 45 dakikalık operaya çevirmek istiyor.
  
  maiden'ın kıymeti bilinmeyen yığınla enfes şarkısı var. ne bileyim the legacy mesela. empire'ın bunlardan biri olmayacağını, gruptan bahsedildiğinde ilk akla gelen şarkılardan biri olacağını düşünüyorum. hele bir de konser ve/veya opera halini dinleyebilirsek aman sabahlar olmasın.
• james hamilton paterson'ın bir kitabı. okumadım ama kesin çok güzel bir eserdir. bruce (bkz: iron maiden) abinin parçaları yazarken muhteşem edebi eserlerden esinlendiği bilinen bir gerçek. ve bu kitapla ilgili muhteşem bir parça yapmayı başarmış.
  
  ayrıca;
  ilk iki dakikasında insanı ağlatacak kadar enstrümantal bir girişe sahip bir parça. hayatımda dinlediğim en güzel girişlerden birisi diyebilirim. hele son dakikalarda(12:30) bir heyecan, bir gidiş var ki; kapılıp gidiyorsunuz.
  bas bas "feeling the wind as it blows you" diye bağırasınız geliyor.(az önce iş yerinde ritim tutup dinlerken iş arkadaşlarımdan tepki aldım o derece^*)
  sözlerini yazayım ki tam olsun. sözler yanlış olabilir. kontrol edilecektir.
  
  "to ride the storm, to an empire of the clouds
  to ride the storm, they climbed aboard their silver ghost
  to ride the storm, to a kingdom that will come
  to ride the storm, and damn the rest, oblivion
  
  royalty and dignitaries, brandy and cigars
  grey lady giant of the skies, you hold them in your arms
  the millionth chance they laughed, to take down his majesty's craft
  "to india" they say, "magic carpet float away", an october fateful day
  
  mist is in the trees, stone sweats with the dew
  the morning sunrise, red before the blue
  hanging at the mast, waiting for command
  his majesty's airship, the r101
  
  she's the biggest vessel built by man, a giant of the skies
  for all you unbelievers, the titanic fits inside
  drum rolled tight, a canvas skin, silvered in the sun
  never tested with the fury, with a beating yet to come
  
  the fury yet to come….
  
  ın the gathering gloom, a storm rising in the west
  the coxswain stared into the
  we must go now, we must take our chance with fate
  we must go now, for politicians we can't be late
  the airship crew awake for thirty hours at full stretch,
  but the ship is in their backbone, every sinew, every inch
  
  she never flew at full speed, a trial never done
  a fragile outer cover, her achilles would become
  
  an achilles yet to come...
  
  sailors of the sky, a hardened breed
  loyal to the king, and an airship creed
  
  the engines drum, the telegraph sounds
  release the cords that bind us to the ground
  said the coxswain,"sir, she's heavy, she'll never make the flight."
  said the captain, "damn the cargo! we'll be on our way tonight."
  groundsmen cheered in wonder, as she backed up from the mast
  baptising with her water, from the ballast fore and aft
  
  now she slips into our past…
  
  feeling the wind as it blows you
  feeling the – as you're passing along
  watching the channel below you
  lower and lower, into the night
  
  lights are passing below you
  northern france, asleep in their beds
  storm is raging around you
  a million to one, that's what they say
  
  reaper standing beside you
  wind inside cuts to the bone
  having to make a decision
  experienced men, asleep in their graves
  
  the cover is ripped and she's drowning
  rain is flooding into the hold
  bleeding to death and she's falling
  parachute gas is draining away
  
  "we're down lads!" came the cry, bow plunging from the sky
  three thousand horses silent as the ship began to die
  the flares to guide her path ignited at the last
  the empire of the clouds, just ashes in our past
  just ashes at the last…
  
  here lie the dreams of
  on the ground where they built, and the engines they run
  to the moon and the stars, now what have we done?
  oh the dreamers may die, but the dreams live on
  
  dreams live on
  dreams live on
  
  now a shadow on a hill, the angel of the east
  the empire of the clouds may rest in peace
  and in a country churchyard, laid head to the mast
  eight and fourty souls, who came to die in france…"
  
  edit: "related giant of the skies, you hold them in your arms"
  değil
  "grey lady giant of the skies" olacakmış . uyarı ve düzeltme için dopermen e saygılarımı iletiyorum
• bu şarkıdan önce rime of the ancient mariner maiden tarihinin en uzun şarkısıydı ve muazzam ötesiydi.
  ancak 18 dakika küsür olan bu şarkı beni korkutmakta. heralde tekrarları ile birlikte bi 3 saat dinledikten sonra, efsaneleri arasına girip girmeyeceği belli olur benim açımdan.
  
  edit: mükemmel amk
• r101 in bir seylerin ters gittigini anladiklarinda ve dusmek uzere oldugunda yaptigi yardim cagrisindaki mors alfebesindeki vuruslari gitarlarla caldiklari gecis bolumunu; olmamis, ruhsuz, duygusuz falan filan olarak yorumlayan izan yoksunu andavallari gormemizi saglayan guzide eser.
• epik şarkı besteleme konusunda günümüzün en efsanevi grubu olan iron maiden'ın bir diğer alamet-i farikası. her dinledikten sonra daha da güzelleşiyor, daha da derinleşiyor. "2000'lerden sonra bozdular, bunlardan adam olmaz" diyen dingillere her konsept albümleri ile kapağı koyup 60'larında turne yolculuğuna çıkıyorlar. sene olmuş 2015, amı götü ayrı oynayan grammy-faglerinin dolduğu piyasaya 18 dakikalık bir parça ile forsunu koyuyor babalar.
• (bkz: sarki yapayim derken kitap yazmak)
• dev bir anıt gibi duran şarkı.
  biraz savatage tadı almadım değil.
• bruce dickinson'un muhtemelen en iyi eseri.
  
  https://www.youtube.com/watch?v=8cmy99wlrhc
  
  şarkıyı youtube'da hazırlanan klipteki r101'in görüntüleriyle birlikte izleyince adeta geçmişe bir yolculuk yaptım. 7. dakikadaki giren melodi mors kodunda s.o.s. sinyalinin gitarlarla çalınmış haliymiş. şarkıya mükemmel bir şekide adapte edilmiş. bu bölümden sonra uçuşta birşeylerin kötü gittiğini, her an bir kaza yaşanabileceğini sadece melodilerle bile hissedebiliyorsunuz. artık her uçağa bindiğimde alçalışlarda bu şarkıyı dinliyorum. inanılmaz bir atmosfer oluyor. uçak düşse üzülmeyecem, o derece.
  
  edit: videoyu kaldırmışlar :(
• bir bağımlılık..iki gündür durmadan dinliyorum lan!.