• dövmesi yoktur. bir röportajında "sigaram, alkolüm, kumarım yoktur. işten eve, evden işe. haftasonları kumburgaz sahilinde mangal yaparım. kızınızla da zaten mangal kömürü sayesinde tanıştık." şeklinde bir ifadesi vardı. tam hatırlamıyorum.
  • içkisi kumarı sigarası yok. tek kötü alışkanlığı kırosovır.
  • dirk nowitzki'nin hastaligiyla lebron james'le birlikte dalga gecme muhabbeti soruldugunda "ilk once sunu soylemeliyim, orada gercekten oksuruyorum ayrica dunyada tek usutup hasta olan kisi dirk nowitzki degil." tarzi uber sacma bir seyler zirvalamistir kendisi. soylemistir diyemeyecegim. cunku bu zirvalamak. nba finali oynuyosun, sizi dagitan adam hasta ve mac icinde, disinda bircok kez kameralara oksururken yakalaniyor. sen de mac cikisinda cocukca, sacma sapan bir harekette bulunuyorsun ve sonra boyle abidik bir cevap veriyorsun.
    tebrik ederim, cok guzel super star olmussun.
  • http://www.youtube.com/watch?v=v7sngiaxehw

    lebron james ile beraber; ne kadar kansız birer puşt olduklarını bir kez daha göstermişlerdir. amın oğulları...
  • dirk nowitzki'nin hastalığı ile dalga geçişini ve bir de saçma sapan savunmasını gördüğümden beri kendisinden tiksinmeye başladım ki kendisi adına yapılmış bir kaç ürüne de sahibim 2005-2006 sezonundan beri ancak artık benim için karaktersiz sporcular arasındaki yerini almıştır. ve umuyorum ki dirk, o iki şaklabanı yerin en dibine, bir daha geri gelmemek üzere sokacaktır.
  • bir avrupalı oyuncunun yancısı lebron'la birlikte ellerine vermesini hazmedememiş, amiyane tabirle karizmasını resetlemiştir. götiyane tabirle yaptığı ise orospu çocukluğundan başka birşey değildir.
  • adam bildiğin feda demiş. 42 milyon dolarlık son 2 yıllık kontratının opsiyonunu kullanıp serbest kaldıktan sonra miami ile yeniden 2 yıllık 31 milyon dolarlık kontrat imzalamış. oha. istese gıkını çıkarmadan 42 milyonunu alırdı. kimse de bir şey diyemez, hatta helal olsun adama gemisini terk etmedi derlerdi. ama o muhtemelen kontratında kötüleştirmeye gidip takımını rahatlattı ve gelecekte alınacak yıldız oyuncular ile tepeye oynamaya devam edecek. kobe bryant'da sakat ve yaşlı haliyle lakers'a son kazığını atıp, kendi için iyi, lakers için feci bir kontrat imzalamıştı hatırlarsak. wade'i sevmem ama bu enteresan kararından ötürü saygıyı hak ediyor.
  • wade'si dolmuş.
  • sadece miami heat'in değil benim de göz bebeğimdir. 2000 lerin ortasında artık jordan basketbolu bırakmış iverson artık eski halinden çok uzakken ben de nba i bundan sonra hiçbir zaman bu kadar severek takip edemem diye düşünüyordum. hani benim için artık acaba yarın ne yapacak diyeceğim bir oyuncu, bir sonraki maçını iple çekeceğim birinin tekrar gelemeyeceğini düşünüyordum. belki kobe vardı falan diceksiniz ama kobe hiçbir zaman benim beğendiğim türden bir basketbolcu olmamıştır. beğendiğim tür derken onda hiçbir zaman istediğim türden bir ruh bulamadım, beni hiç heyecanlandıramadı, tabi bu benim düşüncem.

    neyse, wade nba e geldikten sonra sıradan bir oyuncu olmayacağını belli etmişti zaten ama eminim ki kimse -ben de dahil- onun bu derecede bir süperstar a dönüşeceğini tahmin edememiştir o yıllarda.

