• "babalarinin kurdugu imparatorluklara mirasci olmus yuzlerce kadinin aksine kendi cabalariyla dolar milyarderi olmus birkac iskadinindan biri."

    kadın aileden zengin. anne ve babası soylu ailelerden gelme. yıllık binlerce dolar verip kadını stanford'da okutuyorlar. bir sürü zengin tanıdıkları, aile dostları var. bu yüzden kadının şirketi daha orta hiçbir şey yokken, şirket yeni kurulmuşken milyonlarca dolarlık yatırım alıyor. kadın clinton'larla bile arkadaş aq. aynen tam bir selfmade milyoner.
  • örnek aldığı thomas edison'ın “başarısız olmadım. işe yaramayacak 10.000 yöntem buldum.” sözünü takıntı haline getirmiş. işin uzmanları yapmaya çalıştığı şeyin bilimsel ve teknolojik açıdan mümkün olmayacağını, nedenleri ile açıklayıp yeni çözüm önerileri getirmesine rağmen 10 bin kere denemeye and içmiş bir dolandırıcı.

    bu kadını bilinçsizce savunanların argümanı ise şu; yeterince zaman verilse vaatte bulunduğu cihazı üretebilirdi belki. üzgünüm ama 404 not found. uzmanlar bunu çok net bir şekilde açıkladı.

    öncelikle, damar yerine parmaktan alınan kan her zaman damardan alınanla aynı sonucu vermiyor. testlerde doğru sonuç alınamama ihtimali çok yüksek. zaten bu sebeple laboratuvarlar bazı testlerde parmaktan, bazı testlerde damardan kan alıyor.

    ikincisi, tek damla kan ile theranos'un iddia ettiği gibi 30 tane test yaptırmak mümkün değil çünkü miktar yetersiz. bahsettikleri hacim arttırma teknolojisi de kanın "saflığını" bozuyor ve sonuç yine hatalı çıkıyor.

    üçüncüsü ise, o kadar küçük bir cihazın 200 tane farklı kan testi yapabilmesinin imkansızlığı. her kan testinde aynı teknoloji ve metod kullanılmadığı için 200 tane farklı testin edison kadar minik bir cihazda işlenmesi mümkün değil. zaten bu yüzden defalarca ar-ge mühendisleri cihazı büyütmek için elizabeth'i ikna etmeye çalışıyorlar ama elizabeth kesinlikle bir cm bile olsa ölçüleriyle oynatmıyor.

    sonuncu da şu; bu kadın, edison vaat edilen hiçbir şeyi yapamamasına rağmen yapıyormuş gibi pazarladı ve sattı. insanlar gidip bu aletle kan testi yaptırdılar ve abnormal sonuçlarla karşılaştılar. bir kadın kanserinin geri döndüğünü düşündü bu yüzden. evet, burada araştırma yapmadan şak diye parayı verip mağazalarında edison'ın kullanılmasına izin veren walgreens'in de suçu var ama esas suçlu elizabeth holmes.

    toparlayacak olursak, elizabet holmes yeterli zaman verilse dahi vaat ettiği teknolojiyi asla geliştiremeyecekti. buna rağmen yalan söyleyip cihazı insanların kullanımına sunmaktan çekinmedi. testler yanlış sonuçlar vermesine rağmen de devam etti. dolayısıyla yaptığı dolandırıcılık meydana çıkmasaydı yalanları insanların hayatlarına mal olabilirdi. x teknolojiyle ürettiğiniz telefon vaat edileni vermediyse ölmezsiniz ama medikal teknoloji böyle değil. insanlar ölebilir. o yüzden bu kadın suçludur.
  • elini bile kıpırdatmadan amerikanın en zengin yatırımcılarını tokatlamış kadın. fakat sanmayın ki kadın çok zeki olduğu için bu kadar zengin oldu. aksine olay tamamen amerikalıların mallığı. kitabı okurken sinir krizi geçirdim resmen.

