• sabitlenmiş entry
    ekşi şeyler ile ilgili geri bildirimleriniz ve içerik önerileriniz için bize ulaşmak isterseniz mesaj kutumuzu yeşillendirebilirsiniz.
    • tanım: hukuka aykırı kullanımı halinde hakkında dava açacağım şey.

      merhaba.

      bu ekşi şeyler nanesinin varlığını birkaç saat önce öğrendiğimde vapurdaydım. içeriğe bakmam çok mümkün olmamıştı.

      fakat kanzuk diyormuştu ki, efendim sözlük entry'leri de kullanılacak vesaire.

      ben de buradaki entry'mde demiştim ki, ne münasebet!

      yeni siteye az önce baktım ve "benim de söyleyeceklerim var." gerçi sitede kullanılmış bir entry göremedim fakat bu kullanılmayacağı anlamına gelmiyor ve zaten kanzuk bey bunun olacağını kendisi söylüyor.

      kendisine laflar hazırladım:

      diyelim ki, buraya kazandırdıkları içeriklerin "size ait" olacağına dair tüm yazarlardan bir muvafakat almış bulundunuz.

      1. sitenin mevcut halinde, sözlük'le kullanıcılar arasındaki sözleşmeyi göremedim. sadece ziyaretçilere yönelik kullanım koşullarını görebildim. öncelikle bu kaydı düşeyim. eğer gözümün önündeyse de ben bulamadıysam bunu kabul ederim, yok gerçekten gözümün önünde değildiyse bu sizin hatanızdır.

      2. mesela ben 12 yıllık sözlük kullanıcısıyım. 12 yıl önce neyi kabul ettiğimin bilincinde bile değilim. bana "okey" dediğim metni sunmak zorundasınız.

      3. bırakın 12 yıllık kullanıcı olmayı, bu sitede hiçkimse, burada oluşturduğu içeriğin başka bir yerde kullanılacağı düşüncesiyle bir rıza vermiş değil. yani yeni koşullar, bizim rıza verdiğimiz koşullardan çok farklı. eğer başka yerde kullanılmasına izin vermişsek bile, bu izin o tarihte mevcut olan yerler için geçerlidir. okey?

      4. kanzuk diyecektir ki "ama ekşi'nin sözleşmeyi tek taraflı olarak değiştirebileceğine dair rızanız var."

      kanzuk bey,

      (bkz: 6098 sayılı borçlar kanunu)
      (bkz: genel işlem koşulları)

      açın bakın.

      biz tacir değiliz, kaldı ki tacir olsak bile bu hükümler yine de uygulanabilirdi.
      ve borçlar kanunu der ki, "bir tarafın müzakereye kapalı olarak dayattığı koşulları yazılmamış sayıyorum."

      bize yaptığınız buydu ve yine budur.

      dayattığınız koşulları kabule mecbur kaldık ve sizinkiyle kıyasladığımızda, karşılığında aldığımız pek bir şey de olmadı.

      bu sözleşme bir tarafın son derece yüksek gelir elde etmesine sebep oldu. yani bırakın bizim içerikleri izinsiz kullanmayı, sizin tek taraflı yaptığınız şu son görüntü değişikliğinin bile hukuka aykırılığı öne sürülebilir, rahatlıkla yapılabilir bu. çünkü "edimler arasındaki dengesizlik" son derece açık, son derece büyük, bir taraf istediği gibi davranıp istediğinden bile fazla paralar kazanabilirken biz sadece tıkıtıkı yazmaya devam ediyoruz. rica ederim kalkıp "ama kredi kartı alırken de böyle sözleşmeler bikbik" demeyin, aynı şey olmadığını siz de biliyorsunuz. sözlük yazarlığı bana peşin fiyatına 12 ay taksitle buzdolabı alabilme imkanı sağlamadı mesela. ben bu yazarlığı "mil biriktirmek" için kullanmıyorum.

      hayır bunu "sözlük'te telif ödemek zorundasınız" gibi dipsiz bir konuya bağlamayacağım, sadece şunu bildiğimizi bilmenizi istiyorum: haksızsınız.

