ekmek ve şarap
-
ignazio silonenin daha sonra ismini 'sarap ve ekmek' olarak degistirerek yeniden yayinladigi ikinci romani. birincisi icin (bkz: fontamara)
-
hölderlin'in bir şiiri. "what are the poets for in a destitute time?" diye vurucu bir mısrası vardır. zira heidegger de bu mısradan yola çıkarak şairi ve şiiri açımlamaya koyulur.(bkz: poetry, language and thought)
-
(bkz: ekmek sarap sen ve ben)
-
(bkz: ekmek sarap ayini)
-
isa'nın bereketle ilgili mucizelerindendir. tanrı senin yiyeceğini, rızkını verir, sen kasma ve yaşam savaşına kalkışma temelli bir önermesi vardır. bu bağlamda ekmek yediğinizde isa'nın etini, şarap içtiğinizde isa'nın kanını bulmuş olursunuz. hem yetinmesini bilin hem düşünmemesini bilin. azıcık bir balık avı yapabilmiş havariler grubunu hazır balığı bol ve bereketli hale getirerek herkese yeter* hale getirmesi de bu iç anlamın devamlılığına hizmet eder.
anadolu'nun, fethiye'nin yerel söz kalıplarından yeter artar/yetip artmak komşu uzaklığındaki yabancı kültürün benzer önermesidir. azıcık bir ürün (bile) bereketliyse yeter artar. bu islam mitlerinden zemzem suyu mucizesiyle de bir sekilde akrabaymış gibime geliyor. hepsi birbiriyle ilintili. -
ekmek şarap sen ve ben bir de sabahın dördü
dinleyiniz efem -
(bkz: pane e vino)
-
kapkara ekmek, sarap ve ceviz diyor ve susuyorum.
ay bi fena oldum. -
şu dinde bi de gravyer peyniri fenomeni olsaydı; ahanda şuraya yazıyorum, ben bile anglikan kilisesi papazı olurdum; avşa sahilinde papayla deve güreşi ederdim
-
ekmeği şaraba banmak suretiyle tükettiğim ikili.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap