• kendisi hz.muhammed'in emriyle bir kabiledeki putları kırmaya gönderilmiş, putları kırarken ağlaşan kadınlara dönüp de "ah size vah size" diye dalga geçmiş, herif müslüman olmuş ama karakteri de pek değişmemiş anlaşılan.
  • ebu süfyan'la ilgili en çarpıcı anılardan biri:

    şam'dan kervan getiren ebu süfyan, normal mekke güzergahı içinde olan bedir kuyularından geçmek yerine, oldukça uzak bir bölgeden kervanını mekke'ye ulaştırmaya karar verir. çünkü, bedir kuyularından geçecek olsa, müslümanların saldırısına uğrayacaktır. -bu, bedir savaşının çıkma sebebidir. müslümanlar, hem mekke'de uğradıkları baskı ve işkence sonucu memleketlerini terk etmek zorunda kalmalarına; hem de mekke'de bırakmak zorunda kaldıkları mal ve mülklerine mekkeliler tarafından el koyulmasına karşı bu biçimde misilleme yapıyorlardı-

    fakat bu kaçma olayı araplar arasında hiç de hoş karşılanmadı, çünkü onlara göre bu "yiğitçe" bir davranış değildi. üstelik ebu süfyan, mekkeliler arasında lider özellikleriyle öne çıkan biri olduğundan, bir bakıma şehri temsil de ediyordu. sonunda dayanamadılar ve sordular:

    -neden kaçıyorsun ebu süfyan?
    +çünkü bu kervanı korumakla vazifeliyim
    -kervan... peki senin şerefin nerde ebu süfyan?
    +benim şerefim develerimin sırtındadır!
  • bedir savaşında büyük oğlu hanzala, karısı hind'in babası utbe bin rebia, kardeşi velid b. utbe ve amcası şeybe b. rebia öldürülmüş, bir diğer oğlu amr b. ebi süfyan da esir alınmıştır. bu kadar yakınını kaybetmesi ve liderleri ebu cehil'in de bu savaşta öldürülmesi, kendisine liderlik yolunu açmıştır. zina ile suçlanan karısı hind de (en emevi kaynak bile "gönlü huzursuz ve doyumsuzdu" der), amcası ve babasının intikamı alınana kadar ebu süfyan'la cinsel birliktelik yaşamamaya karar vermiştir.

    uhud savaşından da müşrik ordusunun başındadır, hamza'yı karısı hind'in kiraladığı katil öldürür. vakıdi ve ibn hişam'a göre, savaş bitiminde yüksek bir yere çıkıp "bedir'in intikamını aldık" diye var gücüyle bağırmıştır. islam dinini tebliğ için davet edildikleri bir kabileye giderken yolda esir düşen iki müslümanı da astırandır. hendek savaşında da ordu komutanıdır. müslümanların hac isteklerine verdiği yanıtlarla sabrı taşırmış sonra da tırsıp hudeybiye anlaşmasını imza etmek durumunda kalmıştır.

    kızı ümmü habibe' mekke'de müslüman olmuş ve müşriklerin eziyeti yüzünden habeşistan'a hicret etmek zorunda kalmıştır, kızı ile kendisine onur nişanı takmaya çalışanlar biraz okuma yapsınlar. habeşistan'a göçen az sayıda müslüman'dan olan ümmü habibe'nin eşi ölüp de, kafir babası da kendisine sahip çıkmayınca, islam peygamberi kendisini medine'ye getirmiştir (hayber fethi sıralarında). hayber fethinin de ispatladığı üzere iyice güçlenen müslümanlardan, yusuf yusuf olan ebu süfyan bu evlilik haberini duyunca mekke'yi kurtarabileceğini düşünmüş, kızıyla karşılaşıp da kızı kendisine "necis bir müşrik" gibi ifadeler kullanınca, -diğer görüşmeleri de olumsuz geçmişti- akıllı bir tacirin yapması gerekeni yapmış ve müslümanlığa geçmiştir.

    müslümanlığa geçtikten sonra dahi, islam devletini normal bir hanedan olarak algıladığına dair söylemi ve abbas b. muttalib'in ona verdiği cevap pek meşhurdur.
    (edit: vakayı hızlıca ve maalesef kabaca buraya yazayım, soruluyor sürekli: peygamber mekke'ye muzaffer girerken -bir rivayete göre de ebu süfyan hemen fetih öncesi müslümanlarla müzakere etmek için geldiğinde- islam ordusunu görünce, ebu sufyan, abbas'a: "ooo kardeşin oğlu da nasıl saltanat yapmış," der, abbas da, "saltanat değil, peygamberlik." diye düzeltir.)

    bugün bir takım dangalaklar, her sahabenin gökteki yıldız gibi olduğunu düşünen akıldan izandan yoksunlar tarafından, tutunulunca cennete gidileceği düşünülmektedir.