      5. evet ekşisözlük gerçekten de bir derleme eserdir. bu dediğinizde haklısınız.

      fakat buranın derleme eser olmasının dayanağı olan 5846 sayılı fikir ve sanat eserleri kanunu, derlemeyi oluşturan her bir entry'nin kendi başına ayrı birer eser olduğunu da söyler.

      her bir eserin ayrı ayrı sahibi, her bir eserden doğan ayrı ayrı haklar vardır.

      bu eserleri buraya koyarak, size bir tür kullanım imkanı sağlamış olduğumuz doğrudur.

      fakat bu bir devir değildir.

      yani biz kendi hakkımızdan vazgeçip de her şeyi size "bağışlıyor" değiliz, olamayız, öyle bir devrin bu şekilde yapılması zaten mümkün de değildir.

      bir işlemin öyle "yolla" butonuna basmakla hakların devri niteliğini kazanmayacağını biliyor olmanız gerekir.

      kaldı ki, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için bunun gerçekten "devir" olduğunu düşünülse bile, elbette bilirsiniz ki, zaten eser sahibi istese de devredemeyeceği haklar bulunmaktadır. bu manevi haklar meselesine girmeyi şimdilik gerekli bulmuyorum. ama siz bu kafayla yarın kalkar onlar üzerinde de iddiada bulunursunuz belli olmaz, hatta belki zaten bulunuyorsunuzdur onu da bilmiyorum, sadece hatırlatmış olayım.

      6. netice olarak; entry'lerimin benim "yolla" butonuna basarak bile isteye gönderdiğim www.eksisozluk.com sitesindeki ilgili başlıklar dışında,

      herhangi biri ya da bir sistem tarafından,
      herhangi bir ortamda,
      herhangi bir şekilde,
      herhangi bir isimle,
      herhangi bir içerik kapsamında,
      şu an aklıma gelmeyen ve fakat bir insanın aklına gelebilecek herhangi bir başka bir şekil ya da yolla,

      kullanılmasına muvafakat etmiyorum.

      bu muvafakat vermeme bildirimimin dikkate alınmaması halinde, yine 5846 sayılı kanun'un başta 68. maddesi olmak üzere, ilgili kanunlardan doğan her tür tazminat ve yaptırım haklarımı kullanacağımı da saygı ile bildiririm.

      av. dagny taggart

      (ismim ve ıslak imzamla noterden de göndereceğim ama mesai bitti artık haftaya kaldı. noter masrafı vermek istemeyen, benzer bir muvafakat vermeme bildirimini iadeli taahhütlü postayla da gönderebilir.)

      *
      ekleme: hukuki durumun ve kanunların derli toplu -olmaya çalışan- bir anlatımı icin:

      http://yazhukuk.blogspot.com.tr/…lg-ve-baz.html?m=1
    • ekşi şeylerin entrylerimi kullanmasından ben rahatsız değilim. yazılanlar daha fazla insana ulaşsın, insanlar bilmediği şeyler de öğrensin diye yazıyorum. nitekim bir entry ekşi sözlükten seçilip ekşi şeylere girmek için makyajlanmaya girdiğinde yapılan editoryal değişikliklerde yazarın görünüşe göre editörle bir iletişim kanalı bulunmuyor bu yüzden de elde edilen sonuç bazen cringe tabir eden utanma hissine sebep oluyor.

      kendi adıma ben editoryaya yardımcı olmaya kendileri bilmeden de olsa çalışıyorum. örnek olarak eğer ki entry'e görsel seçilecekse ileride bir şey olur ekşi şeylere gider çocuklar yorulmasın diye 10 örnek arasında en beyaz arkaplanlı olanlarla multi görsellerde benzer oranlı resimleri seçmeye çalışıyorum. zira onların işi de zor ekran başında bütün gün resim kesip biçen alakasız tekstler içinden anlamlı bir içerik çıkarmaya çalışan insanlar. imla mimla hatası olduğunda kendilerinde düzelttiklerini görüyorum. kendilerine orada da müteşekkirim.

