• debe editi: edirne’nin siyasal islama ve tarikatlara teslim edilmemesi gerektiğini söyleyen bana diğer başlıklarda zafer partisi’ni desteklediğim için rende binası elemanı yakıştırması yapıldı. insanlarda hiç utanma da kalmamış. türkiye gündeminin en beğenilen girdisinin birinci sırası aşağıdaki entry ve bana yapılan itham aktrol olmak. takdirlerinize bırakıyorum.

    “edirne batmanlılar ve mardinliler sosyal yardımlaşma ve dayanışma derneği başkanı mehmet sadık bulut ve kıymetli hemşehrilerimizle buluştuk, sohbet ettik. gönül birlikleri ve destekleri için yürekten teşekkür ediyorum.” diye tivit atmış akp’nin adayı.

    trakya, edirne, bilmem ne ilinin yardımlaşma ve dayanışma derneği, hemşehri desteği (?) hep aynı terane, hep aynı dayatma! günlerdir ortaya atılan akp oy oranlarının kaynağı da ortaya çıkmaya başladı. kalksın bir edirne’nin yerlisi gitsin bakalım ankara’nın doğusunda herhangi bir partiden aday yapılabiliyor mu? trakya insanına üstten bakıyor diyenlerin topu bölge insanına memleketçiliğin alasını yapıyor.
  • bulgaristan ve yunanistan’ın sosyete pazarı haline getirilmiş şehrimiz. getirilmiş diyorum zira kendi kendine bu hale gelmedi. sebebi de malum.

    saraçlar caddesine giderseniz, özellikle haftasonları ben nereye geldim, burası türkiye mi diye düşünürsünüz. zaten 1 gün haftasonu tatilimiz var, bari erasta avm’ye gidelim deseniz otoparkta yer bulamazsınız. buldunuz diyelim, o otopark öyle bir kilit olur ki, girip gireceğinize pişman olursunuz. abartısız bir saat boyunca otoparktan çıkmak için uğraştığımı biliyorum. trafiğin başlıca sebebi de bagajı “ucuz mallarla” doldurup memleketlerine dönen bulgarlar. marketlerde de durum farklı değil. alışveriş arabalarını tepeleme dolduran bulgarları kasa sırasında beklemektense, aldığınız üç beş parça şeyi yerine bırakıp, lanet olsun deyip marketten çıkarsınız. margi outlet esnafı ise apayrı bir konu. arkadaşlarla oturduğumuz bir cafede bizden sonra gelip sipariş veren bulgarlara, siparişlerinin bizden önce gittiğini gördü bu gözler.

    işgal sadece topla tüfekle olmaz. işgal ekonomik yolla da olur. türkiye’nin en güzel şehirlerinden biri, o birilerinin ağızlarından düşürmediği osmanlı’ya neredeyse bir asır boyunca başkentlik yapmış, adeta yaşayan bir tarih şehri edirne’nin yaşadığı da ne yazık ki budur.

    geçmiş olsun.
  • kent ormanının millet bahçesi adı altında betonlaştırılacağı şehir. zaten ufacık orman bir de kocaman cami, kütüphane falan yapacaklarmış. kent ormanı 3 yıl kadar belediyenin sorumluluğunda kaldı. onda da küçük pide fırını ve kafe olarak yer işletti. bir sürü masalı banklar koydu. temizlik işçisi belediye ordayken temizliğini yaptı. gayet de güzeldi. 6 ay kadar önce de ormanı belediyeden apar topar aldılar. hatta kapamaya kalktılar. şu an orası orman işletmenin sorumluluğunda. bakımı temizliği orman işletmeye ait. daha önce de öyleydi. millet bahçesi yapılırsa orası yine aynı olur. onu da yapacaklarını sanmıyorum. yarım yamalak kalacaktır. söğütlük diye nehir kenarındaki duvarın yanına konan bankları söylüyorsanız orası da valiliğe ait. bakımından temizliğinden onlar sorumlu. o bankların orası da yarım kaldı. söğütlükte ne bank olmalı ne beton. orası orman olarak kalmalı. olan bankları da çıkarmaları gerek. mangal dumanının olmadığı, yürüyüşünü yapacağın, temiz hava alacağın bir yer olmalı.
  • yok sana oy

    ülke yönetimini akp'ye verdikten sonra edirne esnafı, 20 sene önce yüzüne bakmadığınız bulgarın önünce el pençe euro, leva gelsin diye duruyor. maalesef yerel halk ikinci sınıf muamelesi görüyor.

    hafta sonu şahit oldum avm'de bir mağazanın önünde adam 50'lik 100 tl'lik banknot sayıyordu, artık 500 euro mu bozdurdu bilemem ama o bile şaşkınlık içindeydi. ki bu gelenler fakir bulgarlar, gelen araçları görseniz ağlarsınız. gerçekten bir acınası bir belgeselin içinde gibiyiz. yazık.

    iki tane yol kaldırım yapacak diye bunlara oy vereceğime, edirne'nin köy olmasına razıyım.
    + yol yapsa ne olacak, aynı yönetim sayesinde benzin 10 tl ye yaklaşmış.