    oğlu için:
    (bkz: muaviye/@huseyin riza)
  • ebu süfyan kimdir?

    hz. muhammed'in peygamberliğini tanımayan mekkeli müşriklerin başı. bedir savaşı'nın çıkış sebebi olan kervanın sahibi.

    islam kaynakları'na göre 565-652 yılları arasında yaşadı. islamiyet'e ve hz. muhammed'e açıkça cephe aldı, uhud ve hendek savaşlarında müşriklerin kumandanlığını yaptı. sonu korkunç olmalı diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. savaşları kaybetmesi üzerine müslüman olmayı kabul etti. canı bağışlandı ama burada kalmıyor... ebu süfyan aynı zamanda muaviye'nin babasıdır. hangi muaviye'nin mi? elbette beşinci halife muaviye. hz.ali'yi ve oğullarını sülalecek katledip hilafeti ele geçiren emeviler'in ilki, muaviye bin ebu süfyan!

    beşinci halife'nin, islam'ın bir dönem bir numaralı düşmanı sayılan ebu süfyan'ın oğlu olduğunu ilk öğrendiğimde neredeyse küçük dilimi yutuyordum. düşünsenize , hemen dört halife döneminin arkasından, hz. muhammed'in mensubu olduğu haşimiler sülalesi, kendisinin devamı olduğu (?) iddiasındaki abbasiler gelene kadar (dile kolay 89 sene) iktidarı elinden kaptırıyor. hem de kime, bütün o savaşları verdiği ümeyye sülalesine. (661-750) bkz..dipnot1

    ebu süfyan savaş sonrasında mekke'yi hz. muhammed'e ve islam ordusu'na teslim edip müslüman olmakla, cephede başa çıkamadığı düşmanını politikada tüketmeyi hedeflemiş görünüyor. osman'ın halifeliği döneminde islam orduları arabistan, mısır ve iran'ı kontrol altına alırken o, önemli politik noktalara kendi ailesinden adamları yerleştirmekle meşgul. aynı esnada oğlu muaviye, ömer döneminde 641'de şam valisi oluyor, üçüncü halife osman zamanında suriye'yi denetimi altına alıyor. ebu süfyan'ın (561-652) ölümünün ardından da muaviye, beni ümeyye (emevî) ailesinin başına geçiyor.

    gerisi herkesçe biliniyor. ama islamın en ustaca üstü örtülen oysa altı kalın çizgilerle çizilmesi gereken gerçeği nedense öylece duruyor: hz. muhammed'in canına kast eden, onu hicrete mecbur bırakan müşrikler, henüz aradan bir kuşak geçmeden (tam olarak söylemek gerekirse hz. muhammed'e ilk vahyin geldiği 610 yılından tam 51 yıl sonra) , üstelik de de islam'ın siyasi gücünü de erklerine katarak uğruna onca savaş verilen mekke'nin yeniden hakimidirler!

    e ne anladım ben bu işten?

    dipnot1: aslen haşimiler ile ümeyye (emeviler) çekişmesi hz. muhammed'den çok önce başlamıştır.

    ===================================

    edit: gelen kutusu »
    hz. ali'yi katleden haricilerden biri, mübarek evlatlarını katlettiren yezid. bu menfi vaziyetleri muaviye üzerinden tanımlama gayreti neden?

    andrew : cevabı yazıda veriliyor çok açık.
    bu arada yezid kim?

    ben detayla daha fazla konuyu karmaşıklaştırmamak için dönemi fazla detaylandırmadım. ancak muaviye ali'yi bizzat katlettirmese bile katline giden yolu açan kişidir. dahası çok şaibeli biçimde halifeliğini elinden almıştır. ali'nin sülalesinin son ferdine kadar ortadan kaldırılmasından ise ebu süfyan'ın torunu, muaviye'nin oğlu, yezid sorumludur.

    ancak yazılanlar muaviye ile ilgili değil ki aslen. o sadece içeride bir detay. bu bizim entrymizin ana fikrini değiştirir mi okuyucu karar verecektir. (bkz: #5807883)

    bakınız tekrar ediyorum:
    "hz. muhammed'in canına kast eden, onu hicrete mecbur bırakan müşrikler, henüz aradan bir kuşak geçmeden, üstelik de de islam'ın siyasi gücünü de erklerine katarak uğruna onca savaş verilen mekke'nin yeniden hakimidirler!"

    ayrıca (bkz: straw man)

    ===================================

    edit 2 (aslında aynı yerden devamla):

    gelen kutusu » ebu süfyan başlığında muaviye'nin babasıdır bilgisinden sonraki konular emeviler başlığına kayıyor sanki.

    kaldı ki peygamberin en azılı düşmanının sonradan onun kurduğu sistemin başına geçmesi gerçekten irdelenmesi gereken bir konu ve esasında emeviler başlığında olsa daha faydalı olur sanki.

    benim mesaj atmaktaki gayem ise merkeze muaviye konulmuş olarak telakki etmem.

    andrew: islamcı çevreler bu ikisi birbirinden ayrı iki tarihmiş gibi göstererek benim altını çizmekte olduğum gerçeği örtme çabası içindedirler kanımca. sanki başka bir yerden bambaşka bir istilacı gelip islam topraklarını ele geçirmiş gibi. oysa emeviler islam devletinin devamıdır ve islamın yayılmasında belki en büyük rolün sahibidir. dolayısı ile dört halife döneminin ardından islam hala varlığını sürdürüyorsa bunu emevilere borçludur. ama hangi feragatle işte benim asıl sorguladığım da budur.

    ===================================
  • o efsanevi mekkenin ileri gelenleri kümesinden alengirli bir adam. erk/power/macht olayinin kitabini yazmis bu yetkili, ebu leheb, ebu cehil gibi birinci nesil mekkenin ileri gelenlerine nazaran duygusalligi bir kenera birakip hz. muhammed ile rasyonel bir mücadeleye girmistir.
    elindeki gücün gidecegi an, olmasi gerekeni olmus, dört halifeden sonra mekkenin en ileri geleni koltugunu geri almis ve bu yetkeyi tekrardan babadan ogula gecen bir sisteme dönüstürmüstür. abbasilere kadar da sülaledeki entrika geni aynen islemistir. sözün kisasi, selman-i farisi nasil siiligin kara kutusuysa süfyangiller ailesi de sünni müslümanligindaki otorite ve yöneten sinif konusunda bir nevi kara kutusu dolaylarindadir. sonucta elindeki gücü kaybetmektense müslüman olmayi "göze almis" bir tüccar var karsimizda. bu noktaya dikkat edilsin bence.
  • pis, yancı ve çıkarcı olmasını yanında kuran-ı kerim'in en açık bug'larından biridir.
    yani kitabın* başında o kadar sövülen sayılan adamın sonra müslümanlığa geçmesi; bir de üstüne sahabe olması akıl karı mıdır sorarım size?

    ulan adam, yezid'in ve muaviye'nin atası... daha söze gerek var mı?
    (bkz: bunlar babadan oğula nesil herhalde)
  • ali imran suresinde "o şeytan" olarak bahsi geçen, ancak sonradan müslüman olmuş şahıs.
  • islam'ın yükselişi ve islam devleti'nin kuruluşuna tamamen tarihsel olaylar örgüsü olarak baktığımız zaman (ve elbette burada islam'ın ilk yıllarına dair geleneksel anlatıyı doğru varsayarak) hz. muhammed kadar zeki, ancak ondan daha yavaş düşünen ve daha şanssız bir adamdır. başarılı bir kabile lideri, tüccar ve yöneticidir; fakat din olgusunu kendi lehinde kullanmayı becerememiştir. elinde bulundurduğu ticari ve siyasi gücü kabe'deki tanrıların sayısı ve gördükleri hürmetle doğru orantılı görmüş; bunun tam tersi olarak kaynağını ortadoğu'da daha önce de görülmüş örneklerden alan tek tanrıcı bir geleneğin de bu güce ortak olabileceğini fark ettiğinde çok geç kalmıştır. savaşı kaybettikten sonra da hayatta kalabilmek için sistemin içinde yer almayı tercih etmiştir.
  • ebu cehil'den daha tehlikeli birisidir. çünkü ebu süfyan ebu cehil'den daha mantıklı hareket eden ve uzun vadeli düşünen bir kişidir. bunu bedir savaşında kervanı tehlikeye atmamakla göstermiştir. kervanıyla savaşa katılsaydı, mekkeliler uhud savaşı için kaynak bulamayabilirlerdi ve mekke'nin düşüşü çok daha önce gerçekleşirdi. hz muhammed'in ölümünden sonra sabırlı davranarak ve sahabe'lerin zayıflığına göre oynayarak, soyunun geleceğini garanti altına alabilmiştir.
  • mekke fethinden sonra müslüman olduğunu söylemiştir. bir ara kabeyi tavaf ederken aklından "acaba bir ordu toplasam tekrar savaşsam müslümanları yenebilir miyim" diye geçirmiş, hazret-i muhammed, o sırada ona dönüp: "yine savaşsan, yine seni yenerdik" demiştir. bu mucize sonrasında ebu süfyan hakkında bir daha müslüman olmadığına dair delil ortaya atılmamıştır. ailesi de kendisi de müslüman olarak ölmüştür.
hesabın var mı? giriş yap