      ama kendileri bir entryi ekşi şeylere hazırlarken hata yaptıklarında veya benim entrymde bir yerin birden çok anlama gelebilmesi yüzünden kendileri ikincil anlamı seçip entryi o şekilde okuyucularına arz ettiklerinde benim artık bunu editleyebilme ihtimalim olmaması bir yana, editleyecek birine ulaşabilme imkanım dahi yok. onların da bana ulaşıp "bu nedir" diye sorduklarını henüz görmüş değilim. anlıyorum içeriği süratle hazırlamaya çalışıyorlar ama bunun sonucunda entryler facebook ve twitter hesaplarında feature edildiğinde o yanlışlıklar sanki ben yapmışım gibi bir daha editlenememek üzere benim haneme yazılıyor.

      oysa bunu ekarte etmek kolay bir şey. ekşi şeyler editoryası ile yazar arasında bir tür köprü, bir iletişim metodu olsa, entry yayımlandıktan sonra yazarın "burada ben böyle demek istemedim" veya "böyle olsa daha iyi olur" tarzı bir tür appeal mekanizması işletilse. entry henüz yayımdayken yazar bunun live olmayan bir versiyonunu onaylanmak üzere editöre geri gönderse ve editör bunu dikkate alarak yayımdaki entryi değiştirse daha iyi olmaz mı?

      demin üşenmedim saydım 211 entrymin 104'ü ekşi şeylerde yayımlanmış. bu platform daha da büyüsün gelişsin isterim. ancak böyle bir düzenlemeyi güvenlik sıkıntıları yüzünden tüm yazar alemine genişletemiyorlarsa kendisinden düzenli içerik alınan yazarlara veya troll olmadıkları bariz olan yazarlara ekşi şeylere seçilmiş olan içeriklerinde editoryanın yapmasının mümkün olmadığı düzenlemeleri yapma hakkı, veya en azından editoryaya bunu önerme hakkı verilmesi hem içeriği daha sağlıklı bir hale getirir. hem de uzun vadede bu platform facebook yorumlarında kendisinin yapmadığı anlam hataları yüzünden yanlış yazmış gibi olup yorumculardan küfür yiyen içerik sağlayıcılarını küstürmemiş olur. entrynin feature olup yayınlanmasını istemiyorsan kapatabilirsin de diyebilirler tabii. ama iş oraya gitmeden fikrimi de önden beyan etmek istedim.

      ----

      edit: kendileri iyi niyetli olarak iletişime geçtiler ve içerik düzenleme konusunda mesaj yoluyla iletişim kurabileceğimi söylediler.

      bu benim şahsi sıkıntımı çözüyor olsa da sıkıntının kendisini ortadan kaldırmak için insan gücüne dayanan bir metod. kendilerine de mesajla ilettiğim gibi eğer olay endüstriyel boyutlara gelir de, mesaj gibi kolay bir iletişim metodunun olduğundan o ana kadar haberi olmayan benim gibi ekşi sözlük yazarları bunun bir anda farkına varır, kendilerine o kadar iş yükünün yanında bir de yayında olan içeriklere manuel edit yükü eklerlerse editörlerin harcayacakları zamanın astarı bence uzun vadede yüzünden pahalıya gelecektir. oysa bunun bir butonu arayüzü olsa, yazarlar değişiklikleri kendileri yapabilseler ve değişikliklerin onayı için editörlere makalenin olması gerektiği halini atabilseler, edit olmamış eski içerik bu süreç boyunca hala yayındayken ve trafik kaybedilmeden ekşi şeyler moderasyonu da tıpkı eski gge yüzünden silinmiş entrylere bakan (artık emekli) sözlük moderasyonu gibi yazar tarafından düzeltilmiş içeriğe onay verse veya vermese,

      * ne yazarlar mutsuz olur,
      * ne kendileri bizzat yorulur,
      * ne editlenen içerik kendi onaylarına tabi olduğu için yasal düzenlemeye aykırı olur,
      * ne de bu süreç boyunca trafik kaybı yaşanır.

      bu tip bir düzenleme oluncaya dek ben manuel olarak mesajla evet şu şöyle olsun derim ama umarım bu sizin için de sürdürülebilir bir şeydir.
    • sitenin sağ tarafına yırtık dürümden sarkmış yeşillik gibi eklenen yeni reklamıyla yeteri kadar tık alınmadığının, paraya doymayıp fidan dikiyoruz bahanesiyle yüce yönetim tarafından eklenmiş ama adblock sağolsun iki tuş ile tamamen yok edilmiş zırıltı websitesi.