    ilk olarak kadın öyle anlatıldığı gibi çok zeki biri falan değil, cihazı pazarladığı gibi kendisi yapmıyor. bütün işi köpek gibi davrandığı mühendisler yapıyor. kadının kendisi lise mezunu cahilin teki.

    ikinci olarak dediğim gibi olay tamamen amerikalıların kerizliği. ofiste tam bir diktatörlük hakim. elizabeth ve sunny çalışanlara inanılmaz bir baskı uyguluyor. şirket kurulduğundan beri yüzlerce kişiyi işten çıkarmışlar. bir şeyler sezen çalışanı direkt kapının önüne koyuyorlar hem de güvenlikle birlikte yaka paça bir şekilde. gizlilik anlaşması imzalatmadan binaya kimseyi sokmuyorlar. çalışanlara hem işe alırken hem de kovarken gizlilik anlaşması imzalatıyorlar. çalışanların ofisteki her hareketini gözlüyorlar, gönderdikleri mailleri kontrol ediyorlar. ofiste bu ikisinden habersiz bir bilgisayara usb bile takılmıyor. insanları akşama kadar çalıştırıyorlar hatta hafta sonu da çalışmaları için baskı yapıyorlar. özetle ofiste bir tam bir kaos var ama kimse şüphelenmiyor. milyonlarca dolarlık anlaşma yapacakları şirketin yöneticileri, şirkete toplantıya geldiğinde adamlara ne satacakları cihazı ne laboratuvarı göstermiyorlar, tuvalete yanlarında güvenlikle gönderiyorlar. kimse şüphelenmiyor. anlaşma yapacak kişiler kadından cihazları test etmek için izin istiyor. kadın önce izin vermiyor, sonra bir şekilde ikna olunca testleri yapıyorlar. testlerin sonuçları haftalarca gelmiyor. geldiğinde testlerin sonuçlarının hatalı olduğu tespit ediliyor ama kimse takmıyor. kadın sürekli yalan söylüyor. mesela cihazlarıyla tek damla kanla 800'den fazla test yapabilecekleri gibi tek ayak üstünde 500 yalan söylüyor. kimse de çıkıp "hacı, sen ne ayak?" demiyor. aslında hakkını yemeyeyim birkaç kişi elbette fark ediyor durumu ama asıl parayı yatıranlar, yöneticiler takmıyor. neyin ne olduğunu bilmeden, doğru düzgün araştırmadan milyon dolarlık yatırım yapıyorlar. inanlılır gibi değil. kocaman şirketin başına geçmiş, milyonlarca dolar parayı yöneten adamların bu kadar salak olabilmesi inanılır gibi değil.
  • gördüğü her lüksü kopyalamak için absürt hizmetleri satın alıp elindeki parayı biraz daha geç çarçur etseydi, muhtemelen "kendinize güvenin, çok çalışın, az uyuyun" masallarını okuduğu talk'ları paylaşıp kitapları okuyan daha fazla salak olacaktı. şanslıyız ki, şaşaa uğruna elindeki yatırımı harcayıp foyasını ortaya çıkardı. kısacası bu kadın her zaman standart bir dolandırıcıydı ve başka hiçbir şey değildi. hiçbir zaman tanıttıkları ürünlere yatırım yapmadılar, hiçbir zaman yeteri kadar zaman kazanıp bir ürün öne süremeyeceklerdi. dahası, kamuya yalan raporlar sunup sahte gösterimlerde bulunarak kurum seviyesinde dolandırıcılığa imza attılar. öte yandan, bu kadın neden bu işe giriştiğine dair anlattığı şeyler yalan olmasa bile gerçekleri lehine bükerek aktarıyordu. böylece hem sempati kazanıyordu hem de para.

