• birkaç saatte bitirdiğim, su gibi kitap. zülfü livaneli'nin hapishane anıları midemi ve ciğerlerimi deşmiştir. benzer bir hissi elia kazan'in kayseri'de bekledigi kayseri'yi bulamamasinda yaşadim. acaba diyorum, bu topraklardan gelip gecen en kotu kavim biz miyiz?

    edit: imla
  • zulfu livaneli'nin kaleminden çıkan çok daha güzel kitaplarını okumuşken bana pek tat vermeyen kitabi. incecik kitabı bir haftada ancak bitirdim zira tamamen akiciliktan yoksundu. konusu yüzünden belki de.

    sırf livaneli hatrina bitirdiğim kitap oldu.
  • oldukça etkileyici bir kitap. livaneli olunca, başka bir şey beklenmiyor tabii.

    yalnız, okurken beni rahatsız eden ufak bir şeyi de belirteyim; özel isimlerden sonra kullanılan apostroflardan sonra gelen ekler özel isme çok yanaşık. yani, sanki apostrof işareti yokmuş da, bitişik yazılmış gibi. halbuki işaret var ama arada olması gereken ufak hassas boşluk yok. sadece benim mi dikkatimi çekti bilemiyorum (şimdilik).

    ama oldukça dokunaklı bir eser. ellerine ve ruhuna sağlık livaneli...
  • çok satanlar listelerinde livanelinin bir diğer kitabı huzursuzluk ile yarışıyor olmasi ile hoş bir ayrıntı oluşturmuş yeni zülfü livaneli kitabidir. 114 sayfalik bir öykü ve içine bolca serpistirilen düşündürücü tespitler bizi bekliyor. otur başla ve bitir tadında bir kitap. şimdilik ilk sayfada cevat çapançevirisi ile dilimize kazandırılmış konstantinos kavafis e ait ithaka ile başladık. fena bir başlangıç sayılmaz. hatta şiirin sonlarına doğru gelince yureginize çalınan şu sözlerden sonra öğrenme isteğinizi titreten bir pena bulmuş gibi olursunuz.

    --- spoiler ---

    onu yoksul buluyorsan, adanmış sanma kendini.
    geçtiğin bunca deneyden sonra öyle bilgelestin ki,
    --- spoiler ---

    bazen tam düşündüğünüz bir durumu tesadüfen biriyle konuşurken bulursunuz,
    bazen de konuştuğunuz bir konuyu tesadüfen okuduğunuz birşeyler karşınıza çıkarır.
  • an itibariyle en çok satanlar arasında 1 numara olan zülfü livaneli'nin kitabı
  • 2017 2. yarısında çıkan zülfü livaneli kitabıdır. son 2 kitabında olduğu gibi bu kitabı da ince ama içerik bakımından zengindir.

    daha önce deginilmesine ragmen kesinlikle en iyi bölümü hapishane anılarıdır.
  • bu mükemmel eserde en etkileyici yer hiç şüphesiz ki zülfü livanelinin hapishane anılarıdır.
  • biraz tebessüm ettiren, biraz hüzünlendiren, çokça " şimdi de hemen herşey aynı, ülkede çok bir farklılık yok " dedirten, anılarla dolu bir yol hikayesi.
    kitap bittiğinde, livaneli-farantouri ikilisinden "kardeşin duymaz" parçasını dinlemek geldi içimden..

    "yıkılma bunları gördüğün zaman,
    umudu kesip de incinme sakın,
    aç yüreğini bir merhabaya,
    kardeşin duymaz el oğlu duyar.."
  • livaneli’den okuduğum 3. kitap yine olayları dramatize ediyor. tamam belki ortadoğu insanı dram seviyor ve sende burdan yakaladım devam edeyim mahtığındasın ama inan gerçekten bıktırıyorsun artık. kitapta güzel kısımlar yok muydu? tabiki vardı;
    --- spoiler ---

    çocukların fotoğraf çekerken kamerayı elia verdikleri kısım mesela
    --- spoiler ---

    bir ara elia kazan’ımı anlatıyor kendi hayatında mı bahsediyor diye ikileme düşebilirsiniz.

    keşke (bkz: yaşar kemal) ile olan kısımları biraz açsaymışsınız dedirttiniz.
  • elia kazan hakkında çok şey öğrendiğim kitap. güzel bir tad bırakıyor ağınızda. okuyun. puanim 7.
hesabın var mı? giriş yap