      debe editi: iframe'i silince gunun videosu/konulu videolar, frame seklinde eskisi gibi acilmiyor, uzerine tikladiginizda yeni sekmede acarak anca video'yu izleyebiliyorsunuz,
      eh 59 saniye'de sonucta "reklam" icerigi oldugu icin onu da kaldirsak fena olmaz gibi.

      edit: adblock ile eksi seyler uzantısı engelleme yöntemi:

      chrome üzerindeki ad block simgesine sağ tıklayıp seçenekler diyoruz
      karşınıza çıkan extension'un ayarlar kısmında üst kısımda özelleştir kısmı var oraya geliyoruz.

      filtrelerinizi elle düzenleyin kısmının yanındaki düzenle butonuna basıp, aşağıdaki kısma ;
      eksisozluk.com##iframe

      yazıp kaydediyoruz, tadından yenmiyor.

      opera: adblock'a sağ tık options--> add you own filters--> ilk kutucuğa eksisozluk.com##iframe --> add filter dememiz yeterli

      firefox : adblock sol tık --->süzgeç tercihleri -->isteğe bağlı süzgeçler -> eksisozluk.com##iframe -> enter

      adblock eklentisini bilmeyenler tarayıcılarının ismi + adblock diye google'dan arayıp browser'larına ekleyebilirler.

      ad block adı üstünde "reklamları" engelleyen bir programcıktır, ekşi şeyler, ekşisözlük üzerindeki bir reklam olduğuna göre gönül rahatlığıyla kaldırılabilir, ha yarın gelir iframe yerine videoların olduğu içeriğe gömmesi için ssg'ye telefon açarlar, o zaman başka yöntem buluruz problem değil.

      *******iframe'i bozmadan sadece eksiseyler'i gormemek istiyorsaniz ;*******
      eksisozluk.com##iframe yerine
      seyler.eksisozluk.com yazabilirsiniz, saniyorum.
      *************************************

      *****************
      konulu videolari kaldirmak icin;

      (bkz: #42320578)

      eksisozluk.com###videos ekliyoruz filtreye

      *******************

      ****
      eksisozluk.com###who-to-follow
      kismini ekleyip kimi takip etmeli sekmesini de kaldirabiliyoruz,
      gozlerimiz sag tarafin boslugundan bayram ediyor
      ****

      ***********
      eksisozluk.com##.related-titles

      alakali basliklar frame'ini gizlemek icin.

      ***********

      direten, baskıcı yönetime hayır!

      debedit hopefully son:
      soyle bir yardim kampanyasi varmis: (bkz: #60102536)

      daha dun soyle guzel bir seye yardimci olmustu sevgili eksi sozluk yazarlari :
      (bkz: hamzanin protezi icin 25bin tl gerekiyor)yani illa tik kazandirip milyonlarca liraya cebe indirip 3 kurusuyla fidan dikmekle olmuyor, gercek insanlar/iyilik/dunya barisi boyle zamanlarda belli oluyor.
    • onedio.com'un ekşi sözlüğü kopyalamasından sonra, ekşi sözlüğün karşı atağa geçip onedio.com'u kopyalaması sonucu ortaya çıkan, şeyini şey ettiğimin şeyi site.

      liseli ergen gibisiniz yemin ediyorum.
    • bugüne kadar tam 31 entry'im ekşi şeylere taşınmış. bunların içinden 1 tanesi 885bin görüntülenme almış. hatta bu söz konusu içerik 3. yılını kutlayan ekşişeylerin en çok okundan 50 içeriği içinde 18. sırada. geri kalanlarının görüntülenmesi ile birlikte entry'lerimin toplam görüntülenmesi 2,7 milyon.

      kullanıcıların ürettiği içeriğe reklam alarak gelir yaratan bir platform (tıpkı youtube gibi) bu geliri içeriği üreten insanlarla sembolik de olsa paylaşmalı diye düşünüyorum.

      bizim adımıza gidip ağaç dikilmesi güzel bir harekettir ancak ağaç mı dikilecek, başka bir stk'ya mı bağışlanacak yoksa benim cebime mi girecek buna ben karar verebilmeliyim.

      youtube tarafına hakim olduğum için çok basit bir matematik yapıcam. bodoslama. youtube'da bin gösterim başına içerik üreticilerine ödenen rakam 1 dolar civarı. dünya'da bu rakam7-8 dolarlarda. amerikada 10 dolara dayanıyor. hadi biz de 1 dolar diyelim benim 2,7 milyon gösterimimden benim payıma düşen 2700 dolar olsa, 1 tl 8 dolar desek 20bin tl para eder.