    ne olduysa 2004 senesinden sonra oldu işte. shaq miami heat'e takas olmuştu. o sene bir çocuk çıktı ortaya, daha önce de takip ediyordum fakat hiç bu kadar dikkatimi çekmemişti. 2 numara oynamasına rağmen neredeyse hiç şutu olmayan bir çocuktu bu. ama o kadar yürekli oynuyordu ki, vücudunu hiç sakınmadan içeri dalışları, inanılmaz bir vücut kontrolü, bana mısın demeden her karşılaştığı savunmacıyı perişan edişiyle beni kendine kısa sürede hayran bıraktı. aradığım ruhu onda buldum resmen. umudumu kestiğim artık eskisi kadar heyecan duyamam dediğim nba'e tekrar döndürdü beni.

    her maçında beni heyecanlandıracak birkaç hareket yapıyordu. ama bunlar sadece smaçlardan ibaret değildi. gerçekten eğer eski dwyane wade i hatırlarsanız, ondaki vücut kontrolü, denge dayanıklılık kimsede yoktu. sıradan bir turnikeyi bile o kadar estetik gösterebiliyordu ki, her zaman izlediğim en estetik basketbolcu olarak hatırlayacağım onu. gençliğinde "circus shot" terimi onla özdeşleşmişti resmen. hatta youtube da top 10 wade circus shots temalı videolar falan yapılmıştı.

    http://www.youtube.com/watch?v=bb6upz8yst4 - mesela şu hareketi yıllarca nba tv jeneriklerini süsledi.

    topu elinden kapmak imkansız gibi birşeydi o top sürerken, eline yapışıyordu resmen. iverson yaşlanmış ve bitmişken nba'in crossover eksikliğini kapatıyordu. iki kişinin arasında dans edercesine çıkıp bastığı smaçlar veya attığı turnikeler artık her maç olduğu için kanıksanmıştı. evet şutu yoktu belki ama yüreği vardı ve vücudunu hiç sakınmıyordu. sürekli içeri girmeye, potaya yüklenmeye çalışıyordu. herkes o zamanlarda bu tempoya, bu deliciliğe dizlerinin ne kadar dayanabileceğini merak ediyordu. kariyerinin erken noktalanacağı düşünülüyordu.

    2006 senesinde nba finallerine çıkmıştı miami heat. karşılarında o dönemde inanılmaz oynayan bir dirk nowitzki ve dallas mavericks vardı. seride miami 2-0 geriye düştüğünde herkes bu iş bitti diye düşünüyordu. fakat tek bir oyuncu herkesi haksız çıkaracaktı.

    wade serinin ilk iki maçında da fena oynamamıştı fakat takımın yenilgisine engel olamamıştı. shaq eski performansından oldukça uzakken wade'den daha çok şey beklendiği açıktı. 3. maçın ilk yarısı sona erdiğinde miami öndeydi fakat 3. çeyrekte dallas inanılmaz bir performansla öne geçti ve 4. çeyreğe gelindiğinde, yaklaşık 6 dakika varken maçın bitmesine, miami 13 sayı farkla gerideydi. işte o dakikadan sonra bir miami heat efsanesi doğdu. son çeyrekte 15 sayı atan wade neredeyse maçı tek başına çevirdi ve kazandırdı. (o son 6 dakikayı sinematik bir anlatımla izlemek isterseniz buyrun http://www.youtube.com/watch?v=flftvcohl7m). daha sonra 4, 5 ve 6. maçları da dwyane wade'in inanılmaz performansları (34.7 sayı ortalaması) sayesinde kazanarak miami heat 2006 nba şampiyonu olmuştu. bu arada şunu da söyliyim espn'in sitesinde yayınlanan sıralamaya göre, nba tarihinin en iyi finaller performansıdır bu (efficiency baz alınarak yapılmış).