    bilimin b'sinden anlamadan sallayan insanlara parayı kaptırmamak gerektiğinin en önemli örneklerinden birisi oldu kendisi. böyle rezil örneklere ihtiyacımız var ki aynı hatalar yeniden yapılmasın. tabi bu durum sadece bilimsel çalışmaların tüketici seviyesinde üretiminden ibaret değil. start-up dünyası ya tüketiciyi dolandıran ürünlerle ya da yatırımcıyı dolandıracak yapılanmalarla dolu. ancak insanlar o kadar geri zekalılar ki, juri üyesi bile olduklarında "böyle sevimli birisini suçlu bulmak çok zor" diye embesilce demeçler veriyorlar. bir yandan kızamıyor insan, böyle aptalların dolandırılmalarından daha doğal ne olabilir diye.

    bütün bunlara rağmen, bu iğrenç insan lüks hayatının devamlılığını sağlama hakkına sahip oldu ve suçlu bulunması hiçbir şeyi değiştirmiyor. çünkü böyle insanların hayatlarının kalanını bir hücrede çürüyerek geçirmeleri gerekiyor.
  • ulan ne düşüş, ne düşüş? böyle bir düşüş yok. 19 yaşında şirket kurup (theranos) zaten zenginken daha da zenginleşip milyarder olan, forbes'un listesine giren, "yeni steve jobs" falan denilen birisiydi elizabeth holmes. ne oldu? şimdi en ünlü dolandırıcılardan bernie madoff'la adı anılıyor (madoff'la ilgili the wizard of lies filmini tavsiye ederim). steve jobs'tan bernie madoff'a... vay arkadaş. hatırlıyorum dahi muamelesi yapılmıştı kadına, el üstünde tutulmuştu. şimdiyse dava açılmış dolandırıcılıktan. gel de gülme. ama sorun kendisinde değil, bu dolandırıcı hanfendiye "steve jobs" muamelesi yapanlarda. şimdi bunlar dururken gel de türkiye'de çiftlik bank'a paralarını kaptıranlara kız. neyse, 15 yıl sonra da olsa gerçeğin ortaya çıkması, kadının yargılanacak olması güzel bir haber.
  • fransız asıllı amerikan gazeteci john carreyrou’nun “bad blood: secrets and lies in a silicon valley startup” adlı kitabında yazdığına göre sesi bile düzmece olan sözde girişimci.

    konuşma ve röportajlarında duyulan o tok bariton sesi, erkekler tarafından domine edilen bu sektörde daha ciddiye alınacağını düşünerek taklit ediyormuş. youtube’da anlık da olsa gerçek sesine kaydığı belli olan videolar mevcut.
  • tamamen duzmece oldugu ortaya cikana kadar butun tech sitelerinde parlatilmis, yonetim kurulunda dunyaca unlu kisilerin oldugu ve en buyuk zincir eczanelerin anlasmalar yaptigi sahis. bir anda anlasiliyor ki ortada hic bir urun yok! saka bile denmez buna. tamamen dolandiricilik amacli ve korkarim ki bunun givi daha bir cok'start-up' var.
  • şirketine yatırım yapan ve yönetim kurulunda yer alan henry kissinger gibi adamların olmasıyla şaşırtan kadın. abd nasıl oluyorda bu ahmaklar tarafından yönetiliyorken dünyanın süper gücü olabiliyor? sahtekarlığını bu kadar uzun süre sürdürebilmiş olması bile ayrı bir komedi/trajedi. ilk entrylere bakacak olursak bizim ekşi sözlük ahalisini bile keklemiş muhterem kişi.

    en azından 20 yıl hapis cezası almış. bizde olsa içişleri bakanı ile bir fotoğraf çektirip anında hapisten kurtulurdu. bkz. uyuşturucu mafya lideri.
  • silikon vadisi yatırımcılarını dolandırıp, 1 milyar $ dan fazla para toplayıp, ürettiği ürünün balon çıkmasından sonra düşüşe geçen amerikanın (bkz: mehmet aydın) ‘ı. hatta çok çok daha büyüğü.
hesabın var mı? giriş yap