      1000 gösterime 1 dolardan bir yazara gelebilecek olan paraya bakar mısınız? youtube neden youtube oldu işte bu yüzden. youtube'un varlık nedeni içerik üreticileri. netflix gibi kendi içeriğini üretmeye enerjisini harcamıyor. kazandığını üretenle paylaşıyor. bu yüzden de de herkes youtuber olmak istiyor.

      sen de paylaş sözlük insanlar buradan ekmek olduğunu görsün bak gör nasıl kaliteli içerikler çoğalıyor. youtube gibi zengin etmez ama en azından insanların daha çok ve kaliteli entry girmesi için bir motivasyon olur. bu durumun kaybedeni olmaz emin olun herkes kazanır.

      buraları yönetimden birileri okuyorsa umarım ciddiye alır. hatta ulaşın bana beraber karar verelim nasıl olacağına.

      edit; saçma sapan argümanlarla hesabımı 1 ay lanetli yaptılar, ben de sikerler dedim ve kapadım entry'lerimi şeylere. hadi naş canım başka kapıya…
    • bu sitede kullanılan yazılarımızdan haberimiz olsa iyi olur.
    • **kaliteli entry girmeyi teşvik eder** diyen ssg'nin (açık söyleyeyim buraya "ssg'nin" yerine başka bi şey yazmak geliyor içimden), daha önce, 2012'de tüm sözlük moderasyonu bırakıp gittiğinde de moderasyonun yeniden biçimlendirilmesinde kaliteli içeriği gözetmeye çalıştığı "vizyonunu" okumuştuk: (bkz: #30069753)

      bakın olm, bunu iyi okuyun. dibine kadar, bir kaç kez okuyun. sonunda biraz da mecburen alelacele hayata geçen tasarının sonucunu yaşıyoruz şu an. adamın "vizyonunu" yaşıyoruz. "amk hakemi" gibi entrylerin ne çok okunduğu, son derece sığ, biçimsiz, aptal saptal satırların geçer akçe olduğu, yarattığı lisanı çoktan yok etmiş ve yerine yenisini de koymamış, içeriğini bir zamanlar nesnel+öznel bilgiyle harmanlamış bir yerken şu an aşağı yukarı ahıra dönmüş (eşekler alınmasın), ssg'nin deyimiyle gürültü içeriğin gırla gittiği, hiç olmadığı kadar fazla olduğu bir yer. ama ne yapıyor? para basıyor kanki.

      her neyse, adamın "vizyonu" bu, diyordum. sen "kaliteli içeriği" ne zaman kaybetmeye başladığını, ne zaman "kaliteli içeriğin" neredeyse bıçak gibi kesildiğini adın gibi biliyorsundur diye umuyordum da o bile yok anlaşılan. bir ara bir yerlerde yazmış mıydın söylemiş miydin hangisiyse artık, sen en azından neyi yapamadığını biliyordun. yapsın diye eline bıraktığın elemanın yapabildiği de, bir zamanlar klonları pıtırak gibi fırlayan kurumu, tık haberciliği klonuna bağlamak olmuş. bi dahaki hamle ne kardeş, arama motoru mu, dizi sitesi mi? iyi ki bırakmışsın amk bu işi ya.

      hala daha bin bir türlü türevi ortalıkta dolanan (yerli-yabancı) sitelerin imitasyonunun peşinde koşulmasını takdir etmen başka bi şeye işaret değil. hem de içereğe müdahale ederek, içeriği yazanı bir "sözleşme" değişimiyle keriz yerine koyarak yapıyorsunuz bunu. ve bu "kaliteli içeriği arttıracak". kanka bi tık habercliğine girelim, bu iki lafı bir araya getiremeyen kerizler nitelikli içerik girmek için birbirini yiyecek ? bravo.