    ertesi sene 21 şubat 2007'de wade şimdiki takım arkadaşı shane battier'den top çalmaya çalışırken omzu çıkmış ve sahayı terketmişti. wade ameliyat olmak yerine karakterini ortaya koymuş ve takımını playofflarda yalnız bırakmayacağını söyleyerek bir süre tedavi olduktan sonra parkelere dönmüştü. playofflarda normal patlayıcı oyununda uzak kalsa da fena sayılmayacak bir performans göstermiş fakat chicago ya elenmişlerdi.

    wade o yaz ameliyat oldu, herkes eski wade'in dönüp dönemeyeceğini merak ediyordu, dönemedi maalesef. ertesi sene de diz sakatlıklarıyla boğuştu, baştan beri söylenenler gerçek oluyordu ve dizleri artık o patlayıcı oyununa dayanamamıştı. o sene miami nba'in en kötü kazanma oranıyla bitirdi. wade sakatlıklarla boğuştu ve birçok maçı kaçırdı. bitti diyordum artık, eski wade dönemez.

    işte ne olduysa 2008 yazında oldu. dizinden ameliyat olan wade tüm yazını tim grover ile çalışarak geçirdi ve 2008 olimpiyatlarında efsane bir dönüş yaşadı. takımın skor anlamında yıldızıydı. 2008-2009 senesinde ligi resmen istatistiksel olarak domine etti ve bir önceki sene lig sonuncusu olan takımını playofflara sokmayı başardı. ben hala bu sezonu wade'in en efsane sezonu olarak görürüm. özellikle allstar sonrası dönemi inanılmaz oynuyor, resmen durdurulamıyordu. 40 sayılar 50 sayılar havada uçuşuyordu. 9 mart 2009 daki chicago bulls maçındaki performansı ve buzzer beater sonrasında this is my house diye bağırışı akıllara kazındı.

    maç için => http://www.youtube.com/watch?v=x_ln7n_foui
    this is my house => http://www.youtube.com/…=1brpuqjerhm&feature=fvwrel

    bir de o sene anderson varejao üzerinden bastığı smaç sonrası hemen 1 pozisyon önce smaca giderken blok yiyen lebrona "that's how you do it" tarzı bişeyler demesi çok eğlencelidir => http://www.youtube.com/watch?v=5urn7ij5cqq

    wade bir sezonda 2000 sayı 500 asist 100 top çalma ve 100 blok barajını geçebilen nba tarihinin ilk oyuncusu oldu. ligi sayı kralı olarak bitirdi ve birçoklarına göre o sene normal sezon mvp ödülünü haketmesine rağmen takımın istatistikleri ligin en iyilerinden olmadığından ödül ona verilmedi.

    sezonun kısa bir özetini izlemek isterseniz 2 part halindeki şu kısa filmi izleyin derim.
    1. part => http://www.youtube.com/watch?v=mhsrsicfbu4
    2. part => http://www.youtube.com/…=ucqmzkl7lhi&feature=relmfu

    neyse çok uzattım ardından olanları biliyorsunuz. lebron geldi bosh geldi, ardından şampiyonluk. ama bu sene dizlerinin tekrar wade'e ihanet ettiğini görüyorum. biliyorum ki o bir savaşçı ve eskisi gibi dönmek için elinden gelenin en iyisini yapacak ama içimden bir ses de artık wade'in yaşlandığını söylüyor. bunu kendime zor itiraf ettiğim için buraya yazmak istedim. wade yaşlanıyor ve ben bunu kabul edemiyorum. dizleri eskisi gibi güçlü olabilir mi bilemiyorum. ama miami heat'in süperstarına üzülüyorum.

    lebron kesinlikle harika bir oyuncu ama o beni bir wade kadar heycanlandıramıyor malesef. belki derrick rose ama o da çok erken sakatlıklarla boğuşmaya başladı ve ilerde ne olacağı meçhul. üzülüyorum sözlük gerçekten. bu kadar büyük bir oyuncunun burada gördüğü muameleyi gördükçe üzülüyorum. bu sene pek iyi oynamadı evet ama ne olur bu adama sıradan biriymiş gibi davranmayın çünkü değil. hoş, davransanız da bu onun inanılmaz bir oyuncu olduğu gerçeğini değiştirmiyor ama onun en iyi dönemlerini izlemiş bizleri üzüyor.

