• hayatımı yalan dolan üstüne kurmuşum psikiyatri servisine yatınca fark ettirdi doktorlar. şimdi düzenli hayatta yalan söylemeden yaşamaya çalışıyorum ama o kadar alışmışım ki buna. çok zorlanıyorum. dürüstlük mutluluk mu getirir inanın bilmiyorum. şunu biliyorum etrafımdakiler mutlu olsun diye yalan söyledim ben hep
  • çok fazla hakkında konuşanların, ders verenlerin, olduklarını iddia edenlerin yalancının önde gideni olduğu kavram.
  • hayatınızı kolaylaştırır. uzun vadede kazandırır.

    yalan söylemek anlık size çözüm sunar, uzun vadede asla problemlerinizi çözmez, tam tersine karmaşıklaştırır. yalan yalanı doğurur ve senaryolar bitmez.
    yalan söylemek bir alışkanlıktır hatta bir hastalıktır bana göre.
  • türk medeni kanunu'nun 2.maddesinde düzenlenmiş olan ilke.
  • o kadar önemli ki. hele ki özellikle kendin böyleysen, tüm temiz kalpliliğinle net biriysen işte o zaman daha da bir önemli oluyor. tabi sadece bu da değil yanında inanmak ve güvenmek de gerekiyor..
  • uydurma bir kavram. dürüstlük dediğin nedir? tamamen bozuk bir dünyada, elli çarkı kırık bir düzende, bir çubuk doğru olsa ne olur? toplum zaten çürümüş, bitmiş. bu ilk tümdengelim. toplum bozuksa, birey de bozuk olur canım kardeşim.
    bir de daha varoluşsal bir yanı var bu durumun, arkadaş hayatı, evreni, kendisini tanımayan insan dürüst olsa ne olur, olmasa ne olur.
    tabiatın gerçek kurallarıyla değil, toplumun suni kurallarıyla kalıp bulmuş, kendi kişiliğini değil toplumun ahlak yasalarını yaşayan bir insan dürüst müdür? bence değildir.
    dürüstlük başka bir şey zaten. yani düz adam dürüst olsa ne olur olmasa ne olur, önce insanın hakikatla yüzleşmesi gerek.
    dürüst insan yerine, hakikatle ve kendisiyle yüzleşmiş; yozlaştığını da bilen insanı tercih ederim.
  • etik anlayışın olmadığı yerde dürüstlük tek başına anlamsızdır. aklınıza her geleni yapıp, sonra da bunu ifade ederseniz, buna patavatsızlık denir.

    düşünün ki birine sıfır sinir olduğunuz için, mesela tipini sevmediğiniz için dövmek istiyorsunuz. sonra gidip bir güzel dövüyorsunuz, ardından da şunu diyorsunuz: "kusura bakma, sana çok sinir oluyordum, çok dürüst olduğum için seni dövdüm. hatalıyım ama bunu yaptım."

    bunu ifade etmek/uygulamak mı yoksa o kişiye sinir olsanız bile bu düşüncenin yanlış olduğunu bilmek ve kendinizle mücadele etmek mi doğrudur?

    demek ki nefsimize yenildiğimiz ve kafamıza göre yaptığımı her şeyi dürüstlük adına gerçekleştirmek etik bir davranış değildir. buna vicdan rahatlatmak, itiraf etmek denir. zaten etik biri o düşünceyi gerçeklemez.
  • insanların yapmaları gerekeni değil, yaptıklarını yazan machiavelli'ye minnettarız. herkes olması gerekeni yazıyor ama öyle yaşamıyor. bu zat prens'e der ki: "sana verdiği sözü tutmayacak birine verdiğin sözü tutman gerekmez. dürüst olarak onun gözünde sadece saf olursun. bu nedenle köylüye verdiğin sözleri tutmaman şerefine bir leke sürmez. "
  • fazlasının zarar olduğu tarafımca test edilmiş davranış biçimi. yine de vazgeçmeyeceğiz dürüst olmaktan.
hesabın var mı? giriş yap