      bakın bu satırlar 2012'den:

      " sözlüğün popülaritesini bireysel ucuz kazanıma çeviren niteliksiz içerik, otuz yıl sıra bekleme sorunsalı ve ilgilenmediğimiz konularla şişen gündem. bunlar ciddi yapısal değişimler gerektirdiğinden ekşi sözlük beta'nın ilerlemesine hız vereceğiz"
      (bkz: #30069753)

      bireysel ucuz kazanım. niteliksiz içerik. "beta" yani yeni tasarım.
      ciddi yapısal değişimlerle şey olacakmış bunlar, bitecekmiş. şimdi de 5 sene sonra ekşi şeyler süper kankalar diyor adam. gene vizyon, gene yapısal değişimler, gene nitelikli içerik.

      taşşak mı geçiyorsunuz mınakoyim?
    • şimdi bu ekşi şeyler muhabbeti ile ilgili bin tane mevzu var, çok şey yazılır ama siktir et. benim artık o eski gençlik ateşim, heyecanım kalmadı. gerçek hayatta bile elle tutulur birçok şeyi sallamıyorum amına koyim, yarak kürek bir sürü sorun var bununla mı uğraşayım?

      ama çok komik, çok ilginç bir şekilde tezahür eden bir akıntı görüyorum, sırf bir tersten kürek de ben atayım istedim. şimdi mevzu şu. kanzuk'un bu ekşi şeyler zamazingosunu ortaya çıkarışı ve kullanıcı sözleşmesi şartlarını (sözleşme olduğunu ben dün öğrendim) değiştirmesini sözlük ahalisiyle paylaşmayışı üzerinden bir iletişimsizlik isyanı kopup gidiyor -ki bu konuda yorum yapanlar işin özünde haklılar, itirazım yok- ve bütün bu ieltşimsizliğin faturası kanzuk'a kesiliyor. yani o geldi böyle oldu.

      valla öyle olmadı can dostlar. ssg de zamanında kimseye bir sik sormazdı. sabah sözlüğü açardın bir bakardın tema değişmiş, ertesi gün açardın en beğenilen entry algoritması komple değişmiş, başucu eserleri oylaması farklılaşmış falan. valla çok çok birkaçımız bu nasıl faşizan yönetim falan diye bir alevlenirdi, ssg de olayın üzerinden takriben 2 gün geçtikten sonra "evet ben faşistim" temalı kinayeli, sarkastik bir entry ile hem cevabını verir hem de alttan alttan "sözlük benim amına koyduklarım, istersem anasını sikertirim, rengini bok sarısı yaparım, üstüne de belediye onaylı iki kat daha çıkarım" mesajını verirdi. ha bu durumda ne oluyordu? küçük bir azınlık bunu kabullenmiyor, entrylerini de alıp gidiyordu. valla çoğu adam da burada kalmaya devam ediyordu. iki gün sonra her şey eski haline dönüyor, yazarlar aynı dinamizm ile yazmaya devam ediyordu.

      şimdi bakıyorum, türk internet dünyasının sosyal medya fenomeni diye adlandırılan ekşi sözlük üzerinden herkes bütün ilişkisini bir üretici-tüketici-satıcı-alıcı doğrusalı üzerinden çiziyor. kanzuk esnaf, yazarlar müşteri. kanzuk fabrikatör, yazarlar işçi. bunun akabinde de hep aynı sorgulama. "sen benim üzerimden para kazanıyon, o yüzden bana hesap vericen. ilk bana soracaksınız, her şeyi bana soracaksınız." yani buranın artık bir ticarethane olduğunu kabullenmenin üst sınırındayız, ekşi sözlük olgusunun her şeyiyle bize (eski nesillere) hissettirmiş olduğu bütün güzelliklerin o harikulade amatör ruhunun her anlamda öldüğünün altına imzamızı atmaya hazırız.

      e tam bu noktada artık bu kabulleniş yaşanmış durumdaysa, ortada üzüm kalmadıktan sonra biz niye bağcıyı dövüyoruz? bugünün şartlarında kanzuk yönetiminin sözlük geçmişini kullanarak -sömürerek- para kazanmasından mı rahatsızız yoksa bu paranın paylaşılmıyor olmasından mı? her iki sorudan herhangi birine evet cevabını veriyorsanız (sözlüğü sözlük yapan, buraya manevi duygularla bağlı adamlara diyorum bunu) zaten konuşacak bir şey kalmamıştır. sözlükte artık geri döndürülmesi mümkün olmayan bir tükeniş, kayboluş yaşanmıştır. kötü hastalığa yakalanıp da komaya girmiş 5 dakikalık ömrü kalmış zavallı hastaya elektro şok vermenin manası yok.

      ekşi sözlük yarın ekşi şeyler olur, öbür gün ekşi vision olur falan filan. internet mecrasında akımlar var, çeşitli yollar var. iş bir kere ticari temelli gitmeye başladıysa bunun sonu yok. kanzuk ve yönetimi bu site üzerinden gelir elde etmek için her yolu kullanacaktır. bütün bu tartışmaların ortasında beni en çok üzen şey, entry silme hızının yavaşlatılmasıdır. bak orada ssg'nin hakkını vereyim, kim olursa olsun sil entrylerimi dendiği anda şak diye silerdi. bunun scripti olmadığı zamanlarda adama mail atıyodun, tek tek bu işlemi manuel kendisi yapıyordu düşün yani. (lan bu da şey gibi oldu, babalarımız telefon açmak için postaneye gidermiş, santrale isim yazdırırmış ya onun gibi ahahah)

      ya neyse gereksiz yere yine uzun yazdım. sözün özü, yorgan çoktaaaan gitmiş beyler, boşuna kavga etmeyin.
    • ticari deha ürünü. gidip onedio'ya "dürüm yemenin zekayı ilerlettiğinin 15 kanıtı" şeklinde bir giriş yapasım geldi yeminlen.

      benzer sitelerde bu işi parasıylan yapan içerik sağlayıcıları eminim götleriyle gülüyordur sözlük yazarlarına, hey maşallah. insanlar erinmesinler, türlü çeşit araştırma sonucu bir konu hakkında tamamen gönüllülük esaslarınca ayrıntılı bir metin hazırlasınlar, bir dede ve onun en yakın kankisi dürümcünün teki gelip bunun suyunu çıkarsın, emcüğünü emsin.

      bu saatten sonra bu sözlüğe gündem yorumlama dışında, polemik dışında entri girenin kafasına edeyim. özellikle o "ufku beş katına çıkaran şeyler" türevi başlıklara hayvan gibi ayrıntılı entri girenin aklını seveyim. aç kendine blog orada yayınla, çok istiyorsan linkini sözlüğe at, ama buraya girme.

      artık dürümcü x2 daha pahalı restoranlara gider, hatta restoran odaklı dünya turu yapar, yemek masalarının fotoğraflarını instagramına paslar, insanlar da burda "estetik algısı var ama" diye sayıklarlar, bu normalleştirilmiş görgüsüzlük emareleri hakkında.

      biz sana olabildiğin kadar wikipeidia tipi bir vizyonla ilerle dedik, sen gittin sanal alemin ali ağaoğlu'su oldun ey sözlük, birileri iki dürüm, üç lokum, beş tavuk bacaaa daha fazla yiyecek diye.
    • vapurdayim su an, o yuzden nedir ne degildir diye henuz bakmadigim sitedir.

      ama entry derleniyormus oyle diyorlar.

      benim derlenecek bir entry'm yok, yazma seklim oyle degil. fakat ofise gidince sozluk'e "entry'lerimin baska bir sitede rizam disinda kullanilmasina muvafakatim yoktur" seklinde ihtar yazmayi dusunuyorum.

      bilginize.

      *
      bu arada, buranin kullanim sozlesmesinde "sozluk sizin yazdiklarinizi istedigi gibi kullanir ve bunu kabul etmek zorundasiniz" diye bisey varmis.

      "genel islem sarti" diye bir sey de var kanzuk efendi. tek hukukcu sen degilsin. okey?
    hesabın var mı? giriş yap