    --- spoiler ---
    edirne (bkz: öpsün) sizi.
    --- spoiler ---
  • 31 mart yerel seçimlerinde büyük ihtimalle akp'ye geçecek şehir.

    burada birçok kişi yazmış, ama tekrar etmekte fayda var. uzun yıllardır "chp'nin kalesi" olarak görülen edirne, ne yazık ki chp tarafından hiçbir hizmete layık görülmüyor. chp, bıçak sırtı yerlerde (ankara, istanbul vb.) gayet güzel hizmetler yaparken, çantada keklik gördüğü yerlerde halka resmen sırt çeviriyor. üstelik bu yıl ön seçim ile başkan adayı olmuş kişi genel merkez oyunlarıyla el çektirildi ve yerine bir kadın aday yapıldı. edirne halkı bu zokayı yutmaz ve böyle şeyleri sevmez. bu nedenle, akp+mhp oyları sabit kalırken (ki totalde 35-40 arası alacağını tahmin ediyorum), chp'den iyip'e ciddi bir oy geçişi olacak, bu da aradan akpyi çıkaracaktır.

    trakya'da "zaten bizim dükkan" diyen chp'ye umarım ders olur bu kayıp. yıllardır trakya örgütlerini avucunda oynatan, bir sürü yanlış adayla çok değerli yerlerin akpye geçmesine sebep olan faik öztrak ruhu ne yazık ki devam ediyor.
  • 1500lü yıllarda avrupa'nın en kalabalık ilk 10 şehrinden biri olan ilimiz.

    o tarihlerde edirne, 150-200 bin kişilik nüfusu ile londra, venedik, milan, ghent gibi önemli avrupa şehirleriyle kafa kafaya bir noktadaydı.

    şehre adını veren roma imparatoru adrian ise roma tarihinin en renkli eşcinsellerinden biriydi.
  • garip bir sessizliği vardır bu şehrin. çoğu küçük şehirlerde olduğu gibi anadolu'nun dört bir tarafından gelen üniversite öğrencileri kreşe bırakılan çocuklar misali bir heyecanla şehrin sessiz ve dingin halini alıp götürürler. kafeler, barlar, yurtlar, internet kafeler, sokaklar öğrencilerle dolup taşar. ta ki okullar kapanıp herkesin evlerine geri dönmesine kadar. şehir ise yalnızlığı ile başbaşa kalırdı.

    bir senesinde yaz okuluna kaldığım bir dönemde bu sessizliği ve huzuru çok daha derinden hissettim. sokaklarında yürürken nükleer bir felaket sonrası terkedilmiş bir şehirde yürür gibiydim. bir saatten fazla yürümüştüm ki bir ademoğlu ile karşılaşmadım. öyle garip bir histi ki benimkisi, cennetten yeryüzüne düşmüşte ne yapacağını bilmeyen biri gibiydim adeta. çok ama çok güzeldi.

    insanı ayrı bir güzeldir bu şehrin. kimse kimseye karışmaz. kimse sizi giyiminizden kuşamınızdan, dininizden, dilinizden ya da herhangi bir özelliğinizden yargılamaz. bu açıdan anadolu insanının tutucu ve önyargılı fikirlerinden fersah fersah ötededirler.

    hiç unutamadığım bir anımı da paylaşmak isterim. şehri bilenler bilir, binevler bölgesinde bir pazar kurulur. giyim kuşam arıyorsanız öğrenciler için bire birdir. bir tezgahta arkadaşlarla bir şeyler bakıyoruz üstümüze fakat paralarımız suyunu çekmiş ve kredi paralarını da henüz almamışız. edirneli olan tezgah sahibi ile pazarlık yapmak için karşısına geçtik.

    fiyatta indirim yapmasını istedik. bir arkadaş durumdan istifade kiminin parası kiminin duası diyince tezgah sahibi yeteri kadar paramız olmadığını anladı. bir süre sohbet ettik bize çay söyledi ve çaylarımızı içtikten sonra devamında hiç unutamadığım şu sözü söyledi bize: "gençler, belli ki burada öğrencisiniz ve paranız da yeteri kadar yok. dua edebilirsiniz ama paranızı istemiyorum. sizden istediğim ileride bu devlete ve millete atatürk'ün bizlere bıraktığı düşünceleri doğrultusunda hizmet etmenizdir. bunun için elinizden geleni yapın yeter."

    söyledikleri karşısında çok ama çok duygulandık. tabiki bu nazik ve düşünceli teklifini kabul etmedik. kredi paralarımızı aldığımızda bunu kabul etmesi halinde alabileceğimizi söyledik ki 1 hafta sonra gidip parasını verdik.