    diyeceğim şudur; lebron bu sene inanılmaz oynadı ve oynuyor, büyük bir ihtimalle adı heat tarihine altın harflerle yazılacak ama benim gibi düşünen birçok miami heat taraftarının gözünde dwyane wade ayrı bir efsanedir ve öyle kalacaktır.
  • aktif nba oyuncuları arasında en iyisi mi tartışılır (kimle tartışacaksam bu kobe lebron çılgınlığında) ama nazarımda fizik dışı yetenek açısından en tepededir. parkenin tepeden tırnağa her noktasında match up'ta mismatch yaratmayı başarabilir.

    3 sayı çizgisinin gerisinde, maç içinde pure shooter'a dönüşebilecek kadar bileği düzgündür.

    orta mesafede şutunun girip girmemesi tamamen kendisine bağlıdır. şut stili step back ve fade away üzerine kurulu olduğu için bloklanması çok zordur. bu konuda tek çıkar yol kendisine 15 cm daha uzun bir savunma vermektir ki bu hiç iyi bir fikir değil. bu durumda muhtemelen 3 veya 4 numaradaki oyuncuya ezici bir üstünlük vermiş olursunuz ve wade o maçta kariyer asist rekorunu geliştirebilir.

    yakın mesafe, şut açısından belki kendisine en fazla handikap sağlayacak bölgedir. zaten böylesine ezici penetre özelliği, hızı ve atletizmi olan bir adamın yakın mesafeden şut attığına pek tanık olmayız. kendisi genelde monster jam tercih eder.

    tüm bu hücum gücüne rağmen ligin en iyi savunmacılarından olduğu zaten ortada. kariyerinden, yaptıklarından falan bahsedecek değilim. sadece son bir hafta içinde yaptıkları bile insanlık dışı:

    uzun bir mağlubiyet serisinin üzerine çıktıkları kritik lakers maçının bitimine 90 saniye var ve skor 88:88. lakers hücumunda ligin en büyük oyuncusu kobe'nin ellerinden topu çalıyor ve lebron'a verdiği pasla, maç sonunda ivmeyi tamamen kendi takımına çeviriyor.

    http://www.youtube.com/watch?v=5rxkksyckda

    grizzlies maçı, ileride wade'i hatırlarken aklıma gelen ilk birkaç maçtan biri olacak kesinlikle. sam young ve tony allen'ın maçtan sonra beraber rakı içmeye gittiklerini düşünüyorum. özellikle allen'ın ilk bloğu yedikten sonra, ikinci defa meydan okumasını çok takdir ettim doğrusu.

    http://www.youtube.com/watch?v=vlcib287n6g

    spurs maçında, dirseğiyle faul yaparak kendisini toptan uzaklaştırmasına rağmen basket bile olsa duncan'a vurduğu blok görülmeye değer. hem kendisinden 18 cm uzun, hem de tim duncan!

    http://www.youtube.com/…v=tgl_i2mqrjs&feature=feedu

    thunder maçı'nda kendrick perkins'in üzerinden vurduğu hayvani smaç yeterince konuşuldu zaten, daha fazla betimlemeye gerek yok.

    http://www.youtube.com/watch?v=dw6uuoa9tzm

    fakat aynı maçta dikkatimi çeken bir hareket daha var ki tamamen wade'in sezgilerini ve fundamental'ını gösteriyor. eric maynor potaya doğru yüklenirken sağa meyledip mike miller'ı o tarafa sürüklüyor. kendisi de o hareketin uzmanı olan wade, maynor'ın euro step yapma ihtimalini hissediyor ve arkasından ters tarafa zıplıyor. sonuç: top tribünde.

    http://www.youtube.com/watch?v=ps8i0ftc1co

    bunlar heat'in bir hafta içinde oynadığı dört maçtan çeşitli kareler*. farkettiyseniz ortada hiç istatistik yok. zaten gerek yok!
hesabın var mı? giriş yap