• hemen arkasındaki iletide "+1" görülmesi muhtemel forum klasiklerinden birisi..
    birde saçma kullanımı vardır.

    - arkadaşım bu link ölmüş ağzımız sulandı ama videoları çekemiyoruz. ama yinede emeğe saygı, eline sağlık..
    ------------------------------------
    atam izindeyiz!
  • |^^^^^^^^^^^^^^^ ||
    |__ emeğe §âygı..._| | |'""|""___
    |_____________ l | | __| __| ___|)
    (@!)!(@)"""""**|(@) (@)****|(@)
    _-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-

    bir de böyle birşey varmış, aman aman..
  • mesela, fermuarın mucidi öldüğünde fermuarların yarıya indirilmesi.
    (bkz: dublörün dilemması)
  • sevgili sözlük,

    bizim apartmanın bir görevlisi vardı, mehmet abi. karısı, bir oğlu, bir de dünya tatlısı kızı vardı, hafif zeka geriliği olan. yüzünde güller açardı elma yanaklı, kıvırcık saçlı kızının. sarılır sarılır öperdi hepimizi. akşamları çöp almaya geldiklerinde, kedimizi sevmeye girerdi eve hemen, çok severdi. babası kızardı, "girmesin milletin evine" diye. çalışkandı, iyi niyetliydi mehmet abi, fatma abla. yıllarca emek vermişlerdi yaşadıkları apartmana.

    bir gün, ailesinin haberi bile yoktu böyle bir hastalıktan, şeker komasına giriverdi o kız, öldü onbeş gün içinde. hastaneye gittik, evlerine gittik, bir yaraya merhem olamadık.
    ben bir insanın üzüntüden nasıl karardığını gördüm sözlük. kapkara oldular üzüntüden, öldüler. her akşam çöp saatinde kapı çalındığında, ben kedim kapıya çıkmasın diye uğraştım, ne yapacağımı bilemedim. aylar sonra bir gün "ne de çok severdi bunu, kız mıydı oğlan mıydı bu?" diye sevdi fatma abla kedimi, gülümsedi. hayatla barışmaya çalışıyordu. dudağının kıvrımları yukarı doğru hareketlendi.

    sonra bir yıl içinde mehmet abi akciğer kanseri oldu. kederden midir, kaderden midir bilinmez. iş göremez hale geldi. zaten emekliliği de gelmiş. fatma abla dedi ki "mehmet emekli oluyor, apartmanın işini de mustafa (oğlu) görüyor, onun sigortasını bari yapsınlar". dedim "yaparlar tabii fatma abla, ha mehmet ha mustafa, ne farkeder?"
    yapmadılar sözlük. gönderdiler onları. zaten köye gitmek istiyordu fatma abla, bıkmıştı buralardan. "o değil de, bu kadar emeğe insan biraz saygı bekliyor" dedi.

    gittiler.

    ben dışarıdayken bir yazı gelmiş apartman yönetiminden. "rahmetli (olmuş demek ki mehmet abi) apartman görevlimiz mehmet x'in rahatsızlığı nedeniyle bir çok iş aksamış, yeni görevli gelmiş, bir an önce toparlanmamız için ele almamız gereken şeyler var"mış.

    devletten milletten geçtim, apartmanı bile insanca yönetemiyoruz ulan biz.

    hepinizden çok özür dilerim mehmet abi, fatma abla, mustafa. biz de adam değiliz.
  • kardeşimin burun ameliyatını yapan doktorun mottosu. yeni burnu tarif ediyor bilgisayar ekranında;

    - doğal olan hatlara mümkün olduğunca sadık kalacağız, anne ve babanın yaptığından çok uzaklaşmayacağız. emeğe saygı yani.
  • günümüz paylaşım sitelerinde, parayla satın alınabilecek ürünleri ali cengiz oyunlarıyla bedava hale sokan arkadaşların rep dilenmek için sıkıştırdıkları kelime grubu.

    çok güzel söylüyorsun "emege saygı" diye kodları şifreleri registration keyleri veriyorsun ama verdiğin programın/oyunun vesaireyi yapan adamlar insan değil mi? onların emeği yok mu? daha doğrusu onların emeğine saygı yok mu?

    orjinal oyunların, müzik cdlerin, programların fiyatları bu ülkede yaşayan ve bu ürünlere ilgi duyan kesimin bütçesini ciddi şekilde sarsacak vaziyettedir. doğru. ancak bari döndürülen dolap çok şerefli bir hareketmiş gibi emekle saygıyla bağdaştırılmaya çalışılmasa ve bunun hesabı yapılmasa.
  • meydanda haykırınca cop, forum sitelerinde yazınca rep yediren motto.
  • efendim çok yavşakca bir repliktir. tamam ben kabul ediyorum, bundan en az bi 20 yıl önce grup vitamin in çıkarmış olduğu bir albüme para verip satın aldım, onun dışında bu tip bir eylemde bulunmadım, ilerleyen yıllarda da gelişen teknolojinin getirisi olarak mp3 denen olgudan da faydalanarak gerek p2p aracılığı ile, gerek forumlardan, gerekse eş/dost vasıtasıyla hatırı sayılır bir derecede müzik arşivi yaptım. peki ben bundan gurur duyuyor muyum? gurur duymuyorum, ha vicdan azabı da çekmiyorum, olaylara karşı nötrüm, stabilim. şu entry haricinde sağda solda bu eylemlerimi ifşa da etmiyorum, böbürlenmiyorum da. indirdiğim albümler hatalı çıktığında o albümü oraya koyan birey için "vay amına koyyım ben senin" demiyorum, zira gerçekleştirdiğim ve neticesinde hüsrana uğradığım bir olayın küfretmemi gerektirecek kadar ulvi bir hadise olmadığını biliyorum. bakın buraya kadar kendimi yeterince aşağıladım, kendim hakkında atıp tuttum, ilgili konuyu bilmeyen bi insan okusa altı üstü netten mp3 indirdiğim yerine şerefsiz bir katil, iki yüzlü bir dolandırıcı olduğum sonucuna varabilir, o derecede, hatta fazlaca özeleştiride bulundum, evet. peki ben bu kadar realist bir bireyken, olayları saptırmadan anlatmışken, sen nasıl bir insansın ki senin forumundan indirdiğim bir albüm için sana teşekkür etmedim diye bana "emeğe saygı" kisvesi altında trip atarsın, inceden inceden giydirmeye çalışırsın. be karaktersiz adam, bana "emeğe saygı" diyene kadar sana sormazlar mı "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" diye. hem insanlar binlerce dolar/euro harcayarak iyi veya kötü bi albüm çıkaracak, emek harcayacak, oradan belli bi miktar gelir elde etmeye uğraşacak, sen de haysiyetsiz bir insan tavrı ile onu alıp dağıtacaksın, sonra yaptığın iyi bi' eylemmiş gibi "emeğe saygı" diyeceksin. afedersin ama sikerim senin emeğini arkadaş, ne emeği amına koyyım. hadi benim yaptığım terbiyesizlikse senin yaptığın ibneliğin en önde gideni. gideni evet.
  • şu günlerde türk paylaşım forumlarında sıkça duyduğumuz cümle
  • türkiye'de rapidshare'e dosya yüklemekle eş değer. 256lık adsl ile upload etmek bir emektir nasıl olsa. 56k modemle yükleyince madalya da takıyorlar. emek sadece bir sinema adı değil beyler.
hesabın var mı? giriş yap