• turkiye'de caz muziginin en unlu isimlerinden biri.. vokalist, davulcu, besteci, aranjor, egitimci..
  • vaktiyle öztürk serengil, sadri alışık, tanju okan gibi kişilerle büyük dostluğu varmış durul hocamızın.. günlerden bir gün bu kişiler, hem durul hocamızın hem de fatma* ablamızın aklını çelip "siz birbirinize baya yakıştınız haa" demelerine aldanıp nişanlanıvermişler. nişanlanıvermişler ama fatma ablamızın eski mevzuları* depreşince iş haliyle yürümemiş..
    durul hocamla fatma ablamın el ele, öpüşürken çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu dergilerin üzerinde fasülyeler yenmiş, nice soğanlar kırılmış... aynı durul hocamın kalbi gibi...
  • büyük adam.

    sınavında kopya çeken öğrencilerle ilgili olarak anlattığı iki komik olay vardı: şimdi bu u3 amfisi sözlü bilgi alışverişine imkan verecek kadar geniş bi yer tabii, çocuklar da haliyle fısıldaşma yoluyla sınavda paslaşıyorlar. ertesinde durul hoca bazı sınav kağıtlarında yanıt olarak iki isim görüyor: general morton ve bix spider man. tabii kulaktan kulağa oyununun klasik handikapının sınavda paslaşırken nasıl vuku bulduğunu, jelly roll morton ve bix beiderbecke'in sinyaldeki noise yüzünden ne hale geldiğini müşahede etmiş oluyor*. çocuklarla dönem sonuna kadar epey kafa bulmuştur sanırım.

    edit: #6508583'de yanıtın bix spider bag olduğu söylenmiş, güldürmede yenişemezler bence spider man'le.
  • kros davul un onune davulcunun ismini yazmasinin moda oldugu
    cok eski gunlerde bu alisilagelmis davranisa uymayan gence
    davulunu sahneye oldugu gibi koymustur.davul un markasi da ludwig dir.tabiikide kros un onunde marka yazmaktadir.derken durul gence nin yanina bir seyirci gelir.sozlerine "ludwig abi"
    diye baslar.
    (bkz: ludwig)
  • 50 derecede seyreden yaz okulu günlerinin yegane eğlencesi olabileceğini anladığım hocam.. bu yaşında bu dinamizm, kendi mayışıklığımdan utandım ders anlatışını (ya da stand-up gösterisi mi desek) izlerken.. küçük prens sever olması ve yazım kuralları takıntısına sahip olmasıyla da gönlümü ayrıca fethetmiştir..
  • enstrümantal müzik için "küçük prens için çizilen koyun gibidir: kutunun içindedir ve nasıl bir koyun olduğu, kişinin hayalgücüne bağlıdır." demiş ve beni benden almıştır.. gerçi koca u3'te küçük prens'i tanıyan 3-5 kişi ya vardı ya yoktu.. yazık..

    ayrıca: (bkz: #11046292)
  • 14 mart 1940 doğumlu yalnız müzikal yeteneği ile değil yüksek insani değerleriyle de türkiye'nin medar-ı iftiharı olan adam gibi adam. türkiye'de zamanına göre rastlanamayacak güzellikte işler çıkarmış ve bunu büyük bir titizlikle yürütmüş, öte yandan müzikalitesi beş para etmeyecek şahıslara ve dönemin çürümeye başlayan medyasına katlanamayacak kadar da dürüst ve seviyeli oluşu sebebiyle mesleğinin zirvesinde gözlerden uzaklaşmış fakat kaliteli müzik yapmaya ve ülkesini nice ülkelerde muazzam şekilde temsil etmeye devam etmiştir. 1999 yılından beri kurucusu olduğu ve eşi melda gence tarafından işletilen gence pre-school'a, sanata ve geleceğe yapılacak hiçbir yatırımın kayıp olmadığına olan inancıyla 2006 yılında çoğu insanın aksini düşündüğü ve kişisel çabalarına devletin zerre desteği olmayan bir ortamda durul gence sanat kurslarını ekleyerek tüm sahip olduğu birikimini durmaksızın çalışarak genç kuşaklara aktarmaya devam etmektedir. bir dolu sahte insanın olduğu bu dünyada var olması bile insana umut veriyor. önünde saygıyla eğiliyor, dünyadaki tüm güzelliklerin onu bulmasını tüm kalbimle diliyorum.
  • orkestrasıyla en aşmış performasını 1973'te oslo'daki bir konserde ortaya koyduklarını düşünüyorum. bu konserden bir çalışma için: https://www.youtube.com/watch?v=r1bzdbvndso&t=2s
  • türkiye'de jazz ve davul denilince ilk akla gelen büyük usta . özellikle 70lerde canlı performanslarıyla ve müzik yaptığı gruplarla nasıl efsane olduğunu dinlerdik abilerimizden.

    biz ise onu 90larda odtü'de, çoğu mühendislik öğrencisi gibi kolay yoldan "aa" almak için history of jazz seçmelisi ile tanıdık. enerjisi yüksek, müziğe aşık bir insan görmüştüm. miles davis, jan garbarek, chick corea, ella fitzgerald ve diğerlerini öğrendik, dinledik sayesinde. kendisini ne kadar sevdiysem, arada derslere gelen ama şimdi adını unuttuğum asistanından da o kadar nefret etmiştim.

    ülkede sanata, müziğe önemli katkılar vermiş, eski nesil büyük bir sanatçıydı. mekanı cennet olsun.
  • büyük bir müzisyendi. çok üzüldüm vefatına.
hesabın var mı? giriş yap