    edirne güzel şehirdir aynı insanı gibi!!!
  • bir çok sorunu var; ulaşım, alt yapı, üst yapı, sınırlı imkanlar vs.
    ama bu şehir öyle sıcak, öyle samimi ki onca soruna rağmen insanı kendine bağlıyor.

    dün gece kız arkadaşımla tartıştığımız için evine gittim. aşağı gelmesini, konuşmamız gerektiğini söyledim. kırmadı indi ve uzun bi konuşma ardından 2.5 yıllık ilişkimizin noktaladık. sonrasında kendisi evine çıktı bense biraz yürüyüp kaldırıma oturdum. nerde hata yaptık diye düşünürken yanıma birisi geldi;
    -kardeşim hayırdır, bi derdin mi var ?
    -eyvallah hocam, yok bi'şeyim!
    -bak dayı biz karşıda minibüste oturuyoruz. biraz şarabımız var, yengeyle tartıştığınızı gördük. istersen gel bi bardak şarap ikram edelim hem de bu soğukta dışarıda oturma.

    moral sıfır, o anda ihtiyacım olan tek şey var; alkol. iyi olacak hastanın ayağına doktor gelirmiş hesabı, bir saniye bile düşünmeden "hadi gidelim" dedim. istanbul'da olsak(orada yaşadığım için, yoksa diğer büyük şehirler için de aynısı geçerli) ulan bu nerden çıktı? böbrek.avi olmasın ? şeklinde binlerce soru kafanızda oluşabilirdi. lakin edirne böyle bir şehir işte, güven var insanların arasında...
    araca doğru yol almaya başladık, yıllardır arkadaşmışız gibi koluma girdi ve minibüse gittik. şarap ikram edildi dertleşildi derken şarap bitti. aramızda yaşça büyük bir abimiz, yaşça küçük olana para verip "kalk bakam, abinin morali bozuk. içmesi lazım, bi şarap daha al gel." dedi. ya abicim olur mu olmaz mı ? demeye kalmadan, eleman çoktan şarap almaya gitmişti bile. iki saat boyunca sağolsunlar derdimi dinlediler, sorfalarına oturttular. kah üzüldük, kah anılarını anlattılar güldük. bu şekilde beni hayata yeninden döndürdü, hiç tanımadığım beş güzel insan...

    velhasılıkelam seviyorum edirne'yi de, halkını da... dört yıldır bir tek sorun bile yaşamadım insanıyla. evet, belediyecilik olarak zayıf ama siktir et be! o da olmayı versin.
  • rahatlik olayinin tavana vurdugu $ehir her nekadar rahatlik denmesede insanlarin para kazanmaya ihtiyaci yokmu$casina hareket etmesi adami $a$irtmakta .
    -abi bu ayna ne kadar ?
    -5 milyon ama arkadaki sokakta camci var sol tarafta onda daha ucuz olabilir 3 milyon falan .
    -ha peki ordan alayim ben ozaman sagol ..gercek hikaye
  • en sevdiğim şehirlerden biri olmasına rağmen, belki de türkiye'nin en kötü belediyesine sahiptir. hayatımda bir kere akp'ye oy vermemiş, oy pusulasında nerede olduğuna bile bakmamış ben, ikametgahım edirne'de olsa yarın akp'ye oy veririm. evimizin bulunduğu sokak neredeyse tam 1 senedir çamur. hiç abartmıyorum. kuruyken çamur, yağmurda çamur, karda çamur, yazın çamur ve kışın çamur. cidden bıktık artık. yazın bile bot giydireceklerdi neredeyse. kaldırım taşları tamamen kaldırıldı ve bir daha asla geri koyulmadı bunu neye güvenip yaptılarsa. bu sadece bizim sokak da değil, yan sokak da böyle mesela. bunun dışında, bir sabah kalkıp tuvaletteyken suların kesildiğini öğrenebilirsiniz. belediye 1-2 saate çözülecek sorun der, gece 4'de anca çözülür (o da yarım.) şehrin suyu istanbul'a göre pistir ayrıca. gece sevgilinizle oturup bir film keyfi yapalım aman sakın demeyin, filmin daha logosu çıktığında elektrikler kesilir büyük ihtimal. bu kesinti sudan daha kısa sürer ama daha sık olur tabi.

    yani yazılır da yazılır cidden bu belediye hakkında. chp'nin edirne'de rekabet görmemesinden kaynaklı oluyor sanırsam bu durum. ibb'de harika çalışan chp edirne'de tam vız. bir dahaki yerel seçimlerde sıkıntı yaşayacaktır diye tahmin ediyorum, bu böyle gitmez maalesef. velhasıl, bu şehrin çamurunu bile severim, orası ayrı.

    edit: mulkiyeli isimli arkadaş uyardı, elektrik edirne belediyesine bağlı değilmiş.
hesabın var mı